turkce sozluk - page 377

konularak yatmak ya da oturmak için
kullan›lan, basit biçimde yap›lm›fl yük-
sek yer; sedir.
kereviz
a. Far.
Maydanozgillerden, kökü ve
yapraklar› sebze olarak tüketilen otsu
bitki.
keriz
a. Far.
Kolayca aldat›labilen saf kifli.
kerkenes
a. hayb.
Kartalgillerden, leflle
beslenen, k›z›l›ms› tüyleri olan bir kufl.
kermes
a. Fr.
Bir etkinli¤e yard›m sa¤la-
mak amac›yla genellikle aç›k havada,
sat›fl için düzenlenmifl sergilerin de yer
ald›¤› e¤lenceli toplant›.
kerpeten
a. Ar.
Baz› cisimleri tutmak, s›k-
mak ya da kesmek için kullan›lan k›skaç
biçimli alet.
kerpiç, -ci
a.
1.
Duvar örmekte kullan›lmak
üzere kal›plara dökülüp güneflte kuru-
tularak haz›rlanan saman ve balç›k kar›-
fl›m› ilkel tu¤la.
2.
ön a.
Kerpiçten yap›l-
m›fl:
kerpiç ev.
kertenkele
a. (kerte’nkele) hayb.
Kertenke-
lelerden, koni bafll›, uzun ve bas›k göv-
deli, sivri kuyruklu, çevik, küçük sürün-
gen.
kertenkeleler
ç. a. hayb.
Kertenkele, igu-
ana, ve bukalemunlar› kapsayan dört
ayakl› sürüngenler tak›m›.
kertik, -¤i
a.
Çentik.
kertmek
(-i)
Çentmek.
kervan
a. Far.
Uzak yerlere insan ve ticaret
mal› tafl›yan yük hayvan› katar›.
kervansaray
a. Far. esk.
Ana yollarda ker-
vanlar›n konaklamas› için yap›lan bü-
yük han.
kes
a.
Ayak bileklerini de içine alacak bi-
çimde yüksek konçlu, ba¤c›kl›, sa¤lam
bezden yap›lm›fl jimnastik ayakkab›s›.
kesat, -d›
Ar.
Al›flveriflte durgunluk:
Bugün
ifller kesat gidiyor.
kese
a. Far.
1.
Para, tütün vb. fleyler koy-
mak için kullan›lan; deri, kumafl ya da
örgüden küçük torba.
2.
Y›kan›rken kir
ç›karmak için ele geçirilerek kullan›lan
bezden küçük torba.
3.
ön a.
Belirtilen
miktarda olan:
iki kese alt›n.
4.
mec.
Bir
kimsenin kendisine ait paras› ya da ser-
veti:
Kesemize uygun bir ev bulamad›k.
kesecik, -¤i
a. anat.
Kula¤›n dolambafl bö-
lümünde yer alan, lenf ile dolu olan ve
dengede önemli rolü bulunan küçük
zars› organ.
kese k⤛d›
a.
Al›flveriflte içine bir fleyler
koymak için k⤛ttan kese biçiminde
yap›lm›fl torba.
keselemek
(-i)
Kiri ç›karmak için vücudu
keseyle ovmak.
kesen
ön a.
1.
Kesmek iflini yapan.
2.
a.
mat.
Bir flekli kesen do¤ru.
kesenek, -¤i
a.
Devlet görevlilerinin ayl›k-
lar›ndan her ay belli oranda kesilen pa-
ra.
keser
a.
Tahta, a¤aç yontmaya yarayan, bir
taraf› keskin a¤›zl›, di¤er yan› çivi çak-
maya uygun küt ve köfleli ve ortas›nda
çivi sökmeye yarayan bir delik bulunan
a¤aç sapl› çelik araç.
kesici
ön a.
1.
Kesmek eylemini yapan.
2.
Kesme iflinde kullan›lan araç.
kesici difl
a. anat.
Çenenin altl› üstlü ön ta-
raf›nda bulunan ve yiyecekleri kesmeye
yarayan yass›, keskin difllerden her biri.
kesik koni
a. mat.
Bir koninin taban›na pa-
ralel bir düzlemle kesilmesinden elde
edilen cisim.
kesik piramit, -di
a. mat.
Bir piramidin ta-
ban›na paralel bir düzlemle kesilmesiy-
le taban yönünde kalan cisim.
kesilmek
(nsz.)
1.
Kesmek eylemi yap›l-
mak:
Parma¤›m kesildi.
2.
Bitkin düfl-
mek, gücü kalmamak:
Bay›r›n ortas›nda
kesildi, biraz dinlendi.
3.
Benzemek,
dönmek, gibi olmak:
Utanc›ndan k›pk›r-
m›z› kesilmiflti.
4.
Dinmek, durmak, bit-
mek:
Sokaktan gelen sesler kesildi.
5.
Ak›fl›, ak›m› durmak:
Elektrik kesildi.
6.
(-den) Yoksun kalmak:
Üzüntüsünden
yiyip içmeden kesilmiflti.
7.
Herhangi
bir özelli¤e sahipmifl gibi davranmak:
aslan kesilmek.
kereviz
kesilmek
377
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 377
1...,367,368,369,370,371,372,373,374,375,376 378,379,380,381,382,383,384,385,386,387,...688
Powered by FlippingBook