tadan kald›rmak:
‹flimizi tasfiye ettik.
tashih
a. (tashi:h) Ar. esk.
Düzeltme, düzel-
ti.
tas kebab›
a.
Kuflbafl› etle haz›rlanan ve
üzerine bir tas kapat›larak piflirilen bir
tür kebap.
taslak, -¤›
a.
Bir fleyi, bir sanat çal›flmas›-
n› ana çizgileriyle gösteren ön çal›flma,
eskiz.
taslamak
(nsz.)
Kendinde olmayan bir de-
¤eri varm›fl gibi göstermek.
tasma
a.
1.
Baz› hayvanlar›n boynuna tak›-
lan ve hayvanlar› bir yere ba¤lamaya,
çekip götürmeye yarayan kemer biçi-
minde ba¤.
2.
Nal›n ve terli¤in üstten
aya¤› tutan deri ya da meflin bölümü.
tasnif
a. (tasni:f) Ar.
Bölümleme, s›n›flama.
tasnif etmek
bölümlemek, s›n›flamak.
tastamam
ön a. (ta’stamam)
Çok uygun,
t›pat›p.
tasvip, -bi
a. (tasvi:p) Ar. esk.
Onama, uy-
gun bulma.
tasvip etmek
onamak, uy-
gun bulmak.
tasvir
a. (tasvi:r) Ar.
Betimleme.
tasvir et-
mek
betimlemek.
tafl
a.
1.
Fiziksel ve kimyasal durumu de¤i-
fliklikler gösteren kat› madde:
kireç ya-
fl›.
2.
Kimi ifllerde kullan›lmak üzere
amaca uygun biçime sokulmufl kaya
parças›:
de¤irmen tafl›.
3.
Yap› ve yol
ifllerinde malzeme olarak kullan›lan ka-
ya parçalar›:
kald›r›m tafl›.
4.
Mücev-
herlerde kullan›lan de¤erli madde:
yü-
zük tafl›.
5.
Satranç, dama, domino,
tavla gibi oyunlarda kullan›lan plastik,
metal, kemik ya da tahta nesnelerden
her biri.
6.
t›p
Çeflitli organlarda, özel-
likle safra ve idrar yollar›nda oluflan,
türlü biçim ve hacimdeki kat› madde to-
pa¤›.
7.
yerb.
Kayalar›, kayal›klar› olufl-
turan kat› madde kütlesi; bu kütleden
kopmufl parça.
8.
mec.
Üstü kapal› bi-
çimde söylenen i¤neleyici, alayc› söz:
Bu tafllar bana m›?
9.
ön a.
Tafltan ya-
p›lm›fl, tafltan oluflmufl:
tafl köprü.
tafl
gibi 1)
çok sert;
2)
çok sa¤lam;
3)
duy-
gusuz, ac›mas›z.
tafl bebek, -¤i
a.
Alç› vb. maddelerden ya-
p›lan oyuncak bebek.
tafl devri
a. tar.
‹nsan›n ortaya ç›k›fl› ve tafl-
tan aletler yapmas›yla bafllayan ve bak›r
ça¤›n›n sonuna dek süren tarih öncesi
dönem.
tafleron
a. Fr.
Bir ifli bir müteahhitten alan,
genellikle götürü olarak çal›flan ikinci
müteahhit.
tafl›l
a.
Fosil.
tafl›llaflmak
(nsz.)
Fosilleflmek.
tafl›ma
a.
1.
Tafl›mak eylemi.
2.
Nakliye.
tafl›mac›
a.
Yolcu ya da yük tafl›ma iflleriy-
le u¤raflan kifli, nakliyeci, nakliyatç›.
tafl›mac›l›k, -¤›
a.
Yolcu ya da yükleri bir
yerden bir yere tafl›mak ifli, nakliye,
nakliyat.
tafl›mak
(-i)
1.
Bir fleyi, bir kimseyi bir yer-
den al›p baflka yere götürmek:
Koca pa-
keti eve kadar tafl›d›.
2.
Üstünde ya da
yan›nda bulundurmak:
flemsiye tafl›-
mak.
3.
(-i)
A¤›rl›¤›n› yüklenmek:
Bu
yap›y› flu kolonlar tafl›yor.
4.
Bir yerden
bir yere aktarmak:
Bu kanal tarlalara su
tafl›yor.
5.
Giymek:
Askerî üniforma ta-
fl›yordu.
6.
mec.
Üstlenmek, yüklen-
mek:
Buran›n sorumlulu¤unu ben tafl›-
yorum.
7.
mec.
Duymak, hissetmek:
Vatan sevgisini yüre¤imizde tafl›yoruz.
tafl›n›r
a.
ve
ön a.
1.
Tafl›nabilen (eflya).
2.
huk.
Tafl›nabilen (mal), menkul.
tafl›nmak
(nsz.)
1.
Tafl›mak eylemi yap›l-
mak.
2.
(-den)
Baflka bir yere göçüp
gitmek.
tafl›nmaz
a.
ve
ön a.
1.
Tafl›namayan (efl-
ya).
2.
huk.
Ev, tarla gibi tafl›namaz
mülk, emlak, gayrimenkul.
tafl›rmak
(-i)
1.
Taflmas›na neden olmak.
2.
mec.
Sabr›n› tüketmek.
tafl›t
a.
Tafl›ma ifllerinde kullan›lan her tür-
lü araç.
tafl›y›c›
a.
ve
ön a.
1.
Tafl›ma iflini yapan
ayg›t ya da düzenek.
2.
Hamal.
3.
t›p
tashih
tafl›y›c›
588
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 588