181
• eski kurt:
Çok deneyimli oldu¤undan bir iflin hilelerini bilen ve bu
yüzden hiç aldanmayan kimseler için kullan›l›r.
Eski kurt o, iflini bilir.
• eski toprak:
Yaflland›¤› hâlde dinç olan kimseleri nitelemek için kul-
lan›l›r.
Eski toprak o, benden çok yaflar.
• efle¤ini sa¤lam kaz›¤a ba¤lamak:
‹flini güvence alt›na almak.
Efle¤ini sa¤lam kaz›¤a ba¤la, sonra ne istersen yap.
• eflek kadar olmak:
(Kendisine k›z›lan çocuk) Art›k her fleye akl› erecek ka-
dar büyümüfl olmak.
Eflek kadar oldu, hâlâ benden su istiyor.
• efleklik etmek:
Kaba, ak›ls›zca ve anlay›fls›z davranmak.
Efleklik ettim, beni affedin.
• eflek sudan gelinceye kadar dövmek:
Bir kimseyi uzunca bir zaman iyice dövmek.
Adam› yakalay›p eflek sudan gelinceye kadar dövdü.
• eflek flakas›:
A¤›r ve kaba flaka.
Eflek flakas›ndan hofllanm›yorum.
• efli¤ini afl›nd›rmak:
‹flini yapt›rmak amac›yla bir yere birçok kez gidip gel-
mek.
Efli¤ini afl›nd›rd›, ama iflini göremedi.
• ete¤ine yap›flmak (birinin):
Güçlü bir kimseye ba¤lan›p onun yard›m›ndan yararlan-
maya çal›flmak.
Yine ete¤ine yap›flacak birini buldu.
Deyimler/175-195 21/07/2010 21:02 Page 181