turkce sozluk - page 539

re yat›rmak:
Bir yumrukta adam› yere
serdi.
6.
mec.
Bofllamak, savsaklamak,
önemsememek:
Derslerini bugünlerde
iyice serdin.
serpelemek
(nsz.)
1.
(ya¤mur, kar için)
Seyrek ve ince damlalar, taneler duru-
munda ya¤mak.
2.
Sürekli ve az serp-
mek.
serpilmek
(nsz.)
1.
Serpmek eylemine ko-
nu olmak.
2.
mec.
Geliflmek, büyümek:
Çocu¤unuz, görmeyeli çok serpilmifl.
serpinti
a.
1.
Dökülen, akan ya da boflalan
bir s›v›dan çevreye s›çrayan damlalar.
2.
Azar azar, küçük damlac›klar ya da
tanecikler durumunda ya¤an ya¤mur
ya da kar.
serpifltirmek
(-i, -e)
1.
(ya¤mur, kar için)
Azar azar, ince ince ya¤mak.
2.
Rastge-
le serpmek.
serpme
a.
1.
Serpmek eylemi.
2.
Bal›k
av›nda kullan›lan, çevresine kurflunlar
dizilmifl, koni biçimli a¤.
serpmek
(-i, -e)
Da¤›lacak biçimde dök-
mek, saçarak atmak:
karabiber serp-
mek.
sersem
ön a. Far.
1.
Herhangi bir nedenle
bilinci ve alg›lamas› zay›flam›fl.
2.
Dü-
flünmeden hareket eden, ne yapt›¤›n›n
fark›nda olmayan.
sersem etmek
ser-
semlemesine yol açmak.
sersem gibi
serseme yak›fl›r biçimde.
sersemlemek
(nsz.)
Sersem bir duruma
gelmek.
serseri
ön a.
ve
a. Far.
1.
Belli bir ifli olma-
yan, aylak aylak dolaflan, kabaday›.
2.
Tutars›z davran›fllar› olan.
3.
mec.
Belli
bir hedefi olmayan, rastlant›yla gelen:
serseri kurflun.
sert
ön a. Far.
1.
Kesilmesi, katlanmas›,
bükülmesi, bölünmesi ya da çi¤nenme-
si güç olan; kat›:
sert ayva, sert plastik.
2.
Dayan›lmas›, katlan›lmas› güç olan,
etkili:
sert rüzgâr.
3.
K›zg›n, h›rç›n, öf-
keli:
Sert bir sesle ba¤›rd›.
4.
Kararl›,
güçlü:
Sert ad›mlarla uzaklaflt›.
5.
Hofl-
görülü olmayan, ödün vermeyen, s›k›:
sert bir yönetici.
6.
Keskin, çarp›c›, sar-
s›c›:
sert bir tütün.
7.
K›r›c›, incitici:
Sert bir yan›t verdi.
sert damak, -¤›
a.
Dama¤›n ön bölümü.
sert doku
a. bitb.
Birkilerde odunlaflm›fl
destek doku.
sertifika
a. Fr.
Bir ö¤renimi, bir kurs ya da
toplu çal›flmay› baflar›yla bitirenlere ve-
rilen belge.
sertleflmek
(nsz.)
Sert bir duruma gelmek.
sertlik, -¤i
a.
1.
Sert, kat› olma durumu.
2.
Sert, k›r›c›, ac›mas›z davran›fl, fliddet.
sert su
a. kim.
‹çinde çözelti olarak çok
miktarda kalsiyum tuzu bulunan su.
sert tabaka
a. anat.
Gözü d›fl etkilerde ko-
ruyan; beyaz, parlak sert ve dayan›kl›
olan gözün en d›fl tabakas›.
serum
a. Fr. t›p
Mikroplu bir hastal›¤a ya
da zehirli bir maddeye karfl› afl›lanm›fl
bir hayvan›n, özellikle at›n kan›ndan el-
de edilen ve tedavide kullan›lan s›v›
madde.
sert ünsüz
a. dlb.
Ötümsüz, titreflimsiz,
tonsuz ünsüz.
serüven
a. Far.
Birinin içinde oldu¤u heye-
canl› olay, macera.
servet
a. Ar.
Varl›k, zenginlik.
servi
a. far. bitb.
Servigillerden, Akdeniz ik-
liminin egemen oldu¤u yerlerde çok ye-
tiflen, pul biçimindeki yapraklar›n› k›fl›n
dökmeyen, ince ve uzun bir a¤aç.
servi
boylu
ince ve uzun boylu (kimse).
servigiller
ç. a. bitb.
Kozalakl›lardan; servi,
maz›, ard›ç gibi a¤açlar› kapsayan bir
bitki familyas›.
servis
a. Fr.
1.
Sofrada hizmet etmekle gö-
revli kiflinin yapt›¤› ifl, bu iflin yap›lma
biçimi.
2.
Sofrada gerekli olan tabak,
b›çak, kafl›k, peçete gibi fleylerin tümü.
3.
Bir kuruluflun belirli ifllevleri olan bö-
lümlerinden her biri; bu bölümde gö-
revli kiflilerin tümü; bu kiflilerin çal›flma
yeri:
muhasebe servisi.
4.
Bir kuruluflta
çal›flanlar›n ulafl›m›nda kullan›lan araç.
serpelemek
servis
539
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 539
1...,529,530,531,532,533,534,535,536,537,538 540,541,542,543,544,545,546,547,548,549,...688
Powered by FlippingBook