kahraman
a.
ve
ön a. Far.
1.
Savaflta ya da
tehlikeli bir durumda yararl›k, özveri,
cesaret gösteren (kifli), yi¤it.
2.
Bir
olayda önemli rol oynayan (kifli).
3.
ed.
Roman, öykü, tiyatro gibi edebiyet tür-
lerinde en önemli (kifli).
kahretmek
(-i) (ka’hretmek) Ar.+T.
1.
Üzüntü vermek:
Annesinin ölümü onu
kahretmiflti.
2.
(-e)
‹lenmek, beddua et-
mek.
kahrolmak
(nsz.) (ka’hrolmak) Ar.+T.
Çok
üzülmek, içlenmek:
Yar›flmay› kaybe-
dince kahrolmufltu.
kahrolsun!
“yok ol-
sun, mahvolsun, periflan olsun” anla-
m›nda ilenme bildirir.
kahvalt›, -y›
a. Ar.+T.
Sabahlar› ya da ikin-
di üstü yenilen hafif yemek.
kahvalt›l›k, -¤›
a.
ve
ön a.
Kahvalt›da yeni-
len (yiyecek).
kahve
a. Ar.
1.
bitb.
Kökboyas›gillerden, s›-
cak ülkelerde yetiflen ve bir a¤aç.
2.
Bu
a¤ac›n meyve çekirde¤i.
3.
Bu çekirde-
¤in ö¤ütülmesiyle elde edilen toz.
4.
Bu
tozla haz›rlanan içecek.
5.
Kahvehane.
kahveci
a.
1.
Kahve üreten ya da satan ki-
fli.
2.
Kahvehane iflleten ya da kahve pi-
flirip satan kifli.
kahve de¤irmeni
a.
Çekirdek durumunda-
ki kahveyi ö¤ütmeye yarayan araç.
kahvehane
a. (kahveha:ne) Ar.+Far.
Kahve,
çay, ›hlamur gibi s›cak ya da gazoz, bi-
ra gibi so¤uk içecekler içilen ve tavla,
domino, okey, k⤛t oyunlar› vb. oyna-
nan yer; kahve; k›raathane.
kahve oca¤›
a.
Kahvehane, ifl yeri, han gi-
bi yerlerde kahve vb. piflirilen yer.
kahverengi
a. Ar.+Far.
1.
Kavrulmufl kah-
venin rengi.
2.
Bu renkte olan:
kahve-
rengi ayakkab›.
kâhya
a. O.T.
1.
Konak, çiftlik gibi yerleri
yönetmekle, orada türlü iflleri yürüt-
mekle görevli kifli.
2.
De¤nekçi.
3.
mec.
Kendisini ilgilendirmeyen ifllere kar›flan
kifli.
kaide
a. (ka:ide) (k kal›n okunur) Ar.
1.
Ku-
ral.
2.
Bir fleyin üzerine oturtuldu¤u
nesne, ayak, taban.
kâinat
a. (kâ:ina:t) Ar.
Evren.
kaka
ön a.
(çocuk dilinde)
1.
Kötü, çirkin.
2.
a.
D›flk›.
kakalamak
(-i)
1.
Sürekli çekifltirmek, it-
mek.
2.
mec.
Al›flveriflte birine kötü mal
satmak, birini aldatmak.
kakao
a. (kaka:o) Fr.
1.
bitb.
‹ki çenekliler-
den, Amerika’n›n s›cak bölgelerinde ye-
tiflen küçük bir a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n mey-
ve çekirde¤i.
3.
Bu çekirde¤in ö¤ütül-
mesiyle elde edilen toz.
4.
Bu tozla ha-
z›rlanan içecek.
kak›rdamak
(nsz.)
Kak›rt› ç›karmak.
kak›rt›
a.
Kuru fleylerin k›r›lmas› ya da bir-
birine sürtünmesiyle ç›kan sert ve kuru
ses.
kak›flmak
(nsz., -le)
‹tiflmek, dürtüflmek.
kakma
a.
1.
Kakmak eylemi.
2.
Bir yüzey
üzerine aç›lan yuvalara metal, ahflap,
sedef, fil difli gibi süs maddeleri göme-
rek yap›lan süsleme.
kakmak
(-i)
1.
‹tmek.
2.
Vurarak dar bir
yere sokmak.
kaktüs
a. (ka’ktüs) Fr. bitb.
Kaktüsgiller-
den, yapraklar› yayvan ve dikenli, parlak
renkte çiçekler açan bir bitki.
kaktüsgiller
ç. a. bitb.
‹ki çeneklilerden, s›-
cak ve kurak bölgelerde yetiflen gövde-
si ve yapraklar› etli ve dikenli bir bitki
familyas›.
kakum
a. Ar.
1.
hayb.
Sansargillerden, ge-
linci¤e benzeyen, kürkü de¤erli, etçil,
memeli bir hayvan; as.
2.
Bu hayvan›n
kürkü.
kâkül
a. (kâ:kül) Far.
Aln›n üzerine düflen
k›sa kesilmifl saç, perçem.
kalabal›k, -¤›
a. Ar.+T.
1.
Çok say›da insa-
n›n oluflturdu¤u topluluk:
Alanda büyük
bir kalabal›k vard›.
2.
Gereksiz ve kar›-
fl›k fleyler toplulu¤u:
Bu evdeki eflyala-
r›n kalabal›kl›¤›ndan usand›m.
3.
ön a.
Say›ca çok:
kalabal›k bir otobüs.
kala-
bal›k etmek
bir yerde gereksiz olarak
kahraman
kalabal›k
350
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 350