389
        
        
          redeki Nasturîlerin durumunu daha da
        
        
          güçlendirdi. Bunun üzerine yöredeki
        
        
          Barzani afliretiyle Nasturîler aras›nda ça-
        
        
          t›flma bafllad›. Kürtlerin bask›s› karfl›s›n-
        
        
          da 40.000 kadar Nasturî, Ruslara s›¤›nd›.
        
        
          1917’deki Sovyet Devrimi’nden sonra
        
        
          Brest-Litovsk Antlaflmas›’n› imzalayan
        
        
          Ruslar, Hakkâri’den çekildi. Alt›nc› Or-
        
        
          du Komutan› Ali ‹hsan (Sabis) Pafla’n›n,
        
        
          22 Nisan 1918’de Hakkâri ve çevresini
        
        
          denetim alt›na al›p Tebriz’e kadar ilerle-
        
        
          mesi üzerine Nasturîler, bu kez ‹ngiliz ifl-
        
        
          galindeki Hemedan’a kaçmak zorunda
        
        
          kald›lar. ‹ngilizler, Hakkâri yöresini
        
        
          Nasturîlere b›rakacaklar›n› söyleyerek
        
        
          Osmanl›lara karfl› onlardan yararlanma
        
        
          yoluna gittiler. Mondros Mütarekesi’nin
        
        
          imzalanmas›ndan sonra mütareke koflul-
        
        
          lar› gere¤i Türk ordusu çekilince Zap
        
        
          Vadisi’ne dönen Nasturîlerin kurdu¤u
        
        
          çeteler halka bask› yapmaya bafllad›.
        
        
          Kurtulufl Savafl›’ndan sonra ‹ngilizler, ifl-
        
        
          gal ettikleri Revandiz’den çekilmek zo-
        
        
          runda kal›nca Musul ve çevresini ellerin-
        
        
          de tutabilmek için bu kez Nasturîler ye-
        
        
          rine Kürtleri desteklemeye bafllad›. Daha
        
        
          önce Hindistan’a sürdükleri Kürt Beyi
        
        
          fieyh Mahmud’u Süleymaniye’ye getir-
        
        
          diler. Irak’›n kuzeyine yerlefltirdikleri
        
        
          Nasturîleri k›flk›rtt›lar. Böylece Irak’ta
        
        
          üçlü bir yap› ortaya ç›kt›. Bütün bunlara
        
        
          karfl›l›k ‹ngilizler, Revandiz bölgesinde
        
        
          üstünlüklerini kabul ettirmeyi baflarama-
        
        
          d›lar. Ankara Hükûmeti, 1922 bafllar›nda
        
        
          Antep’te Kuvâ-yi Milliye komutanl›¤›
        
        
          yapm›fl olan Özdemir Bey’i fiubat
        
        
          1922’de Hakkâri üzerinden Revandiz’e
        
        
          gönderdi. Özdemir Bey’in bölgede dü-
        
        
          zenledi¤i harekât oldukça etkili oldu. ‹n-
        
        
          gilizlerin birçok sald›r›s›n› sonuçsuz b›-
        
        
          rakt›. Bu arada, 31 A¤ustos 1922’de
        
        
          Derbent’te güçlü bir ‹ngiliz birli¤ini a¤›r
        
        
          yenilgiye u¤ratt›. Çat›flmalar aylarca sür-
        
        
          dü. Ancak, sald›r›ya kat›lan ‹ngiliz bir-
        
        
          liklerinin say›ca üstün olmas› ve baz› afli-
        
        
          retlerin ‹ngilizlerle anlaflma yoluna git-
        
        
          meleri, Özdemir Bey komutas›ndaki Re-
        
        
          vandiz Müfrezesi’ni çekilmek zorunda
        
        
          b›rakt›. Müfreze 29 Nisan 1923’te ‹ran
        
        
          s›n›r›n› geçerek Uflnu kasabas›na s›¤›nd›.
        
