turkce sozluk - page 562

mak, bar›fl zaman› da vergi toplamak
için ayr›lan kifli.
subay
a.
Silahl› kuvvetlerde aste¤menden
mareflale (deniz kuvvetlerinde büyük
amirale) kadar rütbelere yükselebilen,
özel yasalara ba¤l› asker.
su bilimi
a.
Sular›n mekanik, fizik, kimya ve
biyoloji bak›m›ndan inceleyen bilim dal›;
hidroloji.
subjektif
ön a. Fr.
Öznel.
su böre¤i
a.
Katmerlendirilmifl yufkay› tep-
siye yerlefltirmeden önce hafllanan ve
aras›na peynir ya da k›yma konularak f›-
r›nda piflirilen börek.
sucuk, -¤u
a.
1.
Çeflitli baharatlar kat›larak
yo¤urulan et k›ymas›n›n ba¤›rsak içine
doldurulmas›yla haz›rlanan yiyecek.
2.
Bir ipli¤e dizilmifl ceviz, f›nd›k ya da ba-
dem içinin niflastayla koyulaflt›r›lm›fl
üzüm fl›ras›na bat›r›lmas›yla haz›rlanan
tatl› yiyecek.
suç
a.
1.
Yasalara ayk›r› olan ve cezaland›-
r›lan eylem, cürüm.
2.
Yerleflik de¤er
yarg›lar›na, ahlaka, toplumsal kurallara
ayk›r› davran›fl.
3.
Yap›lmamas› gereken
davran›fl, eylem; kabahat.
suçiçe¤i
a. t›p
Özellikle çocuklarda görülen,
döküntülü, bulafl›c› bir hastal›k.
suçlamak
(-i, -le)
Bir davran›fl›, bir eylemi o
kifliye yüklemek; itham etmek.
suçlu
a.
ve
ön a.
Suç ifllemifl, bir suçtan hü-
küm giymifl olan; kabahatli.
suçüstü
be.
Suç ifllerken:
Polis, onu suçüs-
tü yakalam›fl.
sudan
ön a.
Önemsiz, saçma:
Sudan ne-
denlerle bana k›zd›.
Sudanl›
öz. a. (su’danl›)
Sudan halk›ndan
ya da bu halk›n soyundan olan kifli.
sudan ucuz
a.
ve
ön a.
Çok ucuz.
suflör
a. Fr. tiy.
Oyunculara rollerindeki
unuttuklar› sözleri izleyicilere duyurma-
dan söyleyip hat›rlatan kifli.
suistimal, -li
a. Ar.
Görevini, yetkisini kötü-
ye kullanma; yolsuzluk.
suikast
a. Ar.
1.
Gizlice cana k›ymaya ve
kötülük etmeye kalk›flma.
2.
Bir devlet
büyü¤ünü ya da önemli bir kifliyi plan
kurarak öldürme.
su kaba¤›
a. bitb.
Kabakgillerden, s›cak ik-
lim bölgelerinde yetiflen, alt bölümü flifl-
kin, baz› yerlerde kurutulup su kab› ola-
rak kullan›lan bir tür asma kaba¤›.
su kam›fl›
a. bitb.
Su kam›fl›gillerden, suda
ve batakl›klarda yetiflen, difli ve erkek çi-
çekleri ayr› baflaklar durumunda bulu-
nan otsu bitki.
su kaya¤›
a.
Bir kayak üzerinde süratli bir
deniz motoruyla çekilerek yap›lan bir tür
su sporu.
su kemeri
a.
Bir yerleflim birimine su gö-
türmeye yarayan ve üzerinde su yolu
bulunan kemerli ya da kemersiz yap›.
su küre
a.
Yeryüzünün suyla kaplanm›fl bö-
lümü, su yuvar›, hidrosfer.
sulak, -¤›
ön a.
1.
Suyu bol olan.
2.
a.
Kufl-
lar için su konulan küçük kap.
sulama
a.
1.
Sulamak eylemi.
2.
Toprakta-
ki su eksikli¤ini gidermek, bitkilerin da-
ha iyi yetiflmesini sa¤lamak için ekilip
biçilen bir alana su verme ifllemi.
sulamak
(-i)
(bitki ve hayvan için) Su ver-
mek.
suland›rmak
(-i)
1.
Sulu duruma gelmesini
sa¤lamak.
2.
Su ya da baflka bir s›v› ka-
t›p kar›flt›rarak yo¤unlu¤unu azaltmak:
boyay› suland›rmak.
sulanmak
(nsz.)
1.
Sulu duruma gelmek.
2.
Suyu ço¤al›p yo¤unlu¤u azalmak:
ka-
n› sulanmak.
3.
(göz için) Yaflarmak.
4.
argo
‹mrendi¤ini a盤a vurmak, çok is-
tedi¤ini aç›kça belli etmek:
Kalemime
bofluna sulanma, vermem.
sulh
a. (l ince okunur) Ar. hlk.
Bar›fl.
sultan
a. Ar. tar.
1.
Müslüman hükümdarla-
r›n kulland›klar› bir unvan:
Fatih Sultan
Mehmet.
2.
Padiflahlar›n erkek ve k›z
çocuklar› ile anne ve efllerine verilen un-
van:
Naciye Sultan.
sultanl›k, -¤›
a.
1.
Sultan olma durumu.
2.
Sultan unvan›n› tafl›yan bir ‹slam hü-
subay
sultanl›k
562
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 562
1...,552,553,554,555,556,557,558,559,560,561 563,564,565,566,567,568,569,570,571,572,...688
Powered by FlippingBook