file.
kale gibi 1)
büyük ve sa¤lam yap›;
2)
kendisine güvenilir, güçlü kifli.
kalem
a. Ar.
1.
Yazmakta ve çizmekte ya-
rarlan›lan çeflitli biçimlerde araç.
2.
Yontmaya yarayan ucu sivri ve keskin
araç.
3.
Bir listede yaz›l› olan fleylerden
her biri:
Faturaya üç kalem mal yaz›l-
m›fl.
4.
esk.
Resmî kurumlarda bir bö-
lüm:
özel kalem müdürü.
5.
mec.
Yaz-
ma u¤rafl›, yazarl›k:
Kalemi güçlü bir
yazard›.
kalem afl›s›
a.
Ucu kalem gibi kesilmifl
a¤aç çubu¤uyla yap›lan a¤aç afl›s›.
kalem kutusu
a.
‹çine kalem konulan kutu,
kalemlik.
kalemlik, -¤i
a.
Kalem kutusu.
kalemt›rafl
a. Ar.+Far.
Kurflun kalemlerin
ucunu açmakta kullan›lan çeflitli biçim-
lerdeki keski.
kalender
ön a. Far.
Gösteriflsiz, sade, alçak
gönüllü biçimde yaflayan.
kalfa
a. (ka’lfa) Ar.
Ç›rakla usta aras›nda bir
aflama:
marangoz kalfas›.
kal›c›
ön a.
Çok uzun süre varl›¤›n› koruya-
bilecek yap›da olan, sürekli, daimî:
kal›-
c› bir eser.
kal›n
ön a.
1.
Cisimlerde uzunluk ve genifl-
lik d›fl›ndaki üçüncü boyut, inceye göre
daha fazla olan.
2.
Enli olan, çap› büyük
olan:
kal›n a¤aç.
3.
‹ki yüzeyi aras›nda-
ki uzakl›k, kendi cinsindekilere göre çok
olan:
kal›n defter.
4.
Yo¤un, koyu:
kal›n
ya¤.
kal›n ba¤›rsak, -¤›
a. anat.
Sindirim boru-
sunun ince ba¤›rsaktan anüse kadar
yaklafl›k 1,5 metre uzunlu¤undaki bölü-
mü.
kal›n kafal›
ön a.
Anlama zorlu¤u çeken,
geç ve güç anlayan.
kal›nlaflmak
(nsz.)
Kal›n duruma gelmek.
kal›n ses
a.
Titreflim say›s› az olan ses, pes
ses.
kal›nt›
a.
1.
Art›p kalan fley.
2.
Eski bir kent
ya da yap›dan kalan y›k›nt›, ören, hara-
be.
kal›n ünlü
a. dlb.
A¤›z bofllu¤unun alt bö-
lümüne yerleflen dille oluflan ünlü (a, ›,
o, u).
kal›n ya¤
a.
Ham petrolden elde edilen ve
makinelerin çeflitli bölümlerini ya¤la-
makta kullan›lan yo¤un ya¤, a¤›r ya¤.
kal›p, -b›
a. Ar.
1.
Bir fleye biçim vermek
ya da o fleyin eski biçimini korumas›n›
sa¤layan araç:
ayakkab› kal›b›.
2.
Biçki
modeli, patron.
3.
ön a.
Bir kal›ba dö-
külerek yap›lm›fl:
bir kal›p sabun.
4.
Bir
fleyin ona göre belirlendi¤i biçim:
hece
kal›b›.
5.
mec.
D›fl görünüfl, biçim:
Ka-
l›b›n› gören adam san›r.
kal›plamak
(-i)
Bir fleyi kal›ba geçirmek,
kal›ba dökmek.
kal›plaflmak
(nsz.)
1.
Belli ve de¤iflmez bir
biçim almak, klifleleflmek.
2.
dlb.
Bir
ekin, bilinen göreviyle de¤il de ayr› bir
anlam oluflturacak biçimde birleflip
kaynaflmas› olay›:
dilli (konuflkan), el-
den (arac›s›z olarak).
kal›t
a.
Miras.
kal›t›m
a. dirb.
Özelliklerin, döllenme s›ra-
s›nda difli ve erkek kromozonlar yoluy-
la bir kuflaktan ötekine geçmesi; soya
çekim; irsiyet.
kal›t›m bilimi
a. dirb.
‹nsan, hayvan ve bit-
kilerde kal›t›m olaylar›n› inceleyen dirim
bilimi dal›; genetik.
kal›t›msal
ön a.
Kal›t›mla ilgili, kal›t›m yo-
luyla geçme, soydan kalma, soydan
geçme, irsî.
kalibre
a. (kali’bre) Fr.
Ateflli silahlarda
merminin çap›.
kalifiye
ön a. Fr.
Bir fleyi yapabilme niteli¤i
ve ustal›¤›n› kazanm›fl olan, nitelikli.
kalifiye iflçi
a.
‹stenilen nitelikleri tafl›yan,
iyi yetiflmifl, usta, vas›fl›, nitelikli iflçi.
kaliforniyum
a. (kalifo’rniyum)
(California
ad›ndan)
kim.
Yapay olarak elde edilen
ve atom numaras› 98, atom kütlesi 251
olan radyoaktif bir element (simgesi:
Cf).
kaligrafi
a. Fr.
Harflere güzel biçimler vere-
kalem
kaligrafi
352
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 352