Bu s›rada Mart Tavflan› esneyerek:
– Konuyu de¤ifltirsek art›k. Yine s›k›nt› bast›... Ben, bu
küçük han›m›n bize bir öykü anlatmas›n› öneriyorum.
Alice’in can› s›k›lm›flt›.
– Hiç bilmem! dedi.
O zaman ikisi birden ba¤›rd›lar:
– Öyleyse F›nd›k Faresi anlats›n.
Zavall›y› çimdikleyerek:
– Hey F›nd›k Faresi! Uyan, dediler.
– Ben uyumuyordum ki, söyledi¤iniz her sözü duydum,
dedi fare. Mart Tavflan›:
– Bir öykü anlatsana bize, dedi. Alice de bu iste¤e ka-
t›ld›:
– Lütfen...
fiapkac›:
– Haydi çabuk ol. Yine öyküyü anlatmaya bafllamadan
uyuyakalacaks›n.
F›nd›k Faresi h›zl› h›zl› anlatmaya bafllad›:
– Bir varm›fl, bir yokmufl, evvel zaman içinde, Elsie (El-
si), Zacie (Zesi), Fillie (Fili) adlar›nda üç kardefl varm›fl.
Bunlar bir kuyunun dibinde yaflay›p...
Yiyip içmeye çok merakl› olan Alice:
– Neyle yafl›yorlarm›fl? diye sordu. Fare bir iki dakika
düflündükten sonra yan›t verdi:
– Yosun yiyorlarm›fl.
– Ama olmaz ki hasta olurlar.
– Zaten çok hastaym›fllar...
Alice, bu garip yaflay›fl› gözünün önüne getirmeye ça-
l›flt›. Fakat akl› büsbütün kar›flt›¤› için vazgeçti. Bu kez
baflka bir soru sordu:
– Niye kuyunun dibinde oturuyorlarm›fl?
46