›stakoz
›zgaral›k
319
›stakoz
a. Yun. hayb.
Denizlerin kayal›k k›-
y›lar›nda yaflayan, on ayakl› ve ilk ayak
çiftinde güçlü k›skaçlar› bulunan, lez-
zetli eti için avlanan bir böcek.
›stakoz
gibi
çok k›rm›z›.
›stampa
a. (›sta’mpa) ‹t.
Mühür ya da
damga gibi fleyleri mürekkeplemekte
kullan›lan, içinde mürekkep emdirilmifl
çuha bulunan kutu.
›st›rap , -b›
a. Ar.
1.
Ac›.
2.
mec.
Üzüntü,
dert, s›k›nt›, keder:
Bu ayr›l›¤›n ›st›rab›-
na katlanmal›yd›.
›fl›¤a do¤rulum
a. bitb.
Ifl›k etkisiyle bir
bitkinin büyüme hareketi.
›fl›¤a duyarl›k, -¤›
a.
Ifl›k ›fl›n›mlar›na karfl›
gösterilen bireysel tepki.
›fl›k, -¤›
a.
1.
Cisimleri görmeyi, renkleri
ay›rt etmeyi sa¤layan enerji.
2.
Bir yeri
ayd›nlatmay› sa¤layan ampul, lamba
vb. ›fl›k kayna¤›.
›fl›k küre
a. gökb.
Güneflte d›flar›ya ›fl›k ve-
ren katman, ›fl›k yuvar›, fotosfer.
›fl›kland›rmak
(-i)
Ifl›kl› duruma getirmek,
ayd›nlatmak.
›fl›kölçer
a. fiz.
1.
Ifl›k fliddetini ya da ener-
jisini ölçmekte kullan›lan araç, fotomet-
re.
2.
Bir ›fl›k kayna¤›n›n, belli uzakl›kta
oluflturdu¤u ayd›nl›¤› ölçmekte kullan›-
lan araç, fotometre.
›fl›k y›l›
a. gökb.
Ifl›¤›n bir y›lda ald›¤› yola
eflit uzunluk birimi.
›fl›k yuvar›
a. gökb.
Ifl›k küre, fotosfer.
›fl›ldak, -¤›
a.
Karanl›k bir yeri ayd›nlat-
makta kullan›lan, dar ve uzun ›fl›n de-
meti ç›karan ›fl›k kayna¤›; projektör.
›fl›ldamak
(nsz.)
Ifl›k yaymak ya da kendi
›fl›¤›yla parlamak, p›r›ldamak.
›fl›l ›fl›l
be.
Ifl›ldayarak.
›fl›lt›
a.
Ifl›ldayan bir fleyin saçt›¤› ›fl›k, p›r›l-
t›.
›fl›ma
a.
1.
Ifl›mak eylemi.
2.
fiz.
Ifl›n›m.
›fl›mak
(nsz.)
1.
Ifl›klanmak, ayd›nlanmak:
Gün ›fl›y›nca yola ç›kaca¤›z.
2.
Ifl›k saç-
mak.
›fl›n
a. fiz.
1.
Bir ›fl›k kayna¤›ndan ç›kan ve
her yöne yay›lan ›fl›k demeti.
2.
Alfa,
beta, gama, X ›fl›nlar›ndan her biri.
3.
mat.
Bir noktadan ç›k›p sonsuza giden
yar›m do¤rulardan her biri.
›fl›n bilimi
a. fiz.
Ifl›k, ›s› ve elektrik ›fl›nla-
r›n›n etki alanlar›n› inceleyen bilim dal›;
radyoloji.
›fl›n›m
a. fiz.
1.
Ifl›n ve tanecik yay›m›, rad-
yasyon.
2.
Bir enerjinin ›fl›k demeti du-
rumunda yay›lmas›.
›fl›nlamak
(-i)
Bilim kurguya göre, ›fl›n gü-
cüyle bir varl›¤› atomlara ay›rarak bafl-
ka bir yere, baflka bir zamana gönder-
mek.
›fl›nölçer
a.
Ifl›nlar›n enerjiye dönüflmesini
gösteren ayg›t, radyometre.
›fl›tmak
(-i)
Ifl›k yaymak, saçmak.
›t›r, -tr›
a. Ar.
1.
It›r çiçe¤i.
2.
Güzel koku-
lu.
›t›r çiçe¤i
a. bitb.
Sardunyagillerden, yap-
raklar› güzel kokulu ve çeflitli renklerde
çiçekleri olan bir bitki.
›triyat
ç. a. (›triya:t) Ar.
Sürünülecek güzel
kokular.
›v›r z›v›r
a.
ve
ön a.
Önemsiz, gereksiz, de-
¤ersiz (fley):
Odan› ›v›r z›v›rla doldur-
muflsun.
›zgara
a. (›zga’ra) Yun.
1.
Et, bal›k gibi yi-
yecekleri kömür ateflinde piflirmekte
kullan›lan metal araç.
2.
Sular›n tafl›d›-
¤› pislikleri durdurmak ya da havalan-
d›rmak amac›yla su yollar›n›n üzerine
yerlefltirilen parmakl›k biçiminde metal
ya da betonarme parça.
›zgaral›k, -¤›
a. a.
ve
ön a.
Izgarada piflir-
meye uygun (et, bal›k vb.).
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 319