441
• yol açmak:
1.
Davran›fllar›yla baflkalar›na örnek olmak.
Spordaki baflar›s› kardefllerine bu alanda yol açm›flt›.
2.
Bir olay›n nedeni olmak.
Sözleri bir tart›flmaya yol açm›flt›.
• yola (yollara) düflmek:
Yolda ilerlemeye bafllamak.
Gece olmas›na ra¤men yola düfltük.
• yola düzülmek (koyulmak):
Yola ç›k›p ilerlemek.
Okula gitmek için yola düzüldük.
• yola gelmek (getirmek):
Bir kimsenin bir konudaki ters tutumu düzelmek (ters tu-
tumunu düzeltmek).
Sonunda yola geldi.
• yol almak:
Yolda ilerlemek.
Bütün gün yol ald›k.
• yol aramak:
Bir konuda sonuca ulaflmak için çare, çözüm bulmaya
çal›flmak.
Sat›fl›m›z› art›rmak için yeni bir yol aramal›y›z.
• yol bulmak:
Bir konuda sonuca ulaflmak için çözüm, çare bulmak.
Bir yol bulup bu iflten kurtulmal›y›z.
• yolcu etmek:
Yola ç›kacak bir kimseyi u¤urlamak.
Teyzemi yolcu etmek için hava alan›na gittik.
• yoldan ç›kmak:
1.
bk. kötü yola düflmek.
2.
(‹fl) Düzensiz bir biçimde gitmek.
Bu ifl niçin yoldan ç›kt›, anlam›yorum.
Deyimler/426-446 21/07/2010 21:17 Page 441
