turkce sozluk - page 84

orta büyüklükte, boz ya da kahverengi
tüylü çöl kuflu (örde¤i).
ba¤›rtmak
(-i)
1.
Ba¤›rmas›na neden ol-
mak:
fiu çocu¤u ba¤›rtmay›n!
2.
Bir du-
rumu, bir haberi, bir baflkas›n›n arac›l›-
¤›yla duyurmak:
Hangi ça¤da yafl›yoruz,
sokaklarda adamlar› ba¤›rtarak duyuru
yap›l›r m›?
ba¤›fl
a.
1.
Ba¤›fllamak eylemi.
2.
Ba¤›flla-
nan fley, hibe:
Bu dernek, ba¤›fllarla
ayakta duruyor.
ba¤›fl›k
ön a
1.
t›p
Afl› ya da do¤al yolla,
bulafl›c› hastal›klara yol açan mikroor-
ganizmalara karfl› direnç kazanm›fl olan.
2.
hlk.
Bir yükümlülü¤ün, bir zorunlulu-
¤un d›fl›nda kalan; muaf.
ba¤›fl›kl›k, -¤›
a.
1.
Afl› ya da do¤al yolla,
bulafl›c› hastal›klara yol açan mikroor-
ganizmalara karfl› kazan›lan direnç:
Ço-
cuk felci afl›s›, çocuk felci hastal›¤›na
karfl› ba¤›fl›kl›k yarat›r.
2.
Bir yükümlü-
lü¤ün, bir zorunlulu¤un d›fl›nda kalma
durumu; muafiyet:
Vergi ba¤›fl›kl›¤›n-
dan herkes yararlanam›yor.
ba¤›fllamak
(-i, -e)
1.
Bir karfl›l›k bekleme-
den, yard›m amac›yla mal›n›n ya da pa-
ras›n›n bir bölümünü ya da tamam›n›
bir kifliye, bir kuruma b›rakmak; hibe et-
mek:
Bütün paras›n› Çocuk Esirgeme
Kurumuna ba¤›fllad›.
2.
Bir kimsenin
suçu, hatas›, kusuru için onu cezalan-
d›rmaktan vazgeçmek; affetmek:
Bir da-
ha böyle davranmaman kofluluyla seni
ba¤›fll›yorum.
3.
Bir kimseyi görevin-
den uzaklaflt›rmak, ifline son vermek:
Bu iflten beni ba¤›fllay›n›z.
4.
“Tanr›
esirgesin, ay›rmas›n.” anlam›nda kulla-
n›l›r:
Tanr› onu size ba¤›fllad›.
5.
Bildir-
mek, söylemek:
Ad›n›z› ba¤›fllar m›s›-
n›z?
ba¤›fllay›c›
ön a.
Ba¤›fllayan, affeden, hofl
gören:
Babam, ba¤›fllay›c› bir insand›r.
ba¤›t
a. huk.
Sözleflme, mukavele, kontrat,
akit.
ba¤laç, -c›
a. dlb.
Efl görevli sözcük ve
sözcük öbeklerini ya da anlamca iliflkili
tümceleri birbirine ba¤layan sözcük tü-
rü:
ve, ama, ya da, ne... ne.
ba¤lam
a.
1.
Herhangi bir olay›n, duru-
mun, iliflkinin ba¤lant›s›; genel durum:
Bu olay› sosyoekonomik ba¤lamda dü-
flünmeliyiz.
2.
Demet, deste, tutam.
ba¤lama
a.
1.
Ba¤lamak eylemi.
2.
Türk
halk müzi¤inde m›zrapla çal›nan üç çift
telli çalg›.
ba¤lamak
(-i, -e)
1.
Bir fleyi bir ba¤la ya da
herhangi bir araçla s›k›ca tutturmak:
Kay›¤›n› küçük iskeleye ba¤lad›.
2.
Dü-
¤ümlemek:
Eflarb›n› da boynuna ba¤la-
d›.
3.
(-i)
Yaray›, gerekirse üzerine ilaç
sürüp sarg›yla sarmak:
Annem, parma-
¤›mdaki yaray› ba¤lad›.
4.
(-i)
Da¤›l›p
dökülmesini önlemek için bir ba¤ ile s›-
k›ca sarmak, birlefltirmek, denk yapmak,
paket yapmak:
Torbay› ba¤lad›n m›?
5.
(-i)
Oluflmak, kaplamak, sarmak:
Evi toz
kaplam›flt›.
6.
Bir kimse ya da bir ifl için
ay›rmak, tahsis etmek:
Sonunda bana
maafl›m› ba¤lad›lar.
7.
Sonuçland›rmak,
bitirmek, tamamlamak:
Bu durumu bir
çözüme ba¤layal›m art›k.
8.
(-i) mec.
Yükümlülük alt›na sokmak, uyulmas›
zorunlu olmak:
Toplant›da al›nan karar-
lar hepimizi ba¤lar.
9.
mec.
Bir kifliyi ya
da bir kurumu yönetim bak›m›ndan
baflka bir kifliyle ya da kurumla iliflkilen-
dirmek:
Bizim birimi Hazine Müsteflarl›-
¤›na ba¤lad›lar.
10.
mec.
Telefon ko-
nuflmas›n› sa¤lamak:
Bana Müdür Beyi
ba¤lar m›s›n›z?
11.
mec.
Bir fleyi baflka
bir fleyle aç›klamak:
fi›mar›kl›¤›n›, yetifl-
tirme tarz›na ba¤l›yorum.
12.
mec.
Umutlar›n› belli bir amaca yöneltmek:
Gelece¤ini bu ifle ba¤lam›flt›.
13.
mec.
Gönlünü kazanmak:
Ö¤retmenimizin
davran›fllar› hepimizi ona ba¤lad›.
14.
mec.
Bir kiflinin özgürce davranmas›n›
engellemek:
Anne ve babas›n›n durumu
onu kasabaya ba¤lam›flt›.
ba¤lanmak
(nsz., -e)
1.
Ba¤lamak eylemi-
ba¤›rtmak
ba¤lanmak
84
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 84
1...,74,75,76,77,78,79,80,81,82,83 85,86,87,88,89,90,91,92,93,94,...688
Powered by FlippingBook