367
        
        
          
            Gelibolu
          
        
        
          Kurtulufl Savafl› s›ras›nda iki y›l Yunan
        
        
          iflgalinde kalan, Çanakkale iline ba¤l› il-
        
        
          çe. ‹stanbul’un fethine (1453) kadar
        
        
          önemli bir askerî deniz üssü olma özel-
        
        
          li¤ini korudu. Fatih Sultan Mehmed dö-
        
        
          neminde Çanakkale Bo¤az›’n›n ve ken-
        
        
          tin korunmas› amac›yla bo¤az›n iki ya-
        
        
          kas›nda karfl›l›kl› iki hisar yapt›r›ld›.
        
        
          1515’te ‹stanbul’da Haliç Tersanesi’nin
        
        
          devreye girmesiyle giderek deniz üssü
        
        
          olma özelli¤ini kaybetti. 1790’lardan iti-
        
        
          
            Gelibolu
          
        
        
          (…......)
        
        
          ‹flte bu s›ralarda idi ki, Bat› Cephesi Komutan›, Genelkurmay Baflkan-
        
        
          l›¤›’na, Ethem ve Tevfik kardefllerin etkisiyle oldu¤u san›lan bir tek-
        
        
          lifte bulundu: “Yunan ordusunun Gediz yak›n›nda bulunan müstakil
        
        
          bir tümenine taarruz etmek!. . “
        
        
          Bat› Cephesi Komutan›, düflman kuvvetlerinin, uzun bir cephe üze-
        
        
          rinde da¤›lm›fl olarak bulundu¤u, Gediz yak›n›ndaki kuvvetinin zay›f
        
        
          ve tek bafl›na b›rak›ld›¤›n› ileri sürerken, düflman moralinin bozuk ol-
        
        
          du¤unu da kabul ediyordu.
        
        
          O tarihlerde, Yunan ordusu üç tümenle Bursa bölgesinde; bir tümen-
        
        
          le Ayd›n dolaylar›nda; bir tümenle Uflak’ta ve bir tümenle Gediz’de
        
        
          bulunuyordu.
        
        
          Bat› Cephesi Komutan›, iki piyade tümenini ve Ethem Bey’in Kuvâ-yi
        
        
          Seyyaresi’ni Gediz’deki Yunan tümeni üzerine harekete geçirebile-
        
        
          cekti. Bu hareketten parlak bir sonuç almay› umuyordu.
        
        
          Genelkurmay Baflkanl›¤›, Bat› Cephesi Komutanl›¤›’n›n bu teklifini ka-
        
        
          bul etmedi. Çünkü düflman ordusu, genel durumu itibariyle bizim or-
        
        
          dumuzdan daha kuvvetli idi. Biz, daha ordumuzu kurmufl ve düzene
        
        
          sokabilmifl de¤ildik. Cephanemiz miktar› da a¤›rdan almam›z› gerek-
        
        
          tiriyordu. Bütün cephe kuvvetlerimize müracaat ederek ve az çok
        
        
          üstün bir kuvvet toplayarak, Gediz’de düflmana karfl› süratle bir ba-
        
        
          flar› kazanmak belki mümkün olabilirdi. Fakat kuvvetlerimiz ve haz›r-
        
        
          l›¤›m›z, böyle bir baflar›y› genel ve sonuç ald›r›c› bir baflar›ya götür-
        
        
          meye elveriflli de¤ildi. O halde, bütün ifle yarayan kuvvetlerimizi, s›-
        
        
          n›rl› ve geçici bir baflar› elde etmek için kullanm›fl ve y›pratm›fl ola-
        
        
          cakt›k. Bu takdirde düflman, bütün kuvvetleriyle bir karfl› taarruza
        
        
          geçerse, her tarafta yenilgi kaç›n›lmaz olurdu. Bundan dolay› da cep-
        
        
          henin ve Hükûmet’in flimdilik ordu teflkilât›n› geniflletmek ve mevcu-
        
        
          dunu art›rarak cepheyi kuvvetlendirmeye çal›flmak gerekiyordu.
        
        
          Memleketin ölüm kal›m meselesi demek olan Bat› Cephesi’nde özel
        
        
          ve s›n›rl› düflüncelere kap›lmak do¤ru bulunmuyordu.
        
        
          Genelkurmay Baflkan›, Gediz taarruzunun yap›lmamas›nda ›srar etti.
        
        
          Bat› Cephesi Komutanl›¤› ile, haberleflme yoluyla anlaflamad›. Bizzat
        
        
          Ankara’dan Eskiflehir’deki Bat› Cephesi Karargâh›’na gitti. Genelkur-
        
        
          may Baflkan› ‹smet Pafla ile Bat› Cephesi Komutan› Ali Fuat Pafla’n›n
        
        
          bu görüflmeleri sonunda, Ali Fuat Pafla, durumu yerinde bir daha in-
        
        
          celedikten sonra karar vermek üzere, hareketi ertelemiflti. Fakat,
        
        
          birkaç gün sonra, Cephe Komutanl›¤›’nca gönderilen rapordan, taar-
        
        
          ruza karar verildi¤i anlafl›lm›flt›r.
        
        
          Efendiler, o günlerde bu taarruz lehinde, her tarafta ve Meclis’te
        
        
          müthifl bir propaganda yap›l›yordu.
        
