ilahi (I)
ünl. (ila:’hi) Ar.
fiaflma, sitem bildi-
rir:
‹lahi çocuk!
ilahî (II)
ön a. (ila:hi:) Ar.
1.
Tanr›’ya özgü,
tanr›sal.
2.
a.
Tanr›’y› övmek, ona ya-
karmak için söylenen flark›, yaz›lan fliir.
ilahiyat
ç. a. (ila:hiya:t) Ar.
Din, Tanr›, Tan-
r›’n›n varl›¤› ve nitelikleriyle ilgili konu-
lar› inceleyen bilim dal›; Tanr› bilimi; te-
oloji.
ilam
a. (ila:m) Ar. huk.
Mahkeme sonucun-
da davan›n nas›l bir hükme ba¤land›¤›-
n› gösteren resmî belge.
ilan
a. (i:la:n) Ar.
1.
Duyuru:
Bu konuda
gazeteye bir ilan verelim.
2.
Resmî ya
da yetkili organlar taraf›ndan halka ya-
p›lan aç›k duyuru:
Cumhuriyetin ilan›
büyük bir sevinçle karfl›lanm›flt›.
ilan
etmek 1)
bir durumu yay›n yoluyla du-
yurmak;
2)
bir durumu aç›kça bildir-
mek.
ilave
a. (ila:ve) Ar.
Ek, ulama, katma, ekle-
me.
ilave etmek
eklemek, ulamak, kat-
mak.
ilçe
a.
Merkezî yönetim bölümlemesinde
ilden sonra gelen yönetim birimi, kaza.
ile
il.
1.
Birliktelik, durum, araç, neden,
olufl belirtir:
Otobüsle ile (otobüsle) gi-
dece¤iz.
2.
ba¤.
Tümce içinde ayn› gö-
revdeki ögeleri birbirine ba¤lar:
Bana
kalemle (kalem ile) defter ald›.
ilelebet
be. (ile’lebet) Ar.
Sonsuza kadar.
ilenç, -ci
a.
Biri için kötü bir dilekte bulun-
ma, beddua.
ilenmek
(-e)
Biri için kötü bir dilekte bu-
lunmak, beddua etmek.
ileri
a.
1.
Herhangi bir fleye göre daha öte-
de olan:
‹leriye otur.
2.
Bir fleyin ulafl›-
lacak yönü, devam›:
Trafik ileride s›k›fl›-
yor.
3.
Gelecek:
‹leriyi düflünerek bir
meslek seçmelisin.
4.
ön a.
Önde bulu-
nan:
ileri hat.
5.
ön a.
Gerçek zamandan
sonraki zaman› gösteren (saat):
Saatim
befl dakika ileri.
6.
ön a.
Geliflmifl (ülke,
topluluk):
ileri bir ülke.
7.
ön a.
Daha
sonra gelen:
Toplant› ileri bir tarihe al›n-
m›fl.
8.
ön a.
Benzerlerinin ve zaman›n
ötesinde olan:
‹leri düflünceli bir kifliydi.
9.
be.
‹leriye do¤ru, öne do¤ru:
Sandal-
yeyi biraz ileri al.
10.
ünl.
‹lerlemeyi bu-
yuran söz:
Arkadafllar, ileri!
ilerici
ön a.
ve
a.
‹lericilik yanl›s› olan (ki-
fli), ilericili¤i benimsemifl (görüfl, kifli):
ilerici düflünceler.
ilericilik, -¤i
a.
1.
Toplumsal ve siyasal
aç›dan ilerlemeyi, yaflam koflullar›n› iyi-
lefltirmeyi savunan görüfl.
2.
Bu görüflü
savunanlar›n davran›fl›.
ilerlemek
(nsz., -e)
1.
Bulundu¤u yerden
ileriye do¤ru gitmek:
Gemi, sis nede-
niyle zorlukla ilerliyordu.
2.
(zaman
için) Geçmek:
Saat epey ilerlemifl, geç
kalaca¤›z.
3.
mec.
Daha yüksek, daha
iyi bir dereceye, düzeye eriflmek:
Dost-
lu¤umuz her geçen gün biraz daha iler-
liyordu.
ileti
a.
Yaz› ya da sözle verilen, gönderilen
bilgi; bildirme yaz›s›, mesaj.
iletiflim
a.
1.
Duygu, düflünce ya da bilgi-
lerin her türlü yolla, genellikle de dil
arac›l›¤›yla baflkalar›na aktar›lmas›; ha-
berleflme; bildiriflim.
2.
uygb.
Radyo,
televizyon, bilgisayar, telefon gibi araç-
lardan yararlanarak yürütülen bilgi al›fl-
verifli; haberleflme.
iletiflim araçlar›
a.
Gazete, dergi, kitap, te-
levizyon, radyo, telefon, bilgisayar, bel-
gegeçer gibi yaz›l› ve görsel araçlar;
medya.
iletken
ön a.
1.
Is›, ses, ak›m iletme özelli-
¤i olan (madde).
2.
fiz.
Elektrik ak›m›,
›s› vb.ni bir yerden baflka bir yere aktar-
ma özelli¤i olan (madde).
iletki
a. mat.
Aç› ölçmekte ya da ayn› aç›y›
baflka bir yere çizmeye yarayan yar›m
daire biçimindeki araç.
iletmek
(-i)
1.
Ulaflt›rmak, tafl›mak, götür-
mek.
2.
fiz.
Elektrik ak›m›, ›s› vb.ni bir
yerden baflka bir yere aktarmak.
ilgeç
a. dlb.
Kendi bafl›na anlam› olmayan,
ancak ad ya da ad soylu sözcüklerden
ilahi
ilgeç
327
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 327