turkce sozluk - page 470

2.
Orman mühendisi.
ormanc›l›k, -¤›
a.
1.
Orman ifliyle u¤rafl-
ma.
2.
Ormanlar›n yetifltirilmesini ve
bak›m›n› konu edinen bilim dal›.
orman kebab›
a.
‹çine so¤an, bezelye, pa-
tates, havuç, domates, kekik ve su ko-
nularak koyun etiyle yap›lan bir yemek.
ormanl›k, -¤›
a.
ve
ön a.
A¤ac› bol olan, or-
manla kapl› (yer).
orospu
a. Far.
Fahifle.
orta
a.
1.
Bir fleyin iki ucundan ya da her
noktas›ndan eflit uzakl›kta olan yer:
odan›n ortas›.
2.
Bafllang›c› ile bitimi
aras›nda eflit uzakl›k olan süre:
ay›n or-
tas›.
3.
Bir fleyin eflit olarak ayr›labile-
ce¤i bölüm:
Ekme¤i ortadan böl.
4.
Gö-
rünür, alg›lan›r durum:
Bir hafta boyun-
ca ortaya ç›kmad›.
5.
Baflka fleyler, kifli-
ler aras›nda, içinde:
Göstericilerin orta-
s›nda kalm›flt›.
6.
E¤itimde iyi ile zay›f
aras›ndaki derece:
Ortayla mezun ol-
mufl.
7.
ön a.
‹ki karfl›t nitelik ya da du-
rum aras›nda bulunan:
Politikada orta
bir yol tutturmufltu.
8.
sp.
Futbolda bir
oyuncunun, topu rakip kale yak›n›nda
duran arkadafllar›na göndermek için
yapt›¤› vurufl.
ortada
göz önünde, gö-
rünür yerde.
ortaya ç›kmak 1)
olufl-
mak, meydana gelmek;
2)
kendini gös-
termek.
ortaç, -c›
a. dlb.
Eylemin “-ecek, -en, -mifl,
-dik, -r” ekleri alan ve hem ad hem de
ön ad olarak kullan›lan biçimi; ön ad-
eylem; s›fat-fiil:
Söyleyecek bir söz bu-
lamam›flt›. Evde okumad›k kitap b›rak-
mam›flt›. Koflar ad›mlarla yan›m›zdan
geçti.
Orta Ça¤
öz. a. tar.
Bat› Roma ‹mparatorlu-
¤u’nun çöküflünden (476), baz›lar›na
göre ‹stanbul’un fethine (1453). baz›la-
r›na göre ise Amerika’n›n keflfine
(1492) dek süren ça¤.
orta dalga
a. fiz.
(radyo yay›n› için) Dalga
boyu 200 ile 600 m aras›nda de¤iflen
dalga.
orta deri
a.
D›fl deri ile iç deri aras›ndaki
hücre katman›.
orta direk, -¤i
a.
Toplumun memur, emek-
li, küçük çiftçi, gibi dar ve sabit gelirli
kiflilerden oluflan genifl bölümü.
Orta Do¤u
öz. a.
Türkiye, K›br›s, Suriye,
M›s›r, ‹srail, Lübnan, Ürdün, Irak, ‹ran
ile Arabistan Yar›madas›’n› içine alan
ülkelere verilen ad.
orta hakem
a.
Futbolda oyunu yöneten ha-
kem.
orta hâlli
ön a.
Ne zengin ne de yoksul
olan.
ortak, -¤›
a.
1.
Birlikte ifl yapan, ortaklafla
yararlarla birbirine ba¤l› olan kiflilerden
her biri.
2.
ön a.
Birden çok insan› ya da
fleyi ilgilendiren, onlara özgü olan;
müflterek:
ortak karar.
ortak olmak
bir
fleye kat›lmak, bir fleyi paylaflmak.
ortak bölen
a. mat.
‹ki ya da daha çok say-
ma say›s›n› kalans›z olarak bölen say›
ya da say›lar.
ortak çarpan
a. mat.
‹ki ya da ikiden fazla
say›y› çarpan say›.
ortakç›
a.
Ürününe ortak olmak kofluluyla
bir baflkas›n›n tarlas›nda çal›flan, sürü-
süne bakan kifli.
ortak dil
a. dlb.
Belli bir alana yay›lm›fl leh-
çe ya da a¤›zlardan birinin, alan›n tü-
münde de kullan›lmaya bafllamas› so-
nucu ald›¤› ad.
ortak fark
a. mat.
Bir aritmetik dizide, ard›-
fl›k iki terim aras›ndaki fark.
ortak kat
a. mat.
Baz› tam say›lar›n kat› ola-
bilecek say›.
ortaklafla
be.
Ortak olarak, birlikte, el birli-
¤iyle:
fiu ifli ortaklafla yapal›m.
ortakl›k, -¤›
a.
1.
Ortak olma durumu.
2.
‹ki ya da daha çok kiflinin bir araya ge-
lip oluflturduklar› ticari amaçl› kurulufl:
anonim ortakl›k.
ortak özne
a. dlb.
S›ral› va ba¤l› tümceler-
de bütün yüklemlerin öznesi olan özne:
Elif erkenden kalkt›, biraz bahçede do-
laflt›, üflüyünce içeri girdi.
ormanc›l›k
ortak özne
470
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 470
1...,460,461,462,463,464,465,466,467,468,469 471,472,473,474,475,476,477,478,479,480,...688
Powered by FlippingBook