turkce sozluk - page 579

ye ba¤l› olmak, birinin buyru¤u alt›na
girmek.
tabiat
a. (tabi:at) Ar.
1.
Do¤a.
2.
Huy, ka-
rakter.
3.
Do¤al özellik:
insan tabiat›.
tabiat bilgisi
a.
Canl› ve cans›z tüm varl›k-
lar› ele alan, inceleme ve ö¤retme alan›.
tabiat›yla
be.
1.
Tabii olarak, do¤al olarak.
2.
Kendili¤inden.
tabiatüstü
a. Ar.+T.
Do¤aüstü.
tabii
ön a. (tabi:i:) Ar.
1.
Do¤al.
2.
Elbette,
do¤al olarak, iflin gere¤i olarak:
Tabii
geleceksin.
tâbiiyet
a. (ta:biiyet) Ar.
Uyrukluk.
tabip, -bi
a. (tabi:p) Ar.
Hekim, doktor.
tabir
a. (ta:bir) Ar.
1.
Deyifl, anlat›m, ifade.
2.
Deyim.
tabla
a. Ar.
1.
Sat›c›lar›n kulland›¤› tahta-
dan tepsi:
bal›kç› tablas›.
2.
Soba, man-
gal gibi fleylerin alt›na konulan, metal-
den ya da tahtadan yap›lm›fl tepsiye
benzer altl›k.
3.
Küllük.
4.
Bir fleyin düz
ve genifl bölümü.
tabldot
a. (ta’bldot) Fr.
Lokanta ve oteller-
de belli bir ücret karfl›l›¤›nda verilen ve
birkaç çeflitten oluflan yemek.
tablet
a. Fr.
1.
Düz ve yass› biçim verilmifl
yenecek ya da yutulacak madde:
et su-
yu tableti, ilaç tableti.
2.
tar.
Eski uygar-
l›klardan kalma, piflmifl ya da güneflte
kurutulmufl kilden yap›lm›fl, üzerinde
yaz› bulunan belge.
tablo
a. (ta’blo) Fr.
1.
Bez, tahta, k⤛t gibi
maddeler üzerine yap›lm›fl ya¤l› boya,
sulu boya, kara kalem resim.
2.
Belli bir
sisteme ve birbiriyle olan ilgilerine göre
düzenlenmifl bilgiler bütünü:
çarp›m
tablosu.
3.
mec.
Manzara.
tabu
a. Fr.
Kutsal say›lan insanlara, hay-
vanlara ve nesnelere dokunulmas›n›,
kullan›lmas›n› yasaklayan dinî inanç.
2.
Yasaklanarak korunan nesne, söz, dav-
ran›fl.
tabur
a.
1.
ask.
Türk Silahl› Kuvvetlerinde
dört bölükten oluflan ve binbafl›n›n ko-
mutas›nda olan askerî birlik.
2.
Düzgün
s›ralar durumunda art arda dizilmifl in-
san toplulu¤u.
taburcu
ön a.
Hastaneden ç›kmas› karar-
laflt›r›lm›fl olan (hasta).
taburcu olmak
(hasta) bak›m› tamamland›¤› için has-
taneden ç›kmak.
tabure
a. Fr.
S›rt ve kol dayayacak yeri ol-
mayan iskemle.
tabut
a. Ar.
Ölünün mezarl›¤a götürülürken
içine kondu¤u sand›k.
tabya
a. (ta’bya) Ar. ask.
Savunmaya yöne-
lik olarak taktik aç›dan önemli görülen
bir yerde yap›lan istihkâm.
Tacik
öz. a.
1.
Tacikistan halk›ndan ya da
bu halk›n soyundan olan kifli.
2.
ön a.
Taciklere özgü, Taciklerle ilgili.
tacir
a. (ta:cir) Ar.
Tüccar.
taciz
a. (ta:ci:z) Ar.
Tedirgin etme, can›n›
s›kma.
taciz etmek
s›k›nt› vermek, ra-
hats›z etmek.
taç, -c› (I)
a. Ar.
1.
Hükümdarl›k ya da ikti-
dar, güç, soyluluk sembolü olarak bafla
tak›lan, de¤erli tafllarla süslü bafll›k.
2.
Gelinlerin bafllar›na takt›klar› süs.
3.
bitb.
Çiçe¤in d›fltan ikinci halkas›nda
bulunan bulunan yapraklar›n tümü.
taç
giymek 1)
tahta ç›kmak;
2)
kral ya da
kraliçe seçilmek.
taç, -c› (II)
a. ‹ng. sp.
Futbol ve hentbolde
topun alan›n yan çizgilerinden d›flar›
ç›kmas›.
taç yapra¤›
a. bitb.
Bir çiçekte tac› olufltu-
ran yaprakç›klardan her biri.
tad›m
a.
Tad›na bakmak için bir fleyden a¤-
za al›nan miktar.
tad›ml›k, -¤›
ön a.
Bir fleyin tad›na bakma-
ya yetecek miktarda olan.
tadilat
a. (ta:di:la:t) Ar.
De¤ifliklik:
Tadilat
nedeniyle kapal›y›z.
tafsilat
ç. a. (tafsi:la:t) Ar.
Ayr›nt›lar.
tahakkuk
a. Ar.
Gerçekleflme.
tahakkuk et-
mek
gerçekleflmek.
tahakküm
a. Ar.
Bask›, zorbal›k.
tahammül
a. Ar.
Katlanma, dayanma.
ta-
hammül etmek
katlanmak, dayanmak.
tabiat
tahammül
579
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 579
1...,569,570,571,572,573,574,575,576,577,578 580,581,582,583,584,585,586,587,588,589,...688
Powered by FlippingBook