turkce sozluk - page 589

Bulafl›c› hastal›k mikrobunu tafl›yan in-
san ya da hayvan.
taflk›n
ön a.
1.
Taflan, taflm›fl durumda
olan.
2.
mec.
Afl›r›.
3.
a.
Su bask›n›.
taflk›nl›k, -¤›
a.
Taflk›n olma durumu, tafl-
k›nca davran›fl, afl›r›l›k.
tafl kömürü
a. yerb.
Jeolojik dönemler bo-
yunca dönüflüme u¤rayarak yüksek bir
kalori gücü kazanan, bitki fosillerinden
oluflan do¤al yak›t; maden kömürü.
tafl küre
a.
Yer kabu¤unu oluflturan ve yer
yuvar›n›n merkez çekirde¤i çevresinde
bulunan kat› yuvar, tafl yuvar›, litosfer.
tafllama
a.
1.
Tafllamak eylemi.
2.
Sert
madenleri afl›nd›r›c› bir taflla parlatma.
2.
ed.
Yergi.
tafllamak
(-i)
1.
Tafl atmak, tafla tutmak.
2.
Madenî bir parçay› z›mparayla törpüle-
yerek yuvas›na al›flt›rmak.
3.
mec.
Üstü
kapal› i¤neleyici sözler söylemek.
tafllaflmak
(nsz.)
1.
Tafl durumuna gel-
mek.
2.
mec.
Çok flafl›rarak konufla-
maz, hareket edemez duruma gelmek.
tafll›
ön a.
1.
‹çinde tafl olan, tafl kar›flm›fl
olan:
tafll› nohut.
2.
Üzerinde süs tafl›
bulunan:
tafll› küpe.
tafll›k, -¤›
ön a.
1.
Tafll› yer.
2.
a.
Taflla dö-
flenmifl avlu, sofa, merdiven alt› gibi
yerlere verilen ad.
3.
a. hayb.
Kufllarda
mideden sonra gelen kasl›, ö¤ütücü mi-
de cebi.
taflmak
(nsz.)
1.
(s›v›lar için) Kab›n kenar-
lar›n› aflarak d›flar› ç›kmak:
Süt taflt›.
2.
(akarsu için) Yata¤›ndan aflarak çevre-
ye yay›lmak.
3.
Bulundu¤u yüzeyden
genifl gelerek s›n›rlar› aflmak:
Yaz›lar
çizgi d›fl›na taflm›fl.
tafl oca¤›
a.
Yap› ifllerinde kullan›lan taflla-
r›n ç›kar›ld›¤› yer.
taflra
a. (ta’flra)
Bir ülkenin baflkent ya da
önemli kentlerinin d›fl›ndaki yerlerin tü-
mü.
tafl yuvar›
a. yerb.
Tafl küre, litosfer.
tafl yürekli
ön a.
Kat› yürekli.
tat, -d›
a.
1.
Baz› maddelerin tat alma or-
gan› üzerinde b›rakt›¤› duyum:
Bal›n ta-
d› tatl›d›r.
2.
Tatl›l›k derecesi:
Reçelin
tad› çok olmufl.
3.
mec.
Hofla giden du-
rum, zevk:
Bu roman›n tad› bambafl-
kayd›.
Tatar
öz. a.
1.
Tataristan’da, K›r›m’da, Ku-
zey Kafkasya’da ve Sibirya’da yaflayan
Türk soyundan bir halk ve bu halktan
olan kifli.
Tatar böre¤i
a.
Hafllanm›fl kal›nca yufka
parçalar›na yo¤urt ve k›yma kat›l›p üze-
rine k›zg›n ya¤ gezdirilerek haz›rlanan
bir yiyecek.
tatarc›k, -¤›
a. hayb.
S›cak ülkelerde, özel-
likle Akdeniz çevresinde yaflayan; kan
emici; çeflitli hastal›klar bulaflt›rabilen
küçük bir sinek.
tatbik, -¤i
a. (tatbi:k) (k kal›n okunur) Ar.
Uygulama.
tatbik etmek
uygulamak.
tatbikat
a. (tatbi:ka:t) Ar.
1.
Uygulama.
2.
ask.
Askerî birlikleri savafla haz›rlamak
amac›yla arazi üzerinde yap›lan savafl
denemesi, manevra.
tatil
a. (ta:til) Ar.
1.
Yasa gere¤ince çal›fl-
maya ara verilece¤i belirtilen süre:
haf-
ta sonu tatili.
2.
Okul, meclis, adliye gi-
bi kurulufllar›n çal›flmaya ara verdi¤i
dönem:
adli tatil.
3.
Dinlenmeye, e¤len-
ceye ayr›lan süre:
Tatilimizi ‹zmir’de ge-
çirdik.
tatil etmek 1)
baflka bir güne ya
da zamana erteleyerek çal›flmaya ara
vermek;
2)
(okul, iflyeri vb. için) çal›fl-
mas›na ara vermek, kapatmak.
tatil ol-
mak
çal›flmaya, etkinli¤e bir süre ara
verilmek, kapanmak.
tatil yapmak
ifle
ara vererek dinlenmek, tatile ç›kmak.
tatil köyü
a.
Turistlerin dinlenmesine uy-
gun bir yerde kurulmufl, müflterilerine
e¤lenme, spor yapabilme ve havuz ya
da denize girebilme olana¤› sa¤layan
tesis.
tatl›
ön a.
1.
fieker tad›nda olan:
tatl› elma.
2.
Ac› ya da ekfli olmayan, a¤›zda hofl
bir tat b›rakan:
tatl› biber.
3.
a.
fiekerle
ya da flekerli fleylerle yap›lan yiyecek:
taflk›n
tatl›
589
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 589
1...,579,580,581,582,583,584,585,586,587,588 590,591,592,593,594,595,596,597,598,599,...688
Powered by FlippingBook