turkce sozluk - page 73

¤u yer, av yeri.
avlamak
(-i)
1.
Bir hayvan› ölü ya da diri
ele geçirmek:
Ö¤leden sonra b›ld›rc›n
avlad›k.
2.
mec.
Bir kimseyi kand›rmak,
tuza¤a düflürmek:
Seni parayla avlama-
ya çal›fl›yor.
avlanmak
(nsz.)
1.
Avlamak eylemine ko-
nu olmak:
O kufllar avlanmaz.
2.
Av ya-
kalamaya çal›flmak:
Bütün gün avland›.
avlu
a. Yun.
Bir binan›n önünde ya da bir-
kaç binan›n ortas›nda kalan, çevresi du-
varlarla çevrili üstü aç›k alan:
Ö¤leden
sonra avluya ç›kar otururdu.
avokado
a. ‹sp. bitb.
1.
Il›man iklim kufla-
¤›nda yetifltirilen, Amerika kökenli, her
mevsim yeflil yaprakl› bir meyve a¤ac›.
2.
Bu a¤ac›n armut biçimindeki meyve-
si; Amerika armudu.
Avrasya
öz. a.
Avrupa ve Asya’ya birlikte
verilen ad.
avrat, -d›
a. Ar. hlk.
1.
Kad›n.
2.
Kar›, efl.
Avrupai
ön a. (avrupa:i:)
Avrupal›lar gibi,
Avrupal›lara özgü:
Avrupai bir yaflam
biçimi vard›.
Avrupal›
öz. a. (avru’pal›)
Avrupa halklar›n-
dan olan kifli:
Avrupal› ressam.
Avrupal›laflmak
(nsz.)
Avrupa’ya özgü dü-
flünceyi, de¤erleri ve davran›fllar› be-
nimsemek.
avuç, -cu
a.
1.
Elin parmaklarla bilek ara-
s›nda kalan iç taraf›.
2.
Elin yar› yumul-
mufl durumu:
Bir avuç f›nd›k uzatt›.
avuçlamak
(-i)
Avuçla kavramak:
Leblebiyi
avuçlay›p yemeye bafllad›.
avukat
a. ‹t.
1.
Hukuki ifllerde, sorunlarda
taraflara yard›mc› olan, temsil etti¤i ki-
flilerin haklar›n› koruyan, gerekti¤inde
mahkemelerde onlar›n haklar›n› arayan
ve yasalar›n gerektirdi¤i koflullar› tafl›-
yan kifli.
2.
mec.
Kendisini ilgilendirme-
di¤i hâlde baflkas›n› savunan kifli:
Sen o
adam›n avukat› m›s›n?
avunmak
(nsz.)
1.
U¤raflacak bir fley bula-
rak ac›s›n›, üzüntüsünü unutmak; s›k›n-
t›lar›ndan uzaklaflmak; teselli bulmak:
Ye¤eniyle oynayarak avunmaya çal›fl›-
yordu.
2.
mec.
Oyalanmak:
Akflamlar›
televizyon izleyerek avunuyordu.
avuntu
a.
‹nsan›n avunmas›n› sa¤layan
fley, teselli.
avurt, -du
a.
Yana¤›n elmac›k kemi¤i ile
çene kemi¤i aras›nda kalan bölümü.
Avustralyal›
öz. a.
ve
ön a. (avustra’lyal›)
Avustralya halk›ndan olan kifli.
Avusturyal›
öz. a.
ve
ön a. (avustu’ryal›)
Avusturya halk›ndan olan kifli.
avutmak
(-i)
1.
Bir kimsenin ac›s›n›, s›k›n-
t›s›n› yat›flt›rmak, unutturmak; teselli
etmek:
F›kralar anlat›p beni avutmaya
çal›fl›yordu.
2.
Oyalamak:
Ben onu ki-
taplarla avuturum.
ay (I)
ünl.
Öfke, k›zg›nl›k, sevinç, hayranl›k,
korku, flaflk›nl›k, ac›, a¤r› belirtir:
Ay, ca-
n›m› ac›tt›n!
ay (II)
a.
1.
gökb.
(büyük A ile) Dünya’n›n
uydusu olan gök cismi:
Venüs, Günefl
ve Ay’dan sonra gökyüzünün en parlak
cismidir.
2.
Y›l›n on iki bölümünden her
biri:
May›s ay›nda yan›n›zda olaca¤›m.
3.
Yaklafl›k otuz günlük zaman:
‹ki ay
sonra tatile girece¤iz.
ay parças› (gibi)
çok güzel kad›n ya da k›z.
aya
a.
1.
Elin parmak dipleriyle bilek ara-
s›nda kalan iç bölümü, avuç içi.
2.
bitb.
Yapra¤›n genifl ve yass› bölümü.
ayak, -¤›
a.
1.
Baca¤›n en alt bölümü.
2.
Baca¤›n belden afla¤› bölümü, bacak:
Aya¤›na aceleyle bir pantolon geçirdi.
3.
Baz› eflyalar›n ya da köprü gibi baz›
yap›lar›n yerden yüksekte durmas›n›
sa¤layan destek; dikme:
Masan›n bir
aya¤› k›r›lm›fl.
4.
co¤r.
Büyük bir akar-
suya kar›flan küçük akarsulardan her bi-
ri.
5.
Yürüyüfl h›z›: Benim aya¤›ma
uyarsan›z çabuk var›r›z.
6.
Basamak:
Yirmi ayak merdiveni bir solukta ç›kt›.
7.
ed.
Türk halk edebiyat›nda uyak.
8.
ed.
Türk halk edebiyat›nda kofluklardaki
k›sa dize.
9.
mat.
Bir dikmenin bir do¤-
ruyla ya da bir düzlemle kesiflti¤i nokta.
avlamak
ayak
73
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 73
1...,63,64,65,66,67,68,69,70,71,72 74,75,76,77,78,79,80,81,82,83,...688
Powered by FlippingBook