Deyimler sozlugu - page 35

35
• ak›l etmek:
Önlem almay›, çare bulmay› zaman›nda düflünmek.
Havay› bulutlu görünce flemsiyemi yan›ma almay› ak›l
etmifltim.
• ak›l hocas›:
1.
Bir kimseye yol gösteren kifli.
Ak›l hocas› ablam, trafikte nas›l davranmam gerekti-
¤ini anlatt›.
2.
Herkese ak›l vermeye merakl› kifli.
Ak›l hocas› yine iflime kar›flt›.
• Ak›l kâr› (ifli) de¤il:
Ak›ll› bir insan›n yapaca¤› fley de¤il, anlam›na gelir.
Bu so¤ukta gezmeye ç›kmak ak›l kâr› de¤il.
• ak›l kutusu (kumkumas›
(*)
):
Öyle görünmedi¤i hâlde çok ak›ll› olanlar için kullan›l›r.
Ak›l kutusu bir çocuk oldu¤unu hemen anlad›m.
• ak›llara durgunluk vermek:
Çok flafl›rt›c›, akl›n alamayaca¤› ölçüde beklenmeyen
bir fley olmak.
T›p alan›ndaki geliflmeler ak›llara durgunluk veriyor.
• ak›llara ziyan:
Akl› ifllemez duruma getiren, çok flafl›rt›c› olan.
Bu tren kazas›, ak›llara ziyan bir olayd›.
• ak›ll› uslu:
Uygun davran›fllar› olan, dengeli.
fiu yapt›¤›na bak, onu ak›ll› uslu bir çocuk bilirdim.
• ak›ll› geçinmek:
Öyle olmad›¤› hâlde kendini ak›ll› sanmak, öyle göster-
mek.
Ak›ll› geçiniyorsun, ama flu ifli beceremedin.
(*) kumkuma:
‹çine mürekkep vb. konulan yuvarlak testi.
Deyimler/035-045 21/07/2010 21:05 Page 35
1...,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34 36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,...464
Powered by FlippingBook