turkce sozluk - page 586

¤u taraf›ndan mal sahiplerine verilen
belge.
taraça
a. (tara’ça) ‹t.
1.
Bir yap›n›n önünde
ya da üstünde yer alan, çevresi ve üstü
aç›k yer; teras.
2.
E¤imli bir arazide
topraktan yararlanarak yükseltilen, bir
duvar ya da korkulukla desteklenen
yüksek düzlük.
3.
co¤.
Seki, teras, set.
taraf
a. Ar.
1.
Alt, üst, ön, arka, sa¤, sol vb.
yanlardan her biri:
evin ön taraf›.
2.
Yön, yan, do¤rultu.
3.
Yöre, yer:
Emi-
nönü taraf›.
4.
‹stekleri, düflünceleri
karfl›t olan iki kifliden ya da topluluktan
her biri:
Karfl› taraf do¤ru söylemiyor.
5.
Bir kiflinin soyundan gelenlerin hep-
si:
Anne taraf›ndan uzak bir akrabam›z
geldi.
6.
Bir fleyin belli bölümü:
En güç-
lü taraf› dürüstlü¤üdür.
taraf olmak
bi-
rinin görüfl ve düflüncesini destekle-
mek.
tarafl›
ön a.
1.
Yan› ve yönü olan.
2.
Yanl›.
tarafs›z bölge
a.
Savaflta iki taraf komu-
tanlar›nca karar verilen, askerden ar›n-
d›r›lm›fl bölge.
taraftar
a.
ve
ön a. (tarafta:r) Ar.
Bir yan›
destekleyen (kifli), yandafl.
tarak, -¤›
a.
1.
Saçlar›, hayvanlar›n tüyleri-
ni düzeltip taramaya yarayan diflli araç.
2.
Topraktaki tafl› ay›klamakta kullan›-
lan, ucu tarak biçiminde olan araç.
3.
hayb.
Baz› kufllar›n bafl›nda bulunan
yelpaze biçimli tepelik.
4.
anat.
‹nsanda
elin ve aya¤›n bilekle parmaklar aras›n-
da kalan bölümü.
tarakl›
ön a.
1.
(ayak için) Tara¤› genifl
olan.
2.
(kufl için) Tepesinde tara¤›
olan.
3.
(kumafl için) Yol yol ifllenmifl.
tarama
a.
1.
Taramak eylemi.
2.
Bal›k yu-
murtas›ndan yap›lan bir tür meze.
taramak
(-i)
1.
(saç, hayvan, yün vb. için)
Bir tarakla tellerini birbirinden ay›rmak,
düzeltmek.
2.
Bir yeri, bir kimseyi ya da
bir fleyi bulmak için bir yeri s›k› biçim-
de aramak.
3.
Bir fleyin içindeki gerek-
siz maddeleri tarak, t›rm›k vb. bir fleyle
ay›klamak.
4.
Makineli tüfek vb. ateflli
silahlarla sürekli bir yere atefl etmek.
5.
mec.
Araflt›rma, derleme yapmak için
bir yay›n› gözden geçirmek, gerekli
olanlar› saptamak.
tarator
a. Far.
Ceviz, ekmek içi, sar›msak,
zeytinya¤› ve sirkeyle haz›rlanan bir tür
meze.
tarç›n
a. Far. bitb.
1.
Defnegillerden bir
a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n, içinde kokulu bir
ya¤ bulunan ve baharat olarak kullan›-
lan kabu¤u.
tarhana
a. Far.
1.
‹çine domates, biber, so-
¤an, kokulu otlar, süt ya da yo¤urt kat›-
lan, bulgurdan ya da mayalanm›fl ve
kurutularak ufalanm›fl hamurdan yap›-
lan çorba malzemesi.
2.
Bundan yap›-
lan çorba.
tar›m
a.
‹nsan taraf›ndan kendine yararl›
ürünler elde etmek amac›yla topra¤› ifl-
lemeye dayanan etkinliklerin tümü, zi-
raat.
tar›msal
ön a.
Tar›mla ilgili, zirai.
tarif
a. (ta:rif) Ar.
1.
Tan›m.
2.
Bir fleyin, bir
yerin, bir kimsenin temel özelliklerin ya
da bir iflin yap›l›fl yöntemini ayr›nt›lar›y-
la aç›klama, belirtme.
tarif etmek 1)
ta-
n›mlamak;
2)
ayr›nt›lar›yla aç›klamak,
anlatmak.
tarife
a. (ta:rife) Ar.
1.
Fiyat gösteren çizel-
ge.
2.
Tafl›tlar›n gidifl gelifl zamanlar›n›
gösteren çizelge.
tarih
a. (ta:rih) Ar.
1.
Bir olay›n oldu¤u
gün, ay ve y›l›n zaman içindeki yerini
belirten söz:
23 Nisan 1920, TBMM’nin
kuruldu¤u tarihtir.
2.
‹nsanlar›n ve top-
lumlar›n geçmifliyle ilgili bilgileri, gelifl-
meleri zaman ve yer göstererek ele
alan, inceleyen bilim dal›.
3.
Tarih der-
si.
tarihçe
a. Ar.+Far.
Bir olay›n, bir kurumun
özet olarak yaz›lm›fl k›sa tarihi.
tarihçi
a.
1.
Tarih üzerine araflt›rmalar ya-
pan, tarihle ilgili eserler yazan kifli.
2.
Tarih ö¤retmeni.
taraça
tarihçi
586
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 586
1...,576,577,578,579,580,581,582,583,584,585 587,588,589,590,591,592,593,594,595,596,...688
Powered by FlippingBook