        
          “Düflman Gediz’de tek bafl›nad›r. Biz onu orada yok ederiz. Parlak bir
        
        
          durum ortaya ç›kar. Zaten Yunan ordusu kaçmaya haz›rd›r” sözleriy-
        
        
          le, Gediz taarruzunun gerekli oldu¤u, neredeyse genel bir kanaat hâ-
        
        
          line getirilmek isteniyordu.
        
        
          Sonunda, Bat› Cephesi Komutan›, 61’inci ve 11’inci Tümenler ve Kuv-
        
        
          ve-i Seyyareler’le 24 Ekim 1920’de Gediz’deki düflmana taarruz etti.
        
        
          Efendiler, dalgal›, disiplinsiz, emir ve komutas›z baz› hareketlerden
        
        
          sonra, bildi¤iniz üzere, Gediz’de yenildik.
        
        
          Yunan ordusu bu harekete cevap olmak üzere, 25 Ekim 1920 günü
        
        
          Bursa Cephesinden taarruza geçti. Yeniflehir’i ve ‹negöl’ü iflgal etti.
        
        
          Uflak’tan, Dumlup›nar s›rtlar› ilerisinde bulunan birliklerimize sald›r-
        
        
          d›. Birliklerimiz, Dumlup›nar s›rtlar›na kadar çekildi.
        
        
          Böylece Efendiler, cephenin her taraf›nda yeniden genel bir yenilgi-
        
        
          ye u¤rad›k.
        
        
          Bat› Cephesi Komutan›’n›n, taarruza geçmesinden dört gün sonra
        
        
          Bakanlar Kurulu’nda flu telgraf› okundu :
        
        
          Çandarhisar 27/28.10.1920
        
        
          
            Genelkurmay Baflkanl›¤›’na,
          
        
        
          1- Birliklerin savafl kay›plar›n› süratle telâfi ihtiyac›n-
        
        
          day›z. Gediz savafl›, üç yüz savaflç›dan kurulu birli-
        
        
          ¤in, bir taburun savafl görevini yapmas›na yeterli ol-
        
        
          mad›¤›n› gösterdi¤inden, tabur mevcutlar›n› dörder
        
        
          yüz savaflç›ya ç›karmak mecburiyetindeyiz. Bu sa-
        
        
          vafllar dolay›s›yla, bütün depo birlikleri bile cepheye
        
        
          sürüldü¤ünden yetiflmifl, silâhl› ve teçhizatl› bin ik-
        
        
          mal erinin, özellikle Ankara’daki birliklerinden, bu
        
        
          mümkün de¤ilse en yak›n bir yerden acele olarak
        
        
          gönderilmesini,
        
        
          2- Askerî manevralar ve savafllar, giydirilebilen erle-
        
        
          rin bile elbiselerini, ayakkab›lar›n› parçalam›fl, dün-
        
        
          den beri kar ya¤an da¤larda asker ç›plak ve yal›na-
        
        
          yak kalm›flt›r. “Cephe Komutanl›¤› Vekilli¤i” emrinde
        
        
          hiçbir fley olmad›¤›ndan, özellikle kaput, ayakkab›,
        
        
          pamuklu, elbise, yelek, kuflak; k›sacas›, hava flartla-
        
        
          r›ndan korunmak için ne verilmek gerekiyorsa, on
        
        
          befl bin hesab›yla acele olarak gönderilmesini arz ve
        
        
          rica ederim.
        
        
          3- Millî Savunma Bakanl›¤›’na, Genelkurmay Baflkan-
        
        
          l›¤›’na ve bilgi edinilmesi için Cephe Komutanl›¤› Ve-
        
        
          killi¤i’ne yaz›lm›flt›r.
        
        
          Bat› Cephesi Komutan›
        
        
          
            Ali Fuat
          
        
        
          Efendiler, Bat› Cephesi Komutan› Ali Fuat Pafla’n›n, daha Gediz sava-
        
        
          fl›n›n yap›lmakta oldu¤u bir s›rada okudu¤umuz bu telgraf›nda yaz›l-
        
        
          m›fl olanlarla, bunlarda sezilen anlam ve zihniyetin pek dikkate de-
        
        
          ¤er görülmesi tabiîdir, san›r›m. Askerin durumu, kuvvetimizin mikta-
        
        
          r›, haz›rl›¤›m›z›n derecesi, bütün memlekette her bak›mdan muhtaç
        
        
          oldu¤umuz kaynaklar›n kudret ve kabiliyeti, elbette bu telgraf tari-
        
        
          hinden üç gün önce Bat› Cephesi Komutanl›¤›’nca biliniyordu. Her
        
        
          fley tamam olup da, bunlar Gediz Muharebesi’nin yap›ld›¤› üç befl gün
        
        
          içinde mi mahvolmufltu? Bilinmekte olan bütün gerçeklere ra¤men,
        
        
          Bat› Cephesi, Genelkurmay Baflkanl›¤› taraf›ndan m› taarruza zorlan-
        
        
          m›flt›?
        
        
          Söz konusu telgraf, Bakanlar Kurulu’nda okunduktan sonra alt›na flu
        
        
          not yaz›lm›flt› :
        
        
          Bakanlar Kurulu’nca okundu. ‹leri sürülen sebepler
        
        
          ve olaylar akla yatk›n bulunmad›. Gerekli yard›m›n
        
        
          yap›laca¤› tabiîdir. 3’üncü Alay’dan beklenen kuvvet
        
        
          gönderilecektir.
        
        
          
            ‹smet
          
        
        
          
            Nutuk : s.338.
          
        
        
          GED‹Z TAARRUZU
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA