turkce sozluk - page 402

kör ba¤›rsak,
-¤›
a. anat.
Kal›n ba¤›rsa¤›n
ince ba¤›rsakla birleflti¤i yerde bulunan
ç›k›nt›l› bölümü.
kör dövüflü
a. mec.
Birlikte ayn› fleyi ger-
çeklefltirecek kiflilerin birbirinden ha-
bersiz ve birbirini engelleyecek biçimde
düzensiz çabalar›.
kördü¤üm
a.
1.
Çözülemeyen ilmiksiz dü-
¤üm.
2.
mec
. Çözülmesi hemen hemen
olanaks›z sorun.
körebe
a
. Gözleri ba¤lanm›fl bir ebenin di-
¤er oyuncular› yakalamaya çal›flt›¤› bir
çocuk oyunu.
körelmek (
nsz.)
1.
Keskinli¤ini yitirmek:
Bu makas iyice körelmifl, kesmiyor
.
2.
dirb.
Görevi kalmad›¤› için ya da baflka
nedenlerden dolay› bir organ beslene-
meyerek küçülmek ve ifllevini yitirmek.
3.
mec
. Duygu, önem ya da yetene¤ini
yitirmek:
Onun duygular› körelmifl
.
körfez
a. Yun. co¤
. Karan›n içine sokulmufl
deniz parças›.
kör kurflun
a
. Kime at›ld›¤› ya da kimin at-
t›¤› belli olmayan ve birinin ölümüne ya
da yaralanmas›na yol açan kurflun; ser-
seri kurflun.
kör kuyu
a.
Suyu kurumufl, susuz kuyu.
körkütük
ön a
. Kendini bilmeyecek derece-
de (sarhofl, âfl›k).
körleflmek
(nsz.)
1.
Kesmez, ifllemez du-
ruma gelmek.
2.
mec
. Duygu, önem ya
da yetene¤ini yitirmifl duruma gelmek.
körlük, -¤ü
a
.
1.
Görme yetisini yitirmifl ol-
ma durumu.
2.
Keskinli¤ini yitirmifl ol-
ma durumu.
3.
mec
. Gerçekleri göre-
meme, kavrayamama durumu.
körpe
ön a.
1.
(bitki için)
Dal›ndan yeni ko-
par›lm›fl, henüz tazeli¤ini yitirmemifl.
2.
mec
. Genç, yeni yetiflmifl, henüz bozul-
mam›fl, y›pranmam›fl
kör talih
a.
Kötü kader.
körük, -¤ü
a
.
1.
Atefli canland›rmak için
kullan›lan ve aç›l›p kapanarak içindeki
havay› üfleyen araç.
2.
Bir fleyin üst üs-
te katlanmaya uygun bölümü:
fayton
körü¤ü
.
körüklemek
(-i)
1.
Körükle hava vermek.
2.
mec
. K›z›flt›rmak, k›flk›rtmak:
Mese-
leyi körüklüyorsun
.
körü körüne
be
. Düflünüp tafl›nmadan, bi-
linçsizce
: Bu ifl körü körüne yap›lmaz
ki...
köse
ön a.
B›y›¤›, sakal› ç›kmayan (erkek).
kösele
a
.
Far
. Ayakkab› taban›, bavul, çan-
ta yap›m›nda kullan›lan, büyükbafl hay-
vanlar›n ifllenmifl derisi.
kös kös
be
. Bafl› önde, çevresine bakma-
dan, yorgun, üzgün olarak.
köstebek, -¤i
a. hayb
. Köstebekgillerden,
toprak alt›nda kazd›¤› yuvalarda yafla-
yan, gözleri hemen hemen hiç görme-
yen memeli bir hayvan.
köstek, -¤i
a.
1.
Saat, anahtar, k›l›ç gibi
nesnelerin ucuna tak›lan zincir
. 2.
mec
.
Engel.
köstek olmak
kösteklemek.
kösteklemek
(-i) mec
. Engel olmak, engel-
lemek, köstek olmak.
köfle
a. Far.
1.
‹ki çizgi ya da iki düzlemin
kesiflti¤i yer.
2.
Yer, bölüm:
Haber, ka-
saban›n her köflesine ulaflm›flt›
. 3.
mec.
Kuytu, tenha yer:
Bir köflede
otur-
mufl hayaller kuruyordu.
köfle bafl›
a
. Bir soka¤›n baflka bir sokakla
birleflti¤i yer.
köflebent, -di
a. Far
.
1.
Albüm yapraklar›-
na foto¤raflar› köflelerinden yap›flt›rma-
ya yarayan üçgen biçiminde zamkl› kâ-
¤›t.
2.
Bavul, çanta vb.nin köflelerine ta-
k›lan üçgen biçiminde koruyucu metal
parça.
3.
Birleflen iki kereste vb.ni tut-
turmaya yarayan dik aç› biçimindeki
bükülmüfl demir.
köfle bucak, -¤›
a
. Göze çarpmayan yer:
Benden köfle bucak kaç›yordu
.
köflegen
a. mat
. Bir çokyüzlüde ayn› düz-
lem üzerinde bulunmayan iki köfleyi
birlefltiren do¤ru parças›.
köfle kapmaca
a
. Çocuklar›n köfleleri tutup
ebeye kapt›rmadan yer de¤ifltirerek oy-
nad›klar› oyun.
kör ba¤›rsak
köfle kapmaca
402
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 402
1...,392,393,394,395,396,397,398,399,400,401 403,404,405,406,407,408,409,410,411,412,...688
Powered by FlippingBook