iyelik ad›l›
a. dlb.
‹yelik eki.
iyelik eki
a. dlb.
Eklendikleri varl›klar›n ki-
me, neye, kaç›nc› kifliye ait oldu¤unu
bildiren çekim eki:
baba-m, baba-n, ba-
ba-s›, baba-m›z, baba-n›z, baba-lar›.
iyi
ön a.
1.
‹stenilen, be¤enilen nitelikleri
tafl›yan:
iyi bir adam.
2.
Sa¤l›kl›, esenlik
içinde bulunan:
Bugün pek iyi de¤ilim,
bafl›m a¤r›yor.
3.
Uygun, yerinde:
Sen-
den iyi bir de¤erlendirme bekliyorum.
4.
Nicelik bak›m›ndan önem tafl›yan:
‹yi
bir geliri var.
5.
E¤lenceli, zevkli:
‹yi bir
tatil yapt›k.
6.
Sevecen, iyiliksever:
‹yi
bir insand›r.
7.
Mutluluk verici, u¤urlu:
‹yi bir haber ald›m.
8.
Yeterli:
Suyun s›-
cakl›¤› iyi.
9.
Dilek sözü olarak kullan›-
l›r:
iyi günler.
10.
be.
‹stenilen, gereken,
uygun biçimde, yerinde, yararl›:
Bir haf-
tad›r ifller iyi gidiyor.
iyi etmek 1)
bir
hastaya bir ilaç yaramak:
Bu ilaç beni
iyi etti.
2)
bir söz, bir davran›fl kötü du-
rumdaki birine yaramak:
Sözleriniz beni
gerçekten iyi etti.
3)
yerinde, uygun bir
davran›flta bulunmak:
Ona yüz verme-
mekle iyi ettiniz.
iyi ki
“güzel bir rast-
lant› olarak, memnun olmak gerekir ki”
anlam›nda kullan›l›r:
‹yi ki geldiniz.
iyi
kötü
fena de¤il, flöyle böyle.
iyi olmak
1)
iyileflmek;
2)
istenen bir durum orta-
ya ç›kmak:
Zaman›ndan önce gelmen
iyi oldu.
3)
üzerine uygun gelmek:
Pan-
tolon çok iyi oldu.
iyisi
do¤ru, uygun
olan›:
‹yisi sen de gelme.
iyisi mi
ko-
flullara en uygun olan›:
‹yisi mi bugün
soka¤a ç›kmamal›.
iyice
ön a. (i’yice)
1.
‹yiye yak›n:
‹yice bir
mimar say›l›rd›.
2.
be.
Adamak›ll›, tam
anlam›yla:
Hava iyice so¤udu.
iyi hâl belgesi
a.
Bir kimsenin sab›kas› ol-
mad›¤›na dair resmî kurumlar taraf›n-
dan verilen belge.
iyi kalpli
ön a.
Hiç kimse için kötü düflün-
meyen, herkesin iyili¤ini isteyen.
iyi yürekli
ön a.
‹yi kalpli.
iyileflmek
(nsz.)
1.
‹yi duruma gelmek:
Ya-
flam koflullar› giderek iyilefliyordu.
2.
Sa¤l›¤›na kavuflmak, hastal›ktan kurtul-
mak:
Hastal›¤› yenmifl, tamamen iyilefl-
miflti.
iyilik, -¤i
a.
1.
‹yi olan fleyin durumu.
2.
Bir ç›kar beklemeden yap›lan yard›m,
hay›r, ihsan, lütuf:
Yapt›¤›n›z iyilikleri
hiç unutmayaca¤›m.
3.
Yarar:
Bu afl›n›n
iyili¤ini ileride göreceksiniz.
4.
Sa¤l›-
¤›n, mutlulu¤un yerinde olma durumu:
Her zaman iyili¤inizi isterim.
iyilik et-
mek (yapmak)
baflkalar›na yarar› doku-
nacak ifller yapmak.
iyimser
ön a.
Genel olarak her durumun iyi
sonuç verece¤ine inanan, her düflünce
ve ifli iyi olarak de¤erlendirebilen; opti-
mist.
iyon
a. Fr. fiz.
ve
kim.
Bir ya da daha çok
elektron kazanan ya da yitiren atom ya
da atom grubundan elektrik yüklü par-
çac›k.
iyonlaflma
a. fiz.
ve
kim.
Moleküllerin par-
çalanmas›yla ya da atomlara, molekül-
lere, molekül gruplar›na elektron kat›l-
mas›yla ya da ç›kar›lmas›yla iyonlar›n
oluflmas›.
iyot, -du
a. Fr. kim.
Do¤ada, deniz suyun-
da rastlan›lan, mavimt›rak esmer renk-
te ve atom numaras› 53, atom kütlesi
126,90 olan bir element (simgesi: ‹).
iz
a.
1.
Bir fleyin, bir insan›n, bir hayvan›n
ya da bir tafl›t›n geçti¤i ya da önceden
yerde b›rakt›¤› iflaret; im; belirti:
teker-
lek izleri.
2.
Bir fleyin de¤mesi, çarpma-
s›, sürtünmesi sonucunda bir fley üze-
rinde b›rakt›¤› leke:
yara izi.
3.
Bir ola-
y›n sonunda, bu olaydan kalan belirti:
Binalarda depremin izleri hâlâ duruyor-
du.
4.
Geçmiflteki bir uygarl›ktan, bir
yaflant›dan kalan kal›nt›:
Hititlerin izleri-
ni Anadolu’nun birçok yerinde görebi-
lirsiniz.
5.
Belirti, ipucu, iflaret:
Olay ye-
rinde hiçbir iz bulunamad›.
izafi
ön a. (iza:fi:) Ar.
Ba¤›l, ba¤›nt›l›, göre-
celi, nispi.
iyelik ad›l›
izafi
341
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 341