h›fl›rdamak
(nsz.)
(k⤛t, kumafl vb. için)
Birbirine sürtünürken ya da buruflturu-
lurken hafif ve h›fl›rt›l› bir ses ç›karmak.
h›fl›r h›fl›r
be.
H›fl›rdayarak.
h›fl›rt›
a.
K⤛t, kumafl gibi nesneler h›fl›r-
darken ç›kan ses.
h›yanet
a. (h›ya:net) Ar.
1.
Hainlik, ihanet.
2.
Güveni kötüye kullanma, aldatma.
h›yar
a. Far.
1.
bitb.
Kabakgillerden, sürün-
gen gövdeli, iri ve uzun meyveli otsu
bitki.
2.
bitb.
Bu bitkinin meyvesi, sala-
tal›k.
3.
argo
Kaba saba, budala kifli.
h›yarlaflmak
(
nsz.) argo
Kaba saba, buda-
laca davranmaya bafllamak.
h›z
a.
1.
Çabukluk, sürat:
Araflt›rmalar›na
h›z verdiler.
2.
Bir hareketten do¤an
güç, fliddet:
Ya¤murun h›z› giderek art›-
yor.
3.
fiz.
Al›nan yolun harcanan zama-
na oran›, sürat.
h›zar
a. Far.
Odun ve kereste biçmekte kul-
lan›lan elektrikli ya da su gücüyle çal›-
flan büyük b›çk›.
H›z›r
öz. a. Ar.
1.
Halk aras›nda ölümsüzlü-
¤e kavuflmufl oldu¤una inan›lan kutsal
kifli.
2.
(küçük h ile) Çabuk davranan,
herkese yard›ma koflan kifli.
h›zlanmak
(nsz.)
H›z kazanmak, h›z› art-
mak, çabuk hareket etmek.
h›zl›
ön a.
1.
Çabuk, seri, süratli.
2.
be.
Ça-
buk bir biçimde, süratle:
Oldukça h›zl›
yürüyorsun.
3.
be.
Güçlü, fliddetli bir
biçimde:
Kap›y› h›zl› çal.
4.
be.
Yüksek
sesle:
H›zl› konufl.
hibe
a. Ar.
Ba¤›fl, ba¤›fllama.
hicap, -b›
a. (hica:p) Ar.
Utanma, utanç, ar.
hiciv, -cvi
a. Ar.
Yergi.
hicret
a. Ar.
1.
Göç.
2.
tar.
Hicri takvimde
takvimin bafllang›c› say›lan ve Hz. Mu-
hammed’in Mekke’den Medine’ye göç
etmesiyle gerçekleflen olay.
hicri
ön a. (hicri:) Ar.
Hicreti takvimin bafl-
lang›c› olarak kabul eden:
hicri takvim.
hicvetmek
(-i) (hi’cvetmek) Ar.+T.
Alay yol-
lu yermek, elefltirmek.
hiç
be. Far.
1.
Olumsuz bir tümcede anla-
m› pekifltirir:
Hiç benimle ilgilenmiyor.
2.
Soru tümcelerinde belirsiz bir zama-
n› anlat›r:
Hiç operaya gittin mi?
3.
Bir
soruya aç›k bir yan›t verilmek istenme-
di¤inde yan›t tümcesinin bafl›nda kulla-
n›l›r:
–Ne yapt›n›z? –Hiç.
4.
Önemi, de-
¤eri olmayan fley ya da kimse:
Bir hiç
yüzünden kavga etmifller.
hiç de
kesin-
likle, hiçbir biçimde:
Hiç de iyi görün-
müyorsun.
hiç de¤ilse (olmazsa) 1)
önemi olmasa bile:
Hiç de¤ilse hava al-
m›fl olduk.
2)
en az›ndan:
Hiç de¤ilse
yemek param› ifl yeri veriyor.
hiç mi hiç
az›c›k bile:
Hiç mi hiç ilgilenmiyorum.
hiç yoktan
nedensiz yere:
Hiç yoktan
olay ç›kt›.
hiçbir
ön a. (hi’çbir)
Bir adla birlikte kulla-
n›larak o varl›ktan bir tanesinin bile ol-
mad›¤›n› belirtir:
Hepsi sat›ld›, hiçbir
fley kalmad›.
hiçbiri
be. (hi’çbiri)
Olumsuz tümcelerde
“bir tanesi bile” anlam›nda kullan›l›r:
Hiçbiri onu sevemedi.
hidayet
a. (hida:’yet) Ar. esk.
1.
Do¤ru yol,
hak yolu.
2.
‹slam dini, hak dini.
hida-
yete ermek 1)
Müslüman olmak;
2)
alay
do¤ru yolu bulmak, eski tutumun-
dan vazgeçmek.
hiddet
a. Ar.
Öfke, k›zg›nl›k.
hidrat
a. Fr. kim.
Bir cismin su ile birlefle-
rek oluflturdu¤u bileflik.
hidroelektrik, -¤i
a. Fr.
Akarsular›n enerji-
sinden elde edilen elektrik enerjisi.
hidroelektrik santral, -li
a.
Su gücüyle ça-
l›flt›r›lan makinelerle elektrik enerjisinin
üretildi¤i yer.
hidrofor
a. Fr.
Suya, bir binan›n üst kat›na
ç›kacak bas›nc› veren motor.
hidrojen
a. Fr. kim.
Suyun bilefliminde yer
alan; gaz hâlinde; rengi, kokusu, tad› ol-
mayan ve atom numaras› 1, atom küt-
lesi 1,01 olan element (simgesi: H).
hidrojen bombas›
a.
A¤›r hidrojen çekir-
deklerinin kaynaflarak helyum durumu-
na girmesiyle elde edilen enerjiye daya-
h›fl›rdamak
hidrojen bombas›
310
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 310