        
          Lozan Antlaflmas›’nda Musul Sorunu
        
        
          çözülemedi¤inden ‹ngilizlerin yöredeki
        
        
          k›flk›rtmalar› sürdü. Bir Nasturî aflireti, 7
        
        
          A¤ustos 1924’te Hakkâri valisini kaç›r-
        
        
          d›. Türk Hükûmeti olaya büyük tepki
        
        
          gösterdi; 12-28 Eylül 1924’te düzenle-
        
        
          nen bir askerî harekâtla Nasturîler s›n›r
        
        
          d›fl›na sürüldü. 16 Aral›k 1925’te Millet-
        
        
          ler Cemiyeti, Musul Sorunu’nu ‹ngilizle-
        
        
          rin istedi¤i biçimde çözdü; Musul ve
        
        
          Hakkâri ayr›ld›; Musul Irak’a, Hakkâri
        
        
          de Türkiye’ye b›rak›ld›. Hakkâri’ye ba¤-
        
        
          l› olan Barzanî afliretinin yerleflme bölge-
        
        
          leri de Irak s›n›rlar› içinde kald›. Cumhu-
        
        
          riyet döneminde il merkezi olan Hakkâ-
        
        
          ri, 1933’te ilçe merkezi yap›larak Van’a
        
        
          ba¤land›ysa da 1936’da yeniden il mer-
        
        
          kezi durumuna getirildi; Beytüflflebap,
        
        
          fiemdinli, Yüksekova ilçeleri Hakkâ-
        
        
          ri’ye ba¤land›. May›s 1990’da fi›rnak’›n
        
        
          il yap›lmas› üzerine Hakkâri’nin Beytüfl-
        
        
          flebap ve Uludere ilçeleri fi›rnak’a ba¤-
        
        
          land›.
        
        
          
            Hakk› Behiç Bey (Bayiç)
          
        
        
          bk.
        
        
          
            Bayiç, Hakk› Behiç
          
        
        
          
            Hakk› fiinasi Pafla
          
        
        
          bk.
        
        
          
            Erel, Hakk› fiinasi
          
        
        
          
            Halâs
          
        
        
          Mehmed Rauf’un, mütareke y›llar›n› an-
        
        
          latt›¤› roman› (1929). «Orduda levaz›m
        
        
          subay› olarak görev yapan Nihad, baba-
        
        
          s›n›n ölümü üzerine kendisine kalan mi-
        
        
          ras› almak üzere ‹zmir’e gitti¤inde flehrin
        
        
          Yunanl›lar taraf›ndan iflgalini ve yerli
        
        
          Rumlar›n taflk›nl›klar›n› görür. ‹flgale ka-
        
        
          y›ts›z kalmayan ve direnifle karar veren
        
        
          vatanseverlerin kurmufl oldu¤u komite-
        
        
          nin çal›flmalar›na kat›lan Nihad, emekli
        
        
          Miralay Emin Bey’le tan›fl›r. Emin Bey,
        
        
          Nihad’dan, derne¤in ‹stanbul’daki va-
        
        
          tanseverlerle irtibat›n› sa¤lamas›n› ister.
        
        
          Bu amaçla kendisine bir mektup verir.
        
        
          Mektup, Emin Bey’in k›z› ‹clal’edir. Ni-
        
        
          had, ‹stanbul’a gelince, görevi Anado-
        
        
          lu’ya silâh kaç›rmak olan Kuvâ-yi Milli-
        
        
          yecilerle tan›fl›r. Bu arada day›s› Saim
        
        
          Remzi Bey’in yan›nda kalan ‹clâl Ha-
        
        
          n›m’la görüflür. Fakat ‹clâl, day›s›n›n
        
        
          Maçka’daki evinde rahat de¤ildir. Çün-
        
        
          kü Saim Remzi Bey, ‹ngilizlerle iflbirli¤i
        
        
          yapmakta, Millî Mücadele aleyhine ça-
        
        
          l›flmaktad›r. Ayr›ca ‹ngiliz Muhipleri
        
        
          Cemiyeti’nin de kurucular› aras›ndad›r.
        
        
          Roman›n birinci derecedeki kahraman›
        
        
          Nihad, ‹stanbul’da kald›¤› süre içinde
        
        
          Beyo¤lu’nda kal›r. Zira Kuvâ-yi Milli-
        
        
          yecilerin topland›¤› yer, S›raselviler’deki
        
        
          Topçu apartman›d›r. Ayr›ca iflgal kuv-
        
        
          vetlerinin karargâh› da Beyo¤lu’ndad›r.
        
        
          Nihad, burada ‹stanbul’un iflgalini kutla-
        
        
          yan yerli Rumlar›n gösterilerine ve afl›r›
        
        
          taflk›nl›klar›na flahit olur. Beyo¤lu cad-
        
        
          deleri bafltan bafla Yunan ve ‹ngiliz bay-
        
        
          raklar›yla süslenmifltir. Caddelerde “zi-
        
        
          to” sesleriyle ba¤›ran kalabal›klar, y›llar-
        
        
          d›r kendilerini himaye etmifl bir devletin
        
        
          iflgalini kutlamaktad›r. ‹stanbul’da ifli bi-
        
        
          ten Nihad, Anadolu’ya geçmeye karar
        
        
          verir ve kendisiyle gelmek isteyen ‹clal’i
        
        
          de yan›na alarak çeflitli zorluklardan son-
        
        
          ra Millî Mücadele’ye kat›lmak üzere
        
        
          Ankara’ya ulafl›r.» Kaynak : Ali fiükrü
        
        
          Çoruk, Cumhuriyet Devri Türk Roma-
        
        
          n›nda Beyo¤lu, Kitabevi Yay›nlar›, ‹s-
        
        
          tanbul 1995, s.62.
        
        
          
            Halâskâr Gazi
          
        
        
          Baflkomutanl›k Meydan Savafl›’n›n ka-
        
        
          zan›lmas› üzerine Mustafa Kemal Pafla
        
        
          için, halk aras›nda kullan›lan, “Kurtar›c›
        
        
          Gazi” anlam›ndaki deyim. 30 A¤ustos
        
        
          1922’deki zaferden sonra TBMM’de ‹b-
        
        
          rahim Süreyya (Yi¤it) ve 62 milletveki-
        
        
          linin önerisi üzerine Mustafa Kemal Pa-
        
        
          fla’ya “Gazi”lik san› ve “müflirlik” rüt-
        
        
          besi verildi. O günlerin havas› içinde
        
        
          halk›n Atatürk için kulland›¤›
        
        
          “Kurtar›c› Gazi” anlam›ndaki
        
        
          “Halâskâr Gazi” deyimi,
        
        
          daha sonra ‹stanbul Be-
        
        
          lediyesince benimse-
        
        
          nip Mustafa Ke-
        
        
          mal’in Samsun’a
        
        
          ç›kmadan önce
        
        
          ‹stanbul fiiflli’de
        
        
          oturdu¤u evin bu-
        
        
          lundu¤u caddeye
        
        
          “Halâskârgazi”
        
        
          ad› verildi.
        
        
          
            Halep
          
        
        
          Suriye’de, Türkiye’ye
        
        
          yak›n s›n›r kenti. 1516’da
        
        
          Mercidab›k Savafl›’yla Os-
        
        
          manl› Devleti topraklar›na kat›l-
        
        
          d›. 1864’te ç›kar›lan bir yasayla merkez
        
        
          Halep olmak üzere üç sancak (Merkez,
        
        
          Urfa ve Marafl) ve 24 kazadan oluflan
        
        
          vilâyet hâline getirildi. I.Dünya Sava-
        
        
          fl›’nda ‹ngilizlerce iflgal edildi. 1920-
        
        
          1924 y›llar›nda Fransa mandas› alt›nda
        
        
          kald› ve 1945’te Suriye Cumhuriyeti’ne
        
        
          ba¤land›.
        
        
          
            Halide Edip
          
        
        
          bk.
        
        
          
            Ad›var, Halide Edip
          
        
        
          
            Halife
          
        
        
          Hz.Muhammed’in vekili ve tümMüslü-
        
        
          manlar›n dinî önderi. Bir kimseden son-
        
        
          ra gelen vekil anlam›ndad›r. Hz.Mu-
        
        
          hammed’in vefat› sonras› halife tabiri-
        
        
          nin kimin için kullan›laca¤› ve kimin ha-
        
        
          life seçilece¤i mezhepler aras›nda görüfl
        
        
          ayr›l›¤›na neden oldu. Dinî ve siyasî bir
        
        
          kurum olan halifelik, Müslüman olmak,
        
        
          erkek olmak, adil olmak, devleti yönete-
        
        
          bilecek kabiliyette olmak gibi flartlar ge-
        
        
          rektirir. Halife, Müslüman toplumunda
        
        
          bütünlü¤ü sa¤lar. Mahkemeleri yönetir
        
        
          ve denetler. Halifenin tüm ‹slâm dünya-
        
        
          s›n›n tek önderi olmas› gerekti¤ine dair
        
        
          hadisler olmas›na karfl›n bu konuda
        
        
          mezhep ayr›l›klar› vard›r. Hz.Muham-
        
        
          med’in vefat›ndan sonra Hz.Ebubekir,
        
        
          Hz.Ömer, Hz.Osman ve Hz.Ali yöneti-
        
        
          mindeki Dört Halife Devri’nin bitimiyle
        
        
          Muaviye zorla halife oldu. Böylece hali-
        
        
          
            Halife
          
        
        
          
            Mustafa Kemal Pafla, Halife Abdülmecid
          
        
        
          
            Efendi (ortada) ve Kurtulufl Savafl›
          
        
        
          
            komutanlar›n› bir arada gösteren bir
          
        
        
          
            düzenleme.