turkce sozluk - page 354

cakl›¤›n› 1 °C art›rmak için gerekli ›s›
miktar›na eflit ›s› birimi.
2.
Besinlerin,
vücudun s›cakl›k ve enerjisini sa¤lama
de¤erleri de kalori ile ölçülür.
kalorifer
a. Fr.
Bir kazandan ç›kan s›cak su,
hava ya da buhar›, borularla dolaflt›r-
mak yoluyla bir yap›n›n her yan›n›n
›s›nmas›n› sa¤layan araç.
kalorimetre
a. (kalorime’tre) Fr. fiz.
Is›öl-
çer.
kalp, -bi (I)
a. (l ince okunur) Ar.
Gö¤üs
bofllu¤unda, iki akci¤er aras›nda bulu-
nan ve kan dolafl›m›n› sa¤layan organ;
yürek.
2.
Kalp hastal›¤›:
Kalbi var, sinir-
lendirmeyin.
3.
mec.
Duygu:
Onda kalp
denen fley yok.
4.
mec.
Sevgi, gönül:
Ona tüm kalbiyle ba¤lanm›flt›.
5.
mec.
Bir ülkenin, bir kuruluflun yönetim, iflle-
yifl vb. bak›mlardan en önde gelen yeri:
Ankara, Türkiye’nin kalbidir.
kalp (II)
ön a. Ar.
Düzme, sahte, taklit (pa-
ra).
kalpak, -¤›
a.
Deri, kürk ya da kumafltan
yap›lm›fl, kesik koni biçiminde siperlik-
siz bafll›k.
kalpazan
a. Ar.+Far.
Sahte para basan ya
da piyasaya süren kifli.
kalp kapak盤›
a. t›p
Kulakç›k ve kar›nc›k
aras› deliklerde bulunan ve kan›n geri
akmas›n› önleyen zars› k›vr›m.
kalp krizi
a. t›p
Enfarktüs.
kalpsiz
ön a. (l ince okunur) mec.
Duygu-
suz, ac›mas›z, kat› yürekli.
kalp yetmezli¤i
a. t›p
Sa¤ ve sol kalbin,
baz› durumlarda her ikisinin de vücu-
dan gereksinmesini karfl›layacak kan›
pompalayamamas›.
kalsit
a. Fr. minb.
Billurlaflm›fl do¤al kalsi-
yum karbonat›.
kalsiyum
a. (ka’lsiyum) Fr. kim.
Kireç ve
alç›n›n birleflimine giren, sar›mt›rak be-
yaz renkte ve atom numaras› 20, atom
kütlesi 40,08 olan bir element (simgesi:
Ca).
kaltak, -¤›
a.
1.
Eyerin tahtadan yap›lm›fl
bölümü.
2.
kaba
Namussuz, iffetsiz ka-
d›n.
kalyon
a. ‹t. tar.
Yelken ve kürekle yürütü-
len en büyük savafl gemisi.
kama
a.
1.
Silah olarak kullan›lan, iki yan›
keskin ve ucu sivri bݍak.
2.
Kütü¤ü
yarmakta kullan›lan, sivri uçlu, yass› ve
enli çivi.
kamara
a. (ka’mara) ‹t.
Gemilerde oda.
kamarot
a. ‹t.
Gemilerde yolcular›n hizmet-
lerini gören görevli.
kamaflmak
(nsz.)
1.
(göz için) Güçlü bir
›fl›k ya da parlakl›k nedeniyle bakamaz
olmak:
Ay çok parlak, gözlerim kamafl›-
yor.
2.
(difl için) Ekfli bir fley nedeniyle
uyuflmak:
Erikten difllerim kamaflt›.
kambiyo
a. (ka’mbiyo) ‹t. tic.
1.
‹ki ayr› ül-
ke paras›n›n birbiriyle de¤ifltirilmesi.
2.
Para ya da para yerine geçen tafl›nabilir
de¤erlerin baflka bir yere aktar›lmas›
için yap›lan ifllemin bedeli.
kambur
a.
1.
S›rtta ya da daha seyrek ola-
rak gö¤üste oluflan tümsek.
2.
Kambu-
ru olan kifli.
kamburlaflmak
(nsz.)
Kambur duruma
gelmek.
kamç›
a.
1.
Bir de¤ne¤in ucuna ba¤lanm›fl
deri, ip vb. vurma arac›.
2.
dirb.
Baz›
tek hücrelilerde hareketi sa¤layan iplik-
si organ.
kamç›lamak
(-i)
1.
Kamç› ile vurmak.
2.
mec.
Etkinli¤ini art›rmak, özendirmek,
k›flk›rtmak:
Dalga geçmeleri beni daha
da kamç›lam›flt›.
kamç›l›lar
ç. a. hayb.
Bir hücreli canl›lar›n,
hareket organlar› kamç› biçiminde olan
s›n›f›.
kamelya
a. (kame’lya) Fr. bitb.
Çaygiller-
den; Asya kökenli; sert ve yeflil yaprak-
l›; büyük, beyaz, pembe ya da k›rm›z›
çiçekler açan bir bitki; Çin gülü; Japon
gülü.
kamer
a. Ar. esk.
Ay.
kamera
a. (ka’mera) Fr.
Film çekim ayg›t›.
kameraman
a. ‹ng.
Film çekimlerini ger-
kalorifer
kameraman
354
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 354
1...,344,345,346,347,348,349,350,351,352,353 355,356,357,358,359,360,361,362,363,364,...688
Powered by FlippingBook