turkce sozluk - page 345

k, K
Türk abecesinin on dördüncü harfi,
“ke” ad› verilir; ses bilimi bak›m›ndan
sert-süreksiz ünsüz.
K
kim.
Potasyum elementinin simgesi.
kaba
ön a.
1.
Özensiz, gelifligüzel yap›lm›fl:
kaba bir ayakkab›.
2.
‹ncelikten, terbi-
yeden yoksun olan, nezaketsiz:
Çok ka-
ba bir adamm›fl.
3.
Taneleri iri olan:
ka-
ba kum.
4.
Kal›n ya da hacimli olan:
ka-
ba kumafl.
5.
Kuyruk sokumunun iki
yan›ndaki fliflkin yer:
kaba et.
6.
mec.
Çirkin, kötü, terbiyeye ayk›r›:
kaba söz.
kabaca
be. (kaba’ca)
1.
Kaba bir biçimde:
Kabaca davranmamal›s›n.
2.
ön a. hlk.
Yaklafl›k:
Kabaca hesaplarsak kaç kilog-
ram gelir?
3.
‹rice, büyükçe.
kabaday›
a. (kaba’day›)
1.
Korkusuz, iyi
dövüflen, kendine özgü mertlik ve na-
mus kurallar›na göre davranan kifli.
2.
ön a. mec.
Babayi¤it.
3.
ön a. hlk.
Bir
fleyin en iyisi, en baflta geleni:
En kaba-
day›s›n›n fiyat› kaç lirad›r ki...
kabahat
a. (kaba:hat) Ar.
Uygunsuz, çirkin,
yak›fl›ks›z davran›fl, suç, kusur, töhmet:
Bu olayda benim kabahatim yok.
kabak, -¤›
a.
1.
bitb.
Kabakgillerden, bah-
çede ve bostanda yetifltirilen, sürüngen
gövdeli bir bitki.
2.
bitb.
Bu bitkinin ye-
me¤i ve tatl›s› yap›lan çeflitli biçim ve
renklerdeki meyvesi.
3.
ön a.
(kavun,
karpuz için) Olgunlaflmam›fl, ham.
4.
ön a.
Tüysüz, saçs›z, dazlak.
5.
ön a.
(tafl›t lasti¤i için) Diflleri afl›narak yüze-
yi düzleflmifl olan.
kabak gibi
tüyleri
dökülmüfl, ç›plak.
kabakgiller
ç. a. bitb.
‹ki çeneklilerden, ka-
bak, kavun, karpuz, h›yar gibi cinsleri
içine alan, genifl yaprakl›, sürüngen ve
sar›lgan gövdeli bir bitki familyas›.
kabak kafal›
ön a.
1.
Saçlar› dökülmüfl,
dazlak.
2.
Saçlar› usturaya vurulmufl.
kabaklaflmak
(nsz.)
1.
Saçlar› dökülmek,
dazlaklaflmak.
2.
(tafl›t lasti¤i için) Difl-
leri afl›narak yüzeyi düzleflmek.
kabakulak, -¤›
a. t›p
Ço¤unlukla çocuklar-
da görülen, özellikle kulak alt› bezlerinin
iltihaplanmas›yla beliren, bulafl›c›, sal-
g›n, ateflli bir hastal›k.
kaba kuvvet
a.
Bir amaca varmak için flid-
det kullanma, korku salma yöntemi.
kabalaflmak
(nsz.)
1.
Kaba bir duruma
gelmek.
2.
Görgü ve incelikten yoksun
söz ve davran›fllarda bulunmak, kabal›k
etmek.
kabal›k, -¤›
a.
1.
Kaba olma durumu.
2.
Kabaca söz ve davran›fl, nezaketsizlik.
kabal›k etmek
kabalaflmak.
kaban
a. Fr.
Kalçay› örtecek uzunlukta, k›sa
palto görünümünde bir üst giysisi.
kabarc›k, -¤›
a.
1.
‹çi su ya da hava dolu
kabart› ya da kürecik.
2.
Vücutta görü-
len, sivilceye benzer küçük fliflkinlik.
3.
Kabart›.
kabare
a. Fr.
Çeflitli gösteriler düzenlenen
e¤lence yeri.
kabare tiyatrosu
a. tiy.
Daha çok güncel
olaylar›, geleneksel halk tiyatrosunun
ögelerinden yararlanarak tafllama, yer-
me biçiminde sunan tiyatro.
kabar›k
ön a.
1.
Kabarm›fl olan.
2.
Ç›k›nt›-
l›, tümsekli.
kabarma
a.
1.
Kabarmak eylemi.
2.
co¤.
345
K
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 345
1...,335,336,337,338,339,340,341,342,343,344 346,347,348,349,350,351,352,353,354,355,...688
Powered by FlippingBook