flan gibi
çok korkak, ürkek kifliler için
kullan›l›r.
tavflan duda¤›
a.
Do¤ufltan yar›k dudak.
tavflankan›
a.
1.
Parlak ve koyu k›rm›z›
renk.
2.
ön a.
Bu renkte olan.
tavflan uykusu
a.
Hafif ve kuflkulu uyku.
tavuk, -¤u
a. hayb.
Sülüngillerden, eti ve
yumurtas› için yetifltirilen bir kümes
hayvan›.
tavuk gibi
erkenden yat›p uyu-
yan kifliler için söylenir.
tavukgö¤sü
a.
Tavu¤un gö¤üs etleri, süt,
fleker ve pirinç unuyla yap›lan bir tür
muhallebi.
tavus kuflu
a. hayb.
Sülüngillerden, kuyru-
¤u uzun ve parlak renkli, ac› ve tiz ses-
li, büyük bir kufl.
tay
a.
Üç yafl›na kadar olan at yavrusuna
verilen ad.
tayf
a. Ar. fiz.
Birleflik bir ›fl›k demetinin bir
prizmadan geçirilip ayr›lmas›yla ortaya
ç›kan farkl› renklerden oluflmufl görün-
tü.
tayfa
a. Ar.
Bir gemide çeflitli ifllerde çal›fl-
t›r›lan iflçi.
tayfun
a. ‹ng.
Hint Denizi’nde ve Çin Deni-
zi’nde tropikal kuflakta görülen güçlü
f›rt›na.
tay›n
a. Ar. ask.
Erata da¤›t›lan yiyecek, as-
ker az›¤›.
tayin
a. (ta:yi:n) Ar.
1.
Belirleme, kararlafl-
t›rma:
Uluslar›n kaderini tayin hakk›
vard›r.
2.
Atama.
tayin etmek 1)
bir fle-
yi belirlemek, kararlaflt›rmak;
2)
ata-
mak.
tay tay
ünl.
Küçük çocuklar› ayakta durma-
ya özendirmek için söylenir.
tayyare
a. (tayya:re) Ar.
Uçak.
tayyör
a. Fr.
Ceket ve etekten oluflan kad›n
giysisi.
taze
ön a. (ta:ze) Far.
1.
Henüz bayatlama-
m›fl, bozulmam›fl, solmam›fl, pörsüme-
mifl olan:
taze bal›k.
2.
Yorulmam›fl,
y›pranmam›fl, dinç, sa¤l›kl›:
taze bir
genç.
3.
Kuru olmayan, körpe:
taze fa-
sulye.
4.
a.
Genç kad›n.
5.
mec.
Zama-
n› geçmemifl, yeni:
Taze haberlerim var.
tazelemek
(-i)
1.
Bozulmufl, bayatlam›fl,
solmufl, eskimifl ya da bitmifl bir fleyi
tazesiyle, yenisiyle de¤ifltirmek:
Çay›n›-
z› tazeleyelim mi?
2.
Bozuldu¤u düflü-
nülen bir ba¤›, bir inanc› yenilemek:
ni-
kâh tazelemek.
3.
mec.
Unutulmufl so-
yut bir fleyi yeniden canland›rmak:
Onunla biraz an›lar›m›z› tazeledik.
tazelik, -¤i
a
Taze olma durumu, körpelik.
taz›
a. Far.
Genellikle avda yararlan›lan, in-
ce uzun gövdeli, uzun bacakl›, çekik ka-
r›nl›, çok h›zl› koflan bir köpek türü.
ta-
z› gibi 1)
çok h›zl› koflan (kimse)
2)
çok
zay›f ve ince kemikli (kimse).
taziye
a. (ta:ziye) Ar.
Baflsa¤l›¤› dileme.
tazmin
a. (tazmi:n) Ar.
Zarar› ödeme.
taz-
min etmek
zarar› ödemek.
tazminat
a. (tazmi:na:t) Ar.
Bir zarar karfl›-
l›¤› ödenen para.
tazyik
a. (tazyi:k) (k kal›n okunur) Ar.
Ba-
s›nç.
Tb
kim.
Terbiyum elementinin simgesi.
T cetveli
a.
“T” harfine benzeyen ve pare-
lel do¤rular çizmekte kullan›lan cetvel.
Tc
kim.
Teknetyum (teknesyum) elementi-
nin simgesi.
Te
kim.
Teller elementinin simgesi.
teamül
a. (tea:mül) Ar.
Önceden beri ola-
gelen davran›fl.
tebaa
a. Ar. esk.
Uyruk.
teberru, -u
a. Ar.
Ba¤›fllama, ba¤›fl.
tebessüm
a. Ar.
Gülümseme.
tebessüm
etmek
gülümsemek.
tebeflir
a. Far.
1.
Toz durumuna gelebilen,
sürüldü¤ü yerde iz b›rakan, beyaz ya da
aç›k renkte kireçli kaya.
2.
Bu madde-
den yap›lan, kara tahtaya yaz› yazmaya
yarayan beyaz ya da renkli küçük çu-
buk.
tebligat
ç. a. (tebli:ga:t) Ar. esk.
Bildirim.
tebli¤
a. (tebli:¤) Ar. esk.
Bildiri.
tebli¤ et-
mek
bildirmek.
tebrik
a. (tebri:k) Ar.
Kutlama.
tebrik et-
mek
kutlamak.
tavflan duda¤›
tebrik
591
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 591