zeret uydurmak, onun en baflar›l› oldu¤u ifllerdi. Bu nedenle kimse
ona kusur bulamazd›. ‹flini de öyle iyi yapard› ki, en m›zm›zlar bile
onun yapt›¤› yemekleri ifltahla yerlerdi.
Ö¤le yeme¤i haz›rl›klar›yla u¤rafl›ld›¤› saatlerde, Dinah kad›n,
Güney evlerinin vazgeçilmez hizmetçi kalabal›¤› çevresinde çal›fl›r-
ken, tütün içmekle meflguldü. Bunun, ona ilham verdi¤ini söylerdi.
Ophelia, daha önce Dinah kad›n›n kula¤›na gelen düzen de¤i-
flikliklerini yaparak mutfa¤a gelmiflti. Dinah kad›n, her öneriye karfl›
koymaya çoktan haz›rlam›flt› kendini. Ophelia mutfa¤a girdi¤inde
Dinah, öteki hizmetçileri denetliyormufl gibi yaparak yerinden k›m›l-
damad›. Ama göz ucuyla, Ophelia’n›n ne yapt›¤›na bak›yordu.
Ophelia, bir çekmecenin önünde durarak açt› ve:
– Bunun içine ne koyuyorsunuz? diye sordu.
– Akla gelebilen her fleyi, diye yan›t verdi Dinah.
Gerçekten de çekmecenin içi kan lekeli bir masa örtüsünden tu-
tun; rende, flark› kitab›, pamuklu bez parçalar›, tütün, düzgün örül-
müfl fanilâlar, so¤anlar, kese k⤛d›na sar›l› kokulu otlar gibi, akla
gelebilecek her türden ›v›r z›v›rla doluydu.
Ophelia, kendisine sab›r dileyen bir edayla sordu¤u her soruya
Dinah kad›n taraf›ndan so¤ukkanl›l›kla verilen yan›tlar ald›. Son ola-
rak Dinah:
– Han›mlar bulafl›k y›kamaktan ne anlar ki!... Beyefendi yemek
isterken ben bulafl›kla u¤raflamam, diye karfl› tav›r koydu. Sonra:
– Han›mefendi böyle her yeri kar›flt›r›rsa, tabi ki ortal›k da¤›l›r.
Lütfen yukar› ç›k›n da, ben de iflime bakay›m, diye söylenmeye
bafllad›.
Ophelia kararl› bir sesle konufltu:
– Bak, burada ben her fleyi yerli yerine koyup bir düzen kuraca-
¤›m; umar›m sizler de bu düzeni aynen sürdürürsünüz.
Dinah, küskün bir ifadeyle, han›mlar›n böyle fleylerle u¤raflma-
yacaklar›n› söyleyerek oradan uzaklaflt›.
Birkaç gün içinde, bütün ev düzene girdi. Ama Ophelia’n›n kur-
du¤u bu düzen, hizmetçilerin katk›lar› ve destekleyici tutumlar› ol-
52
