turkce sozluk - page 76

ayet
a. (a:yet) Ar. Kur’an
surelerini olufltu-
ran tümcelerden her biri.
ayg›n bayg›n
be.
ve
ön a.
1.
Çok yorgun,
bitkin.
2.
‹leri ölçüde duygusal.
3.
Aflk-
tan, sevgiden kendinden geçmifl.
ayg›r
a.
Dam›zl›k erkek at.
ayg›t
a.
1.
Birçok parçadan oluflan ve bir
ifli gerçeklefltiren düzenek, alet, cihaz ya
da makine:
Radyo, önemli bir iletiflim
ayg›t›d›r.
2.
Ayn› ifllevin gerçekleflmesi-
ni sa¤layan organlar›n tümü:
solunum
ayg›t›, boflalt›m ayg›t›.
3.
fiz.
ve
kim.
Baz› deneylerin yap›lmas›na yarayan ve
birbirine uyumlu alet tak›m›.
ay›
a.
1.
hayb.
Memeli etoburlardan, iri ya-
p›l›, befl parmakl›, tabanlar›na basarak
yürüyen bir hayvan.
2.
ünl. mec.
Kaba.
ay› bal›¤›
a.
Fok.
ay›giller
ç. a. hayb.
Ay›lar› da kapsayan, iri
yap›l›, tabanlar›na basarak yürüyen me-
meli etoburlar familyas›.
ay›k
ön a.
1.
Bilinci yerinde olan, sarhofllu-
¤u ya da bayg›nl›¤› geçmifl olan:
Bu
adam da hiç ay›k kafayla dolaflmaz.
2.
be.
Sarhofllu¤u geçmifl bir biçimde:
Eve
hiç ay›k geldi¤ini görmedim onun.
ay›klamak
(-i)
1.
Bir fleyin içindeki isten-
meyen ya da gereksiz maddeleri ay›r-
mak:
Bal›¤› ay›klad›n m›?
2.
mec.
Ge-
reksiz görülen kiflileri görevinden ay›r-
mak:
Yeni patronun birkaç kifliyi ay›kla-
yaca¤› söyleniyor.
ay›klanma
a.
1.
Ay›klanmak eylemi.
2.
dirb.
Do¤ada ortama uyum sa¤layan
canl› türlerini üreyip yaflam›n› sürdür-
mesi, uyum sa¤layamayan canl› türleri-
nin yok olmas›.
ay›klanmak
(nsz.)
Ay›klamak eylemine ko-
nu olmak.
ay›lmak
(nsz.)
1.
Sarhoflluk ya da bayg›n-
l›k durumundan kurtulmak:
Narkozun
etkisi geçince ay›ld›.
2.
mec.
Kendine
gelmek, gerçe¤i görmeye bafllamak:
Sonunda ay›ld›n, ama art›k çok geç.
ay›p, -b›
a. Ar.
1.
Ahlak kurallar›na ayk›r›
davran›fl, ayk›r› davran›fl nedeniyle içine
düflülen utanç verici durum:
Bu davra-
n›fl›n ay›p oldu¤unu sen de biliyorsun.
2.
Eksiklik, kusur:
Bilmiyorsan, bu se-
nin ay›b›n.
3.
ön a.
Utanmaya neden
olan:
Böyle ay›p fleyler söylememelisin.
ay›p etmek (yapmak)
uygun olmaya-
cak bir davran›flta bulunmak:
Ay›p edi-
yorsun, sus art›k!
ay›plamak
(-i)
Bir kimsenin yapt›¤› bir
davran›fl› yerinde bulmayarak onu k›na-
mak:
Bu davran›fl›n› çok ay›plad›m.
ay›raç, -c›
a. kim.
Cisimleri, birleflime ya
da ayr›fl›ma u¤ratarak özelliklerinin be-
lirlenmesini sa¤layan madde.
ay›ran
ön a. fiz.
Ifl›¤› yal›n özelliklerine
ay›rma özelli¤i tafl›yan.
ay›r›m
a.
Ay›rmak eylemi.
ay›r›m yapmak
eflit davranmamak:
‹kiniz aras›nda ay›-
r›m yapm›yorum.
ay›rmak
(-i, -den)
1.
Bir bütünü parçalara
bölmek:
Ekme¤i ikiye ay›r›p afiyetle ye-
diler.
2.
Bir yeri bir engelle bölmek:
Oday› tahta bir bölmeyle ikiye ay›rm›flt›.
3.
Herhangi bir amaçla bir bütünden bir
parçay› bir kenara koymak, saklamak:
Bana yemek ay›rmay› sak›n unutma.
4.
Kavga edenleri birbirinden uzaklaflt›r-
mak:
fiunlar› kimse ay›rmayacak m›?
5.
Aralar›ndaki fark› anlamak:
Art›k büyü-
dü; iyiyi kötüden, do¤ruyu yanl›fltan
ay›rabiliyor.
6.
Di¤erlerinin aras›ndan
seçmek:
Çürük elmalar› ay›r›n.
7.
fiey-
lerle ya da kiflilerle iliflkisini kesmek;
birbirinden koparmak:
Çocu¤u babas›n-
dan ay›rd›lar.
8.
Bir arada olan fleyleri,
kiflileri belli ölçütlere göre s›n›fland›r-
mak:
Çocuklar› boylar›na göre ay›rd›lar.
9.
(-i, -e)
Bir fleyi ya da bir yeri, bir fle-
yin ya da bir kimsenin kullan›m›na ver-
mek:
Biraz beklersen sana zaman ay›ra-
ca¤›m.
10.
Bir fleyi ya da bir kifliyi üs-
tün tutmak, kay›rmak:
Ö¤rencilerimi
birbirinden ay›rmam, hepsini severim.
11.
Ayr› ayr› de¤erlendirmek:
‹nsan
ayet
ay›rmak
76
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 76
1...,66,67,68,69,70,71,72,73,74,75 77,78,79,80,81,82,83,84,85,86,...688
Powered by FlippingBook