den, da¤l›k bölgelerde yaflayan, leflle
beslenen, bafl› ve boynu ç›plak, iri ve
y›rt›c› bir kufl.
akbal›k, -¤›
a. hayb.
1.
Sazangillerden, eti
k›lç›kl› bir bal›k.
2.
Akya bal›¤›.
akbal›kç›l
a. hayb.
Leyleksilerden, s›cak
ülkelerde ve su k›y›lar›nda yaflayan, be-
yaz renkli iri bir kufl.
akci¤er
a. anat.
Havayla solunum yapan
omurgal›lar›n gö¤üs kafesi içinde iki
parça hâlinde bulunan temel solunum
organ›.
akça (I)
ön a.
Beyaza yak›n, oldukça beyaz.
akça (II)
Akçe.
akçaa¤aç, -c›
a. bitb.
Akçaa¤açgillerden,
›l›man iklimde yetiflen, odunu maran-
gozlukta kullan›lan orman ve park a¤a-
c›.
akçaa¤açgiller
ç. a. bitb.
‹ki çeneklilerden
bir bitki familyas›.
akça pakça
ön a.
Beyaz tenli, güzel (ka-
d›n).
akça yel
a.
Güneydo¤udan esen yel, keflifl-
leme.
akçe
a. esk.
1.
Osmanl› Devleti’nde kulla-
n›lm›fl küçük gümüfl para.
2.
Madenî
para.
akç›l
ön a.
A¤arm›fl, rengi atm›fl, içinde yer
yer beyazl›klar› olan:
Akç›l bir k›rm›z›
kazak giymiflti.
ak›bet
a. (a:k›bet) (k kal›n okunur) Ar.
Bir
iflin, bir durumun sonu ya da sonucu:
Bu iflin ak›betinin ne olaca¤›n› kimse
bilmiyor.
ak›c›
ön a.
1.
Akma özelli¤i olan:
Süt, ak›c›
bir maddedir.
2.
ed.
Kolay anlafl›labilen,
rahatl›kla okunabilen, söylenebilen (an-
lat›m, konuflma, dil):
Bu yazar›m›z›n
ak›c› bir dili vard›r.
ak›l, -kl›
a. Ar.
1.
‹nsan›n anlama, kavra-
ma, düflünme, yarg›lama gücü, us:
“Ak›l ak›ldan üstündür.”
-Atasözü.
2.
Bellek, haf›za
: Ad›n› akl›mda tutama-
d›m.
3.
Ö¤üt:
Bu konuda senin akl›na
gereksinmem yok.
4.
Anlay›fl, kan›, dü-
flünce:
Bu ifl akl›ma uyuyor.
ak›lc›
ön a.
Ak›lc›l›kla ilgili, akla uygun,
rasyonel:
Ak›lc› bir davran›fl sergiledin.
ak›lc›l›k, -¤›
a. fel.
Var olan bir fleyin insan
akl›na ayk›r› bir aç›klamas› olamayaca-
¤›n›, ancak akl›n ilkelerine uygun bir dü-
flünce yoluyla gerçek ve güvenilir bilgi-
lere ulafl›laca¤›n› savunan ö¤reti, rasyo-
nalizm.
ak›l d›fl›
ön a.
Akla uygun olmayan:
Ak›l d›-
fl› bir ifl yap›yorsunuz.
ak›l hastas›
a.
Ruh hastas›.
ak›llanmak
(nsz.)
Bafla gelen olaylar›n so-
nuçlar›ndan ders ç›kararak, ak›ll› bir in-
sana yak›fl›r biçimde davranmaya bafl-
lamak:
O kazadan sonra ak›lland›m.
ak›ll›
ön a.
1.
Do¤ru yarg›lar verebilen,
gerçe¤i iyi gören, kolay anlayan:
Ak›ll›
bir insand›r, ona her konuda güvenirim.
2.
Ç›kan f›rsatlardan yararlanan, ç›kar›-
n› gözeten:
Çok ak›l› bir adam, flirketi iki
y›lda bizim sektörün en büyü¤ü oldu.
3.
alay.
Düflüncesiz, aptal:
Ak›ll› çocuk, öy-
le yap›l›r m›!
4.
Kendini baflkalar›ndan
daha uyan›k, kurnaz sananlar için kulla-
n›l›r:
Ak›ll›ya bak, en sonra geldi, en öne
geçiyor.
ak›ll›ca
be. (ak›ll›’ca)
1.
Akla uygun, do¤-
ru:
Her konuda ak›ll›ca davranmaya ça-
l›flmal›s›n›z.
2.
ön a.
Akla uygun, do¤ru:
Ak›ll›ca bir tutum gösterdin.
ak›ll›l›k, -¤›
a.
1.
Ak›ll› olma durumu.
2.
Ak›ll›ca bir ifl:
Erken gelmekle ak›ll›l›k
ettik.
ak›ll› uslu
be.
ve
ön a.
Taflk›n davran›fllar›
olmayan, kendi hâlinde:
Ak›ll› uslu dav-
ran›rsan›z, siz kârl› ç›kars›n›z.
ak›ls›z
ön a.
Do¤ru, akla uygun düflüneme-
yen; anlay›fl› k›t:
Ak›ls›zca soru sorma-
y›n lütfen.
ak›ls›zl›k, -¤›
a.
1.
Ak›ls›z olma durumu.
2.
Ak›ls›zca yap›lan davran›fl ya da ifl:
Bu
kötü duruma, ak›ls›zl›k sonucunda düfl-
tü.
ak›ls›zl›k etmek
düflüncesiz ve yer-
siz biçimde davranmak:
Ak›ls›zl›k etme,
akbal›k
ak›ls›zl›k
30
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 30