öyleyse:
Erken gelmiflim, bari biraz do-
laflay›m.
barikat
a. Fr.
Bir yolu ya da bir geçidi kapa-
mak amac›yla her türlü malzemeden ya-
rarlanarak kurulan engel.
barisfer
a. Fr. yerb.
A¤›r küre.
bariton
a. Fr. müz.
1.
Tenor ile bas aras›n-
daki erkek sesi.
2.
Sesi bu nitelikte olan
sanatç›.
3.
Pistonlu bir tür a¤›z çalg›s›.
bariyer
a. ‹ng.
1.
Bir engel oluflturarak bir
yolu ya da bir geçidi trafi¤e kapamak.
2.
Hemzemin geçitlere kara yolu güvenli¤i
için konulan aç›l›r kapan›r engel.
3.
Ka-
ra yollar›n›n kenarlar›na yap›lan korku-
luk.
bariz
a. (ba:riz) Ar.
Belirgin, çok aç›k olan:
Sizden söz etti¤i barizdi.
barlam
a. hayb.
Mezgitgillerden, uzun, iri
bafll›, büyük keskin diflli kemikli bal›k.
barmen
a. Fr.
Barlarda, haz›rlad›¤› içkileri
tezgâhta sunan kifli.
baro
a. (ba’ro) Fr.
Bir bölge ya da flehirde-
ki avukatlar›n kurdu¤u, kamu kurumu
niteli¤indeki meslek kuruluflu:
‹stanbul
Barosu.
barograf
a. Fr.
Yükseklikölçer.
barok
a. Fr.
XVII ve XVIII. yüzy›llarda Avru-
pa’n›n büyük bölümü ile Latin Amerika
ülkelerinde egemen olan sanat ve ede-
biyat biçemi:
barok müzik.
barometre
a. (barome’tre) Fr.
Bas›nçölçer.
baron
a. Fr.
Bat› ülkelerinde, özellikle Fran-
sa’da vikont ile flövalye aras›nda soylu-
luk unvan›.
baroskop, -bu
a. Fr.
Havan›n, içinde bulun-
du¤u cisimlerin a¤›rl›¤› üzerine yapt›¤›
etkiyi gösteren ayg›t.
barparalel
a. Fr. sp.
Düfley direkler üzerine
oturtulmufl, birbirine paralel iki tahta
çubuktan oluflan jimnastik arac›.
barsam
a. hayb.
Genellikle dipte kuma gö-
mülü olarak yaflayan, yüzgeçleri dikenli
ve zehirli bir bal›k.
barut
a. Ar.
Ateflli silahlarla mermi atmada
ve araç f›rlatmada kullan›lan patlay›c›
toz madde.
barut gibi 1)
sert, k›zg›n, öf-
keli (kifli):
Eve geldi¤inde barut gibiydi,
flimdi sakinleflti.
2)
tad› çok ac› ya da
ekfli.
baryum
a. (bar’yum) Fr. kim.
Havada ça-
buk oksitlenen, gümüfl parlakl›¤›nda ve
atom numaras› 56, atom kütlesi 137,33
olan kat› ve basit bir element (simgesi:
Ba).
bas
a. Fr. müz.
1.
En kal›n erkek sesi.
2.
Sesi bu nitelikte olan sanatç›.
3.
En ka-
l›n sesli orkestra çalg›s›.
basamak, -¤›
a.
1.
Merdivenin, inip ç›kar-
ken bas›lan yatay düