ö, Ö
Türk abecesinin on dokuzuncu harfi;
ses bilimi bak›m›ndan ince, yuvarlak-
genifl ünlü.
öbek, -¤i
a.
1.
Yan› cinsten ya da birbirine
benzeyen fleylerin oluflturdu¤u bütün;
küme; grup; tak›m:
a¤aç öbekleri.
2.
dlb.
Bir ögeyi oluflturan sözcükler bütü-
nü:
özne öbe¤i.
öbür
ön a.
1.
“Bu” ad›l›yla belirtilen bir var-
l›ktan ya da nesneden baflkas› olan,
öteki, di¤er:
Bir elinde paltosu, öbür
elinde çantas› vard›.
2.
(zaman için) Bir
sonraki:
Öbür gün day›m gelecek.
öbür dünya
a.
‹nsanlar›n öldükten sonra
varl›klar›n› sürdüreceklerine inand›klar›
âlem, ahiret.
öbürü
ad.
Öbür kifli ya da fley, öteki, di¤e-
ri.
öcü
a.
(çocuk dilinde) Küçük çocuklar› kor-
kutmak için uydurulmufl hayalî yarat›k,
umac›.
öç, -cü
a.
Kendisine kötülük yapan bir kim-
seyi cezaland›rmak, ac›s›n› ç›karmak is-
te¤i ve eylemi; intikam.
öç (öcünü) al-
mak
kendisine yap›lan bir kötülü¤ün
ac›s›n› benzer bir yolla ç›karmak, inti-
kam almak.
öd
a.
Karaci¤er taraf›ndan salg›lanan sa-
r›ms›, ac› salg›; safra.
ödem
a. Fr. t›p
Baz› hastal›klarda yüzde, el-
lerde ve ayaklarda oluflan iltihaps›z flifl.
ödeme
a.
Ödemek eylemi, tediye.
ödemek
(-i)
1.
Borçlu olunan tutar› alacak-
l›ya vermek:
Kiray› henüz ödeyemedim.
2.
Bir harcamay› karfl›lamak:
Bu ak-
flamki hesab› ben ödeyece¤im.
3.
Be-
delini vererek bir zarar› karfl›lamak:
Va-
zoyu kim k›rd›ysa paras›n› ödesin.
4.
Yat›r›lan, harcanan paray› ç›kartmak:
Açt›¤›m›z ma¤aza bir y›lda sermayesini
ödedi.
5.
mec.
Bir fleyi büyük bir özve-
riyle, zahmetle kazanmak:
Zaferini ca-
n›yla ödemiflti.
ödemeli
ön a.
1.
De¤eri, var›fl yerinde al›-
c› taraf›ndan ödenerek göndericiye ileti-
lecek olan:
ödemeli kitap.
2.
Ücreti kar-
fl› tarafça ödeme kofluluyla olan:
öde-
meli telefon.
ödenek, -¤i
a.
1.
Bir ifl için ayr›lm›fl para,
tahsisat.
2.
Belli bir kamu hizmeti için
devlet bütçesinden ayr›lan para, tahsi-
sat.
ödenti
a.
Dernek, sendika vb. kurulufllarda
üyelerin düzenli olarak ödemek zorun-
da olduklar› para; aidat.
ödeflmek
(nsz., -le)
1.
Karfl›l›kl› olarak bir-
birlerine olan borçlar›n› ödeyip alacak
verecek b›rakmamak.
2.
mec.
Kendisi-
ne karfl› yap›lan bir davran›fla ayn› bi-
çimde karfl›l›k vermek.
ödetmek
(-i, -e)
Ödemek eylemini yapt›r-
mak:
Hesab› bana ödettiler.
ödev
a.
1.
Yap›lmakla, yerine getirilmekle
yükümlü olunan fley; görev, vazife.
2.
Ö¤retmenin iste¤i üzerine ö¤rencilerin
ders d›fl›nda yapt›klar› çal›flma.
öd
a.
Safra.
öd kesesi
a. anat.
Karaci¤ere yap›fl›k du-
rumda yer alan ve öd salg›layan organ,
safra kesesi.
ödlek, -¤i
ön a.
Korkak, yüreksiz.
ödül
a.
1.
Herhangi bir konuda üstünlük
sa¤layan, bir yar›flmada dereceye giren
kifliye verilen arma¤an; mükâfat.
2.
Bir
476
Ö
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:59 Page 476