turkce sozluk - page 82

etmeyi sa¤layan organ.
2.
Baz› nesnele-
rin yerden yüksekte durmas›n› sa¤layan
destek ya da desteklerden her biri.
bacaks›z
ön a.
1.
Baca¤› olmayan.
2.
K›sa
boylu, bodur.
3.
a. mec.
Yafl›ndan
umulmad›k ifller yapan, sözler söyleyen
çocuk:
Bacaks›z! Sen nereden biliyor-
sun bunu?
bacanak, -¤›
a.
Kar›lar› kardefl olan kocala-
r›n birbirlerine göre ald›klar› ad.
bac›
a. hlk.
1.
Abla, k›z kardefl.
2.
(kad›nlar
için) Bir seslenme sözü:
Bac›m, kimi
arad›n?
3.
esk.
Bir evde uzun zamandan
beri çal›flan yafll› zenci kad›n.
badana
a. (bada’na) ‹t.
Tavan ve duvarlar›
boyamak amac›yla sürülen suland›r›l-
m›fl kireç ya da boya:
Bu eve badana ge-
rekiyor.
badana etmek (vurmak)
bada-
lanamak.
badanalamak
(-i)
Tavan ve duvarlara su-
land›r›lm›fl kireç ya da boya sürmek, ba-
dana etmek:
Babam salonun duvarlar›n›
badanalayacakm›fl.
bade
a (ba:de) Far. esk.
fiarap, içki.
badem
a. (ba:dem) Far. bitb.
1.
Gülgiller-
den bir a¤aç.
2.
Bu a¤ac›n yafl ya da ku-
ru yenilen yemifli.
bademcik, -¤i
a. (ba:demcik) anat.
Bo¤a-
z›n iki yan›nda, yutak borusuna yerlefl-
mifl olarak bulunan badem biçiminde
organ.
badem gözlü
ön a.
Badem içi biçiminde iri
gözlü:
Badem gözlü, güzel bir k›zd›.
badem flekeri
a.
fiekerle kaplanm›fl iç ba-
dem.
badem ya¤›
a.
Bademden elde edilen ve
deri, kösele gibi fleyleri yumuflatmakta
kullan›lan ya¤.
badi
a. hlk.
1.
Ördek.
2.
Vücudu s›k›ca sa-
ran bir giysi çeflidi.
badi badi
be.
Paytak paytak; iki yana do¤-
ru belirgin bir biçimde sallanarak yürü-
me eylemine yap›lan yak›flt›rma.
badik, -¤i
a. hlk.
1.
Ördek, palaz.
2.
K›sa
boylu.
badire
a. (ba:dire) Ar.
Birdenbire oluflan
tehlikeli durum, felaket:
Büyük bir badi-
re atlatt›k.
bagaj
a. Fr.
1.
Yolcular›n yan›nda götürdü-
¤ü yük.
2.
Tafl›tlarda yolcular›n yükleri-
nin koyulmas› için ayr›lm›fl bölüm.
ba¤ (I)
a.
1.
Birkaç fleyi bir arada tutmaya;
bir fleyi ba¤lamaya, sarmaya ya da bir
fleye tutturmaya yarayan ip, sicim tel gi-
bi dü¤ümlenebilen nesne:
Paketin ba¤›
koptu.
2.
Deste, demet, ba¤lam:
‹ki ba¤
sar›msak ald›m.
3.
anat.
Eklem yerlerin-
de kemik uçlar›n› birbirine ba¤lamaya
ve iç organlar›n yerlerine tutunmas›n›
sa¤layan lif demeti:
Sa¤ diz ön çapraz
ba¤› kopan ünlü futbolcu, yeflil sahalar-
dan alt› ay uzak kalacak.
4.
mec.
‹liflki,
ba¤lant›, ilgi:
Onunla aram›zda akrabal›k
ba¤› var.
ba¤ (II)
a. Far.
1.
Üzüm kütüklerinin dikili
oldu¤u arazi; asma bahçesi.
2.
Meyve
bahçesi.
ba¤a
a.
1.
hlk.
Kaplumba¤a.
2.
Kaplumba-
¤alar›n vücüdunu örten kabuk.
3.
ön a.
Kaplumba¤a kabu¤undan yap›lm›fl ya
da kaplumba¤a kabu¤unu and›ran:
ba-
¤a tarak.
ba¤ bozumu
a.
1.
Ba¤daki üzümün toplan-
mas›.
2.
Bu toplama iflinin yap›ld›¤›
mevsim, güz, sonbahar.
ba¤c›k, -¤›
a.
Bir fleyi ba¤alamak için kul-
lan›lan flerit biçiminde ba¤.
ba¤dafl
a.
Sol aya¤›n› sa¤, sa¤ aya¤›n› sol
uylu¤un alt›na alarak oturma biçimi.
ba¤dafl kurmak
sol aya¤›n› sa¤, sa¤
aya¤›n› sol uylu¤un alt›na alarak otur-
mak.
ba¤dafl›k
ön a.
Her taraf› ayn› özellikte
olan, homojen.
ba¤daflmak
(nsz., -le)
Anlaflmak, uzlafl-
mak, uyum içinde olmak:
Yeni arkadafl-
lar›yla bir türlü ba¤daflamad›.
ba¤daflmaz
ön a.
Uyuflmayan, aralar›nda
tutarl›l›k olmayan:
Ba¤daflmaz bir kiflili-
¤i vard›.
bacaks›z
ba¤daflmaz
82
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 82
1...,72,73,74,75,76,77,78,79,80,81 83,84,85,86,87,88,89,90,91,92,...688
Powered by FlippingBook