almak için ç›lg›nca bir istek duyuyordu. Art›k onu belâ olarak görüyor-
du.
Art›k k›zg›n tayfalar›n bafl›nda; engin denizlerde dolafl›p lânet oku-
yarak bir balinay› kovalayan k›r saçl›, yafll› bir adam vard›. Onlar›n ruh-
lar›n› hangi kötü ruh ele geçirmiflti? Kaptan›n kini, onlar›n da kiniydi. Bu
yüzden, balinayla savaflmak, zamanla bende de bir tutku hâline geldi.
Kaptan Ahab, her gece tek bafl›na haritalar› incelerdi. Koca okya-
nuslarda, tek bir balinay› bulmak olanaks›z gibi görünse de, bu düflün-
ce Ahab için geçerli de¤ildi.
O, rüzgârlar›n ve ak›nt›lar›n yönünü iyi bilirdi. Bu yüzden, balinala-
r›n yiyeceklerini bulmak için, nerelerde dolaflt›klar›n› da çok iyi kestire-
biliyordu.
S›cak ve bulutlu bir ö¤leden sonra, garip bir ses duydum. Dire¤in
tepesindeki K›z›lderili Tashtego, ileri do¤ru uzanm›fl, eliyle iflaret ede-
rek durmadan ba¤›r›yordu.
– Orada, su f›flk›rt›yor! ‹flte, iflte, iflte! Su f›flk›rt›yor!
– Nerede, uzakta m›?
– Rüzgâr›n esti¤i yönde, iki mil kadar ötede! Onlardan biri bu.
Birden ortal›k hareketlendi.
Üç balina sandal›, denize indirilmek üzere haz›rland›. Tayfalar, içi-
ne atlamak için sab›rs›zlan›yorlard›. Tam bu s›rada duyulan flaflk›nl›k
盤l›¤›, bütün gözleri balinadan baflka tarafa çevirdi. Herkes, güverteye
ç›kan Ahab’a bak›yordu. Kaptan›n çevresinde befl karalt› vard›.
Hayal gibi görünen bu kifliler, güvertenin öteki yan›nda as›l› duran
sandal› sessizce haz›rlad›lar. Bu sandal, kaptana ait bölümde yedek
olarak duruyordu. Sandal›n yan›nda duranlardan bir tanesi uzun boylu
ve siyah tenliydi; bir difli, ince dudaklar›n›n aras›ndan d›flar› ç›k›yordu.
Üzerinde siyah, k›sa bir pantolon vard›. Bu siyah görünüflünün üstün-
de, bafl›na sar›lm›fl beyaz türban taç gibi duruyordu. Yan›ndaki arka-
dafllar› sar› tenliydiler. Pasifik’teki baz› adalar›n yerlilerine benziyorlar-
d›. Baz› denizciler, bu insanlar› denizdeki fleytan›n hizmetçileri olarak
görürlerdi.
fiaflk›n tayfalar, bu yabanc›lara bakarken; Ahab, beyaz türbanl›,
13
