turkce sozluk - page 355

çeklefltiren kifli.
kameriye
a. Yun.
Bahçelerde, parklarda
kafes biçiminde kubbeli olarak yap›l-
m›fl, sarmafl›k ve benzeri çiçeklerle
süslenmifl çardak.
kam›fl
a. bitb.
Bu¤daygillerden, sulak ve
nemli yerlerde yetiflen, sert ve bo¤um-
lu gövdeli, flerit yaprakl› çeflitli bitkilerin
ortak ad›.
kamikaze
a. ‹ng.
‹kinci Dünya Savafl›’nda
Japon intihar uça¤›.
kamp
a. Fr.
1.
Çad›r ve barakalarla olufltu-
rulan konaklama yeri:
izci kamp›.
2.
Bu
yerde konaklama, kalma:
Kamp›m›z bir
ay sürdü.
3.
Baz› kiflilerin özel ya da po-
litik nedenlerle topland›¤› ya da yerlefl-
tirildi¤i yer:
mülteci kamp›.
kampana
a. (kampa’na) ‹t.
Çan.
kampanya
a. (kampa’nya) ‹t.
Politika, kül-
tür, ekonomi gibi alanlarda belirli bir
süredeki etkinlik dönemi:
seçim kam-
panyas›, taksitli sat›fl kampanyas›.
kamping
a. ‹ng.
‹çinde çeflitli gereksinim-
leri karfl›layacak tesisleri olan kamp ye-
ri.
kampus
a. ‹ng.
Büyük bir yerleflim merke-
zinin yak›n›na kurulan ve üzerinde üni-
versite yap›lar›n›n bulundu¤u yer.
kamu
a.
1.
Halk.
2.
ön a.
Topluma iliflkin
olan; devlete ait olan, yönetimi ilgilendi-
ren:
kamu arazisi.
kamuflaj
a. Fr.
Alalama, örtme, gizleme,
saklama.
kamufle
ön Fr.
Görünmeyecek, fark edil-
meyecek biçimde örtülmüfl, saklanm›fl,
alalanm›fl, maskelenmifl olan.
kamufle
etmek
örtmek, gizlemek, alalamak.
kamu kesimi
a.
Devlete ve kamu tüzel kifli-
lerine ait olan kurulufllar› içeren ekono-
mik kesim, kamu sektörü.
kamulaflt›rmak
(-i)
1.
Özel mülkiyete ait
bir tafl›nmaz› sat›n alarak kamuya mal
etmek, istimlak etmek.
2.
Devletlefltir-
mek.
kamuoyu
a.
Bir konu, bir sorun hakk›nda
toplumun büyük bir kesimince benim-
senmifl düflünce.
kamu sektörü
a.
Kamu kesimi.
kamyon
a. Fr.
A¤›r yükleri tafl›makta kulla-
n›lan motorlu kara yolu tafl›t›.
kamyonet
a. Fr.
Tafl›yabilece¤i yük miktar›
1,5 tonu aflmayan küçük kamyon, pi-
kap.
kan
a.
1.
Atardamarlar, toplardamarlar,
kalp ve k›lcal damarlar içinde dolaflan,
organizman›n tüm hücrelerine gerekli
besin ve oksijeni tafl›yan, toplad›¤› art›k
maddeleri boflalt›m organlar›na ileten
k›rm›z› renkli s›v›.
2.
Soy.
kanaat, -ti
a. (kana:at) Ar.
1.
Bir fleyle ye-
tinme, elindekiyle hoflnut olma.
2.
Dü-
flünce, kan›, inanç.
kanaatkâr
ön a. (kana:atkâr) Ar.+Far.
Elin-
dekini yeterli bulan, azla yetinen.
kanal
a. Fr.
1.
Sulama yapmak, kurutmak
ya da deniz, akarsu, göl sular›n› birbiri-
ne ba¤lamak için aç›lm›fl genifl su yolu:
Süveyfl Kanal›.
2.
Telefon, telgraf, tele-
vizyon gibi araçlarda iletiflimi sa¤layan
yol.
3.
Radyo ya da televizyon vericileri
a¤›:
radyo kanal›.
kanalizasyon
a. Fr.
Yerleflim yerlerindeki
at›k sular› toplay›p belli bir yere ak›tan,
yer alt›na döflenmifl kanal sistemi.
kanamak
(nsz.)
1.
Vücudun herhangi bir
yerinden kan gelmek, kan akmak.
2.
mec.
(manevi ac›lar için) Yeniden etki-
sini göstermek, depreflmek.
kanarya
a. (kana’rya) ‹sp. hayb.
‹spinozgil-
lerden, sar› ya da yeflilimsi tüyleri olan,
küçük gagal› ötücü bir kufl.
kanat, -d›
a.
1.
Kufllarda, böceklerde ve
yarasalarda uçmay› sa¤layan organ.
2.
(bal›klarda) Yüzgeç.
3.
Bir uça¤›n hava-
da tutunmas›n› sa¤layan, aerodinamik
kald›rma kuvvetlerinin etki yapt›¤› yatay
yüzey.
4.
Kap›, pencere, dolap gibi fley-
lerin aç›l›p kapanabilen kapa¤›.
kanatlanmak
(nsz.)
1.
Uçmak.
2.
Uçmaya
bafllamak.
kameriye
kanatlanmak
355
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 355
1...,345,346,347,348,349,350,351,352,353,354 356,357,358,359,360,361,362,363,364,365,...688
Powered by FlippingBook