Di¤eri, akl›n denetiminin ortadan
kald›r›lmas›nda ve estetik erekler-
den k›smen vazgeçilmesinde yatar.
Böylece, gerçeküstücü fliirde oldu-
¤u gibi imge, kiflinin bask›layama-
yaca¤› veya engelleyemeyece¤i bir
“dikte” olarak kendini dayatacak-
t›r. Bu durumda, yazar için oldu¤u
gibi ressam için de “nesnel rast-
lant›”n›n ve otomatik yaz›n›n yük-
seliflini kolaylaflt›ran baz› meka-
nizmalara kendini al›flt›rmak söz
konusu olacakt›r: Bunlar, psikana-
lizin ö¤ütledi¤i serbest ça¤r›fl›m-
lard›r. Ard›ndan, “yazar›n bir ese-
rin do¤ufluna seyirci olarak tan›k
olabilece¤i ve geliflme aflamalar›n›
kay›ts›z bir biçimde veya tutkuyla
izleyebilece¤i” (Ernst ve Breton
Gerçeküstücülük Nedir?
[Qu’est-ce
que le surréalisme?] 1934) bu üst-
gerçe¤in yarat›lmas›na uygun gra-
giler ve manifestolar yay›mlamaya
önem verseler bile, ortada ne gerçek
bir resim e¤ilimi ne de kesin bir plas-
tik ö¤reti vard›r. Bununla birlikte
Max Ernst, André Masson ve k›smen
Salvador Dali’nin sanat›n› iki temel
dürtü canland›rmaktad›r. Bunlardan
birincisi, düflleri araflt›rman›n ayr›-
cal›kl› iki arac› olan ruhsal otoma-
tizm ve otomatik yaz›da somutlan›r.
74
Salvador Dali, ünlü foto¤raf
sanatç›m›z Ara Güler’le.