temayül
a. (tema:yül) Ar.
Birine, bir fleye
karfl› duyulan ilgi, e¤ilim.
tembel
a.
ve.
ön a. Far.
Çal›flmay› sevme-
yen, çaba göstermekten kaçan.
tembih
a. (tembi:h) Ar.
Bir fleyin belli bir
biçimde ve yolla yap›lmas›n› söyleme,
uyar›.
tembih etmek
tembihlemek,
uyarmak.
tembihlemek
(-i)
Bir fleyin belli bir biçim-
de ve yolla yap›lmas›n› söylemek,
uyarmak.
temel
a. Yun.
1.
Bir yap›n›n toprak alt›nda
kalan ve yap›ya dayanak olan bölümle-
rinin tümü.
2.
Bu bölümleri yapmak
için kaz›lan çukur.
3.
As›l, ana, esas,
belli bafll›:
temel ilkeler.
4.
mec.
Bir fle-
yin gerçekli¤ini gösteren, onu do¤rula-
yan sa¤lam kan›t:
Bu iddialar›n bir te-
meli yok.
temel anlam
a. dlb.
Bir sözcü¤ün de¤ifl-
mez, nesnel anlam›.
temel cümle
a. dlb.
Temel tümce.
temel dire¤i
a.
1.
Büyük, sa¤lam ve kal›n
direk.
2.
mec.
Bir fleyin güç kayna¤›
olan en önemli öge, nesne ya da kifli:
O,
evimizin temel dire¤idir.
temel e¤itim
a.
Ö¤rencilere okuma yazma,
aritmetik, mesleki beceriler, ev yöneti-
mi, sa¤l›k bilgisi, fen bilgisi, yurttafll›k
bilgisi, din bilgisi alanlar›ndaki temel
kavramlar›, bilgi ve becerileri kazand›r-
mak amac›yla düzenlenen e¤itim.
temelli
ön a.
1.
Herhangi bir nitelikte dire-
¤i olan:
Sa¤lam temelli bir yap›d›r.
2.
be. (te’melli)
Sürekli olmak üzere:
Te-
melli döndüm.
3
be.
Bütünüyle, tama-
men:
Bu yol temelli kapat›ld›.
temelsiz
ön a.
1.
Temeli olmayan:
temelsiz
bir yap›.
2.
gerçek olmayan, as›ls›z,
yanl›fl:
temelsiz sözler.
temel tafl›
a.
1.
Bir yap›n›n temeline konan
tafl.
2.
mec.
Bir fleye temel olan düflün-
ce, ö¤üt, dayanak ya da kifli.
temel tümce
a. dlb.
Birleflik tümcede as›l
yarg› bölümünü oluflturan tümce, temel
cümle.
temenni
a. (temenni:) Ar. esk.
Dilek
te-
menni etmek
dilemek.
temin
a. (te:mi:n) Ar.
Sa¤lama, elde etme.
temin etmek
sa¤lamak, elde etmek.
teminat
ç. a. (te:mi:na:t) Ar.
Garanti, gü-
vence.
teminat mektubu
a. tic.
Bir kuruluflun ya
da bir kiflinin bir ifli yerine getirece¤ine
iliflkin, bankalar taraf›ndan verilen ve
para güvencesini içeren belge.
temiz
ön a.
1.
Kirli, lekeli, tozlu olmayan;
Y›kanm›fl; temizlenmifl; ar›; pak:
temiz
su.
2.
Özenle yap›lm›fl, haz›rlanm›fl
olan:
temiz bir çal›flma.
3.
Az kullan›l-
m›fl ya da hiç kullan›lmam›fl olan, özür-
süz:
temiz bir motosiklet.
4.
Ahlaki yön-
den dürüst, lekesiz:
temiz bir yönetici.
5.
(“bir” ön ad›yla birlikte kullan›ld›¤›n-
da) Bir eylemi pekifltirmek, güçlendir-
mek amac›yla “iyice, adamak›ll›, çok”
anlamlar›nda alay yollu kullan›l›r:
Ada-
m› sokak ortas›nda bir temiz dövmüfl-
ler.
6.
be.
Düzenli, tertipli, yoluna yön-
temine uygun biçimde:
temiz giyinmek.
temiz kan
a. dirb.
Akci¤erlerde oksijen ala-
rak temizlendikten sonra kalbe gelen ve
buradan atardamarlarla vücudun her
yan›na da¤›lan kan.
temizlemek
(-i)
1.
Temiz duruma getir-
mek, paklamak, ar›tmak:
bal›¤› temizle-
mek.
2.
Sak›ncal›, pürüzlü bir ifli olum-
lu sonuçland›rmak:
Bu ifli temizlemek
sana düfler.
3.
argo
Yok etmek, öldür-
mek.
4.
mec.
Bitirmek, tüketmek:
Bir
tencere dolmay› temizlemifl.
temizleyici
ön a.
Temizleme özelli¤i olan:
temizleyici krem.
temizlik, -¤i
a.
1.
Temiz olma durumu:
evin temizli¤i.
2.
Temizlemek eylemi.
3.
Temiz tutma durumu:
Çevre temizli¤ine
önem vermeliyiz.
temkin
a. (temki:n) Ar.
Ölçülü, tedbirli dav-
ranma.
temkinli
ön a.
Davran›fllar›nda ölçülü ve
temayül
temkinli
597
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 597