turkce sozluk - page 31

akflam sen de orada olmal›s›n.
ak›m
a.
1.
Akmak eylemi.
2.
Bir iletken
içindeki elektrik yüklerinin ya da su, ha-
va gibi ak›flkan maddelerin belli bir yön-
de ak›fl›, yer de¤ifltirmesi; cereyan.
3.
Siyasette, sanatta ya da düflünce ala-
n›nda ortaya ç›kan yeni bir görüfl, yön-
tem; hareket; cereyan:
Bu film, yeni dal-
ga ak›m›n›n örneklerinden biridir.
4.
co¤.
Bir akarsuyun belirli bir yerinden
geçen su miktar›n›n metre saniye bak›-
m›ndan de¤eri, debi.
ak›mölçer
a. fiz.
Bir elektrik ak›m›n›n flid-
detini ölçen, kadran› amper cinsinden
derecelendirilmifl ayg›t; ampermetre,
amperölçer.
ak›mtoplar
a. fiz.
Akümülatör.
ak›n
a.
1.
Bir yere arkas› kesilmeyen bir bi-
çimde gelifl durumu:
fiu s›ralar Marma-
ra’ya bal›k ak›n› var.
2.
Düflman› y›ld›r-
mak, düflman topraklar›na ilk darbeyi
vurmak, düflman topraklar›n› ya¤mala-
mak amac›yla yap›lan bask›n.
3.
sp.
Gol atmak ya da say› kazanmak için ya-
p›lan atak, hücum:
Bizim tak›m, ani
ak›nlarla rakibini zor durumda b›rak›yor.
ak›n ak›n
be.
Ard› arkas› kesilmeksizin,
öbekler hâlinde topluca:
Stadyuma ak›n
ak›n insanlar geliyordu.
ak›nc›
a.
1.
Düflman topraklar›na bask›n
düzenleyen savaflç›.
2.
sp.
Tak›mdaki
görevi gol atmak ya da topu karfl› kale-
ye tafl›mak olan oyuncu, forvet.
ak›nt›
a.
1.
Akmak eylemi.
2.
Bir su ya da
hava kütlesinin bir yöne do¤ru yer de-
¤ifltirmesi, ak›m.
3.
Suyun ak›nt›s›n›
sa¤layan e¤iklik, meyil
: Çat›n›n ak›nt›s›
iyi olmam›fl.
4.
Hastal›k ya da baflka bir
nedenle bir s›v› maddenin vücuttan d›-
flar›ya s›zmas›:
Burnunda ak›nt› var.
ak›fl
a.
1.
Akmak eylemi ya da biçimi:
Bo-
¤az’›n ak›fl› hep ayn› m›d›r?
2.
Geçip
gitme, ilerleme:
Olaylar›n ak›fl›na göre
hareket edece¤im.
ak›flkan
ön a.
ve
a. fiz.
Belirli bir biçimi ol-
may›p içinde bulundu¤u kab›n biçimini
alan (s›v› ve gaz maddeler):
Hava, ak›fl-
kan maddelerden biridir.
ak›tmak
(-i, -e)
Akmas›n› sa¤lamak, dök-
mek:
Portakal›n suyunu yere ak›tmay›n.
akide
a. (aki:de) (k kal›n okunur) Ar.
A¤›z-
da hemen erimeyen, sert ve renkli bir
tür fleker; akide flekeri.
akik, -¤i
a. (aki:k) Ar. yerb.
Özellikle yüzük
tafl› yap›m›nda kullan›lan, yar› saydam
ya da parlak, çeflitli renklerde de¤erli bir
tafl.
akis, -ksi
a. Ar.
Ses ya da ›fl›k dalgalar›n›n
bir engele çarparak geri dönmesi, yan-
s›, yank›.
akit, -kti
a. (k kal›n okunur) Ar.
‹ki ya da
daha çok kiflinin, kuruluflun aralar›nda
hukuki bir iliflki oluflturmak amac›yla
karfl›l›kl› ve irade beyanlar›yla gerçek-
lefltirdikleri ifllem; sözleflme; kontrat;
mukavele; anlaflma.
ak kan
a. anat.
Lenf.
akkavak, -¤›
a. bitb.
Sö¤ütgillerden, yeflil
yapraklar›n›n alt› beyaz bir kavak türü;
akçakavak.
akkefal, -li
a. hayb.
Sazangillerden bir tür
tatl› su bal›¤›.
akkor
ön a.
Parlak bir beyazl›¤a ulafl›ncaya
dek ›s›t›lm›fl olan.
aklamak
(-i)
Bir kimseyi ya da toplulu¤u
suçsuz oldu¤u yarg›s›na vararak temize
ç›karmak:
Mahkeme onu aklad›.
aklan
a. co¤.
1.
Sular›n› bir denize ya da
bir göle gönderen bölge:
Akdeniz akla-
n›.
2.
Bir da¤ s›ras›n›n belirli bir yöne
bakan yamaçlar›n›n her bir yüzeyi:
To-
roslar›n kuzey aklan›.
aklanmak
(nsz.)
1.
Bir kimsenin ya da top-
lulu¤un suçsuz oldu¤una bir dava so-
nucunda karar verilmek; beraat etmek:
Yarg›lanan bütün san›klar akland›.
2.
Temizlenmek, ak pak olmak, beyazlan-
mak
: Elbiselerim o kadar kirliydi ki akla-
nabilmesi için iki kez y›kand›.
aklaflmak
(nsz.)
Beyazlaflmak, a¤armak,
ak›m
aklaflmak
31
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 31
1...,21,22,23,24,25,26,27,28,29,30 32,33,34,35,36,37,38,39,40,41,...688
Powered by FlippingBook