turkce sozluk - page 17

aç›k art›rmada alm›flt›m.
aç›kça
be. (aç›’kça)
Gizlemeden, kolay an-
lafl›l›r biçimde, net olarak:
Yapt›klar›n›
aç›kça anlatmal›s›n.
aç›k çek
a.
1.
tic.
Üzerine para miktar› ya-
z›lmam›fl çek.
2.
mec.
Karfl›s›ndakine
sonsuz güven duyma, kendi ad›na iste-
di¤i gibi davranma yetkisi tan›ma:
Bu
konuda sana aç›k çek veriyorum.
aç›k deniz
a.
Karalar›n uza¤›nda, uçsuz bu-
caks›z deniz; engin.
aç›k devre
a. fiz.
Sürekli ak›m geçmemesi
için bir yal›tkanla kesilmifl elektrik dev-
resi.
aç›k dolafl›m
a. dirb.
Eklem bacakl›lar›n
ço¤unlu¤unda ve yumuflakçalar›n bir
bölümündeki kan dolafl›m sistemi.
aç›k elli
ön a.
Cömert.
aç›k fikirli
ön a.
ve
a.
Yenilikleri kolayca
benimseyen, tutucu olmayan, olaylar›
gerekti¤i gibi karfl›layabilen, düflündük-
lerini aç›kça söyleyebilen (kifli):
Aç›k fi-
kirli insanlar olarak yetifliyoruz.
aç›kgöz
ön a.
ve
a.
Ç›kar› için karfl›s›na ç›-
kan f›rsat ve olanaklardan yararlanma-
s›n› bilen (kifli), uyan›k, kurnaz:
Aç›kgö-
zün biri oldu¤u belliydi.
aç›kgözlük, -¤ü
a.
Aç›kgöz olan›n özelli¤i,
aç›kgöze yak›flacak davran›fl, uyan›kl›k,
kurnazl›k.
aç›kgözlülük, -¤ü
a.
Aç›kgözlük.
aç›k hava
a.
1.
Bulutsuz hava.
2.
Kapal›
yerlerin d›fl›nda kalan park, bahçe, k›r
gibi aç›kl›k yer:
Aç›k havada dolaflmak
iyi geldi.
aç›k hece
a. dlb.
Ünlü ile biten hece:
yaz›
(
ya-z›
), gürültü (
gü-
rül
-tü
).
aç›k kalpli
ön a.
ve
a.
Aç›k yürekli.
aç›k kalplilik, -¤i
a.
Aç›k kalpli olma özel-
li¤i.
aç›klama
a.
Bir konuyu ayd›nlatmak için
sözlü ya da yaz›l› olarak verilen bilgi,
izah.
aç›klama yapmak (aç›klamada
bulunmak)
bir konuda sözlü ya da yaz›-
l› bilgi vermek:
Bu konuda kim aç›klama
yapacak?
aç›klamak
(-i)
1.
Bir konuda gereken bilgi-
leri vermek, izah etmek:
Ö¤retmenimiz
konuyu çok güzel bir biçimde aç›klad›.
2.
Bir konuda ayd›nlat›c› bilgi vermek:
Doktor, hastal›¤›m›n nedenlerini aç›kla-
d›.
3.
Bir duruma, olaya anlam vermek;
bir sözün, bir yaz›n›n ne anlatt›¤›n› be-
lirtmek; yorumlamak:
Annem, gazetede
okudu¤um makaleyi aç›klamam› istedi.
4.
Aç›k aç›k söylemek:
O konudaki dü-
flüncelerimi aç›klad›m.
5.
A盤a vur-
mak, belli etmek:
Bu davran›fl›nla bana
olan duygular›n› aç›klad›n.
aç›klay›c›
ön a.
Bir durumu, bir olay›, bir
sorunu, bir sözü aç›kl›¤a kavuflturan:
Aç›klay›c› bilgileri okuduktan sonra ma-
kineyi çal›flt›rabilirsiniz.
aç›kl›k, -¤›
a.
1.
Bir fleyin aç›k olma duru-
mu, aç›k olan fleyin niteli¤i:
konunun
aç›kl›¤›, rengin aç›kl›¤›.
2.
Bofl alan, ge-
nifl yer.
3.
‹ki fley aras›ndaki uzakl›k,
mesafe.
4.
Boflluk, ç›plak yer.
5.
Gerçe-
¤i oldu¤u gibi belirtme durumu:
Baflba-
kan, ülkemizin ekonomik durumunu
aç›kl›kla ortaya koydu.
6.
Bir yüzeydeki
delik, oyuk.
aç›k liman
a.
1.
den.
Bütün gemilerin ya-
sal bir zorlukla karfl›laflmadan kolayl›kla
girip ç›kt›klar› liman.
2.
co¤.
Rüzgâr, f›r-
t›na gibi hava koflullar›ndan etkilenen li-
man.
aç›k oturum
a.
Güncel bir konunun, bir so-
runun izleyiciler önünde tart›fl›ld›¤› top-
lant›, panel.
aç›k ö¤retim
a.
Ders konular›n›n radyo, te-
levizyon gibi iletiflim araçlar›nda yay›m-
lanarak ve posta yoluyla ö¤rencilere
gönderilerek gerçeklefltirilen ö¤retim
yöntemi.
aç›k pazar
a.
Her devletin ya da flirketin,
gümrük vergisi ödemeden serbestçe
mal al›m sat›m› yapabildi¤i ülke ya da
kent.
aç›k saç›k
ön a.
ve
be.
Toplumun ahlak ku-
aç›kça
aç›k saç›k
17
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 17
1...,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16 18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,...688
Powered by FlippingBook