turkce sozluk - page 315

hurma
a. Far. bitb.
1.
Palmiyegillerden, Ku-
zey Afrika’da yetiflen, dals›z, iri yaprakl›
bir a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n ince kabuklu
meyvesi.
hurra
ünl. (hu’rra) ‹ng.
“Yafla, var ol” anla-
m›nda kullan›lan bir kutlama sözü.
husumet
a. (husu:met) Ar.
Düflmanl›k.
husus
a. (husu:s) Ar.
Konu.
hususi
ön a. (husu:si:) Ar.
Özel.
hususiyet
a. (husu:siyet) Ar.
Özellik.
hufl
a. bitb.
Gürgengillerden, serin ve ›l›-
man yerlerde yetiflen, mobilyac›l›kta
kullan›lan bir a¤aç.
hutbe
a. Ar.
‹slamiyette, cuma ve bayram
namazlar›nda minberde okunan dua ve
verilen ö¤üt.
huy
a. Far.
1.
Bir kiflinin de¤iflik koflullar
karfl›s›ndaki tepki ve davran›fllar›n› be-
lirleyen ruhsal durumu, yarad›l›fl özelli-
¤i, mizaç, tabiat:
Yeni tan›flt›k, huyunu
bilemiyorum.
2.
‹çgüdü niteli¤i kazan-
m›fl, b›rak›lamayan al›flkanl›k:
Saçlar›n-
la oynama huyundan bir türlü vazgeç-
medi.
huylanmak
(nsz.)
1.
Tedirgin olmak, rahat-
s›zl›k duymak, iflgillenmek, kuflkulan-
mak:
Bu adamdan huyland›m.
2.
(hay-
van için) Ürkmek, huysuzlaflmak, sinir-
lenmek.
huysuz
ön a.
Baflkalar›yla iyi geçinemeyen,
sürekli sorun ç›karan, geçimsiz.
huysuzlanmak
(nsz.)
Huysuzluk etmek.
huysuzluk, -¤u
a.
1.
Huysuz olma durumu.
2.
Huysuzca davran›fl.
huysuzluk et-
mek
huysuzca davran›fllarda bulun-
mak.
huzme
a. Ar.
Ifl›k demeti.
huzur
a. (huzu:r) Ar.
1.
Gönül rahatl›¤›, dir-
lik:
Arad›¤› huzuru henüz bulamam›flt›.
2.
Yetkili birinin yan›, kat›, makam›;
baflkalar›n›n önü, yan›:
Herkesin huzu-
runda bana ba¤›rd›.
3.
esk.
Padiflah ka-
t›:
huzura ç›kmak.
huzurevi
a.
Bak›ma muhtaç yafll› kiflilerin
bak›ld›¤›, çeflitli gereksinimlerinin kar-
fl›land›¤›, bar›nd›¤› yer.
huzursuzluk, -¤u
a.
Rahats›zl›k, tedirginlik.
hücre
a. Ar.
1.
dirb.
ve
anat.
Bir organiz-
man›n yap› ve görev bak›mlar›ndan en
küçük birimi.
2.
Tutuklular›n ve hüküm-
lülerin tek bafllar›na kapat›ld›klar› küçük
oda.
3.
Siyasi ve gizli bir örgütlenmede,
örgütü oluflturan en küçük birim.
hücum
a. (hücu:m) Ar.
1.
Sald›r›, sald›rma,
taarruz.
2.
Bir yere toplanma, üflüflme:
3.
sp.
Ak›n, hamle.
4.
ünl.
‹leri.
5.
mec.
Sert elefltiri
hücum etmek 1)
sald›r-
mak;
2)
kofluflturmak, toplanmak,
üflüflmek.
hücumbot
a. Ar.+‹ng.
Çok süratli küçük bir
savafl gemisi.
hükmen
be. (hü’kmen) Ar.
Hakem karar›yla.
hükmetmek
(-e) (hü’kmetmek) Ar.+T.
1.
Egemenli¤i alt›nda bulundurmak.
2.
Düflünme ve yarg›lama sonucu belli bir
yarg›ya varmak:
Sonunda suçsuz oldu-
¤uma hükmettiler.
hüküm, -kmü
a. Ar.
1.
Yarg›:
Onun hakk›n-
dan yanl›fl bir hüküm veriyorsunuz.
2.
Egemenlik, hâkimiyet:
Bu ulus, kimse-
nin hükmü alt›nda yaflayamazd›.
3.
Önem, geçerlilik:
Bu karar›n art›k hük-
mü kalmad›.
4.
Etki, h›z, fliddet:
Art›k
so¤uklar›n hükmü bitti.
hükümdar
a. (hükümda:r) Ar.+Far.
Kral,
imparator, padiflah, sultan, hakan gibi
bir ülkeyi yöneten taht sahibi kiflilere
verilen genel ad.
hükûmet
a. (hükû:met) Ar.
1.
Devletin gö-
revlerini yerine getirmesini sa¤layan
yetkili organ, yürütme gücü, bakanlar
kurulu, kabine.
2.
Bir ülkenin yönetim
organlar›n›n tümü.
hükûmet gibi
güçlü,
her istedi¤ini yapt›ran.
hükûmet kap›s›
a.
Devlet dairesi.
hükûmet kona¤›
a.
‹llerde baflta vali, ilçe-
lerde baflta kaymakam olmak üzere
devlet görevlilerinin çal›flt›¤› bina.
hükümlü
ön a.
Yarg› organlar›nca hakk›nda
ceza hükmü verilmifl olan (kifli), mah-
kûm.
hurma
hükümlü
315
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 315
1...,305,306,307,308,309,310,311,312,313,314 316,317,318,319,320,321,322,323,324,325,...688
Powered by FlippingBook