31
• a¤z›n› kapamak (kendi):
Susmak.
Bir fley söylemek için a¤z›n› kapamas›n› bekledim.
• a¤z›n› kiraya vermek:
Bir konudaki düflüncesini söylemek.
A¤z›n› kiraya vererek hata yap›yorsun.
• a¤z›n›n içine bakmak:
Bir kimsenin sözlerine göre davranmak.
Her s›k›flt›¤›nda onun a¤z›n›n içine bak›yorsun.
• a¤z›n›n içine girmek:
Birine çok yaklaflmak, sokulmak.
Biraz uzak dur, a¤z›m›n içine girdin.
• a¤z›n›n kokusunu çekmek:
Bir kimsenin dayan›lmaz davran›fllar›na katlanmak.
Niçin a¤z›n›n kokusunu çekiyorsun? Bir daha onunla
görüflmezsin, olur biter.
• a¤z›n›n pay›n› (ölçüsünü) vermek:
Gereken karfl›l›¤› vererek bir kimseyi susturmak.
A¤z›n›n pay›n› verdin mi bir daha yapamaz.
• a¤z›n›n suyu akmak:
Bir fleyi çok be¤enip imrenmek.
Dolaptaki pastay› görünce a¤z›n›n suyu akt›.
• a¤z›n›n tad› bozulmak (kaçmak):
Kurulu düzeni, rahat› bozulmak.
Bizim soka¤a tafl›nd›¤›ndan beri a¤z›m›z›n tad› bozuldu.
• a¤z›n›n tad›n› bilmek:
1.
Keyif verici, hofla giden fleyleri seçmede usta olmak.
A¤z›n›n tad›n› bildi¤inden bizi de buraya getirdi.
2.
Lezzetli yiyeceklerden anlamak, onlar› seçmek.
A¤z›n›n tad›n› bildi¤i için o pastay› seçti.
Deyimler/024-034 21/07/2010 21:05 Page 31