Mart Tavflan›, Alice’e:
– Biraz daha çay al kendine, dedi.
Alice barda¤›na çay koyarak, biraz reçel, bir dilim ek-
mek ald›. Sonra fareye dönüp sorusunu yineledi.
– Neden kuyunun dibinde oturuyorlarm›fl?
Fare biraz düflündükten sonra yan›t verdi:
– Zakkum kuyusuymufl da ondan.
Alice sinirlendi:
– Öyle fley olmaz!
Öbür ikisi:
– Hiflfltt! diye ba¤›rd›lar.
Fare de küskün küskün:
– Dinlemeyeceksen öyküyü sen bitir, dedi.
Alice:
– Affedersiniz. Lütfen devam edin. Bir daha sözünüzü
kesmeyece¤im.
Fare devam etti:
– Bu üç k›z kardefl çekmeyi ö¤reniyorlarm›fl.
– Ne çekmeyi ö¤reniyorlarm›fl?
– Yosun çekmeyi...
Bu kez öyküyü fiapkac› kesti.
– Ben, temiz fincan istiyorum. Herkes bir ileri kays›n!
fiapkac›, yan›ndaki iskemleye kayd›, fare de onu izledi.
Mart Tavflan› onun yerini, Alice de istemeyerek tavflan›n
yerini ald›.
Bu de¤ifliklikten kazançl› ç›kan yaln›zca fiapkac›’yd›.
Alice’se eskisinden çok daha rahats›zd›. Çünkü tavflan ye-
rini de¤ifltirirken, Alice’in çay›n› dökmüfltü.
Alice, fareyi bir kez daha incitmek istemiyordu. Onun
için dikkatle, sesini alçaltarak sordu:
– Anlam›yorum, yosunu neden çekiyorlar?
47