ve belirtmek amac›yla ad ve ona ba¤l›
ön ad›n tamlama diziliflinde oluflturduk-
lar› sözcük grubu:
tuzlu peynir, k›r›k
masa, tahta kafl›k.
ön bilgi
a.
Herhangi bir konuda derinleme-
sine araflt›rma yapmadan sa¤lanan ba-
z› bilgiler.
önce
be. (ö’nce)
1.
‹lk olarak, bafllang›çta:
Önce ben gidece¤im.
2.
a.
Bafllangݍta-
ki, geçmiflteki bölüm; geçmifl zaman:
Bu konunun öncesini bilen var m›?
önceden
be. (ö’nceden)
Daha önce, bafl-
langݍta, evvelce:
Önceden aray›n.
öncel
a.
Selef.
önceleri
be. (ö’nceleri)
Bafllangݍta, ilk za-
manlarda:
Bayramlar önceleri böyle de-
¤ildi.
öncelik, -¤i
a.
Bir fleyin baflka bir fleyden
önce olmas› durumu:
Bu konuya önce-
lik vermeliyiz.
öncelikli
ön a.
Önceli¤i olan, önce yap›l-
mas› gereken.
öncesiz
ön a.
Bafllang›c› olmayan, ezelî.
öncesizlik, -¤i
a.
Bafllang›c› belli olmayan
zaman, ezel.
öncü
a.
1.
Önden gidip haber ulaflt›ran ki-
fli.
2.
Bir düflünce ya da sanat ak›m›n›
bafllatan ve kendisinden sonra gelenle-
re yol gösteren kifli ya da eser:
Orhan
Veli, yeni fliir ak›m›n›n öncülerinden bi-
ri olarak kabul edilir.
3.
Önder, rehber.
4.
ask.
Yürüyüfl kolunun ilerisinde gi-
den k›ta.
öncülük, -¤ü
a.
1.
Öncü olma durumu.
2.
Önderlik.
öncülük etmek
bir ifli bafllat-
mak, bir iflin bafllamas›na önayak ol-
mak.
ön çal›flma
a.
Bir çal›flmaya bafllayabilmek
için yap›lan haz›rl›k.
öndelik, -¤i
a.
Avans.
önder
a.
‹liflkili oldu¤u toplumun tutum,
davran›fl ve etkinliklerini de¤ifltirip yö-
netme becerisi gösteren kifli; lider; flef.
ön deyifl
a.
Bir eserde, metnin bir parças›
olarak as›l konuyu aç›klamaya yard›m
eden girifl bölümü.
ön ek
a. dlb.
Kimi yabanc› dillerde, sözcük
kökünün önünde yer alan ve yeni bir
sözcük oluflturan ek:
otobiyografi.
önem
ön a.
Bir kimsenin, bir fleyin nitelik
ya da nicelik yönünden de¤erli olma
özelli¤i; ehemmiyet.
önemi yok
bir fle-
yin üzerinde durmaya de¤meyece¤ini
belirtmek için kullan›l›r.
önemsemek
(-i)
Önemli saymak, önem
vermek, mühimsemek.
önerge
a.
Meclis, kongre gibi resmî bir
toplant›da bir sorun üzerine öneriler
içeren ve baflkanl›¤a sunulan yaz›l› kâ-
¤›t.
öneri
a.
Bir sorunun çözümü için öne sü-
rülen görüfl, teklif.
önerme
a.
1.
Önermek eylemi.
2.
Kabul
edilmesi için öne sürülen düflünce, tek-
lif.
önermek
(-i)
Bir sorunun çözümü için bir
fley öne sürmek, öneride bulunmak,
teklif etmek.
öngörmek
(-i)
‹lerisi için düflünmek, olma-
s› gerekeni belirmek, göz önünde tut-
mak:
Bilim adamlar›, önümüzdeki y›l-
larda dünyam›z›n s›cakl›¤›n›n artaca¤›n›
öngörüyor.
öngörü
a. (ö’ngörü)
Bir fleyin ileride nas›l
olabilece¤ini önceden anlayabilme ve
ona göre davranma.
ön kol kemi¤i
a. anat.
Kolun dirsekle bilek
aras›ndaki bölümünü oluflturan iki uzun
kemikten d›flta olan›.
ön koflul
a.
Bir iflin, bir sorunun çözümün-
de ilk önce yerine getirilmesi gereken
koflul; ön flart.
önlem
a.
Olas› bir tehlikeyi, kötülü¤ü önle-
mek, bir fleyi güvenceye almak için ön-
ceden yap›lan haz›rl›k; tedbir:
Buzlan-
maya karfl› gereken önlemler al›nd›.
ön-
lem almak
olas› bir tehlikeyi, bir kötü-
lü¤ü önleyici haz›rl›klar yapmak; tedbir
almak.
önlemek
(-i)
1.
Bir fleyin olmas›n›, yap›l-
ön bilgi
önlemek
480
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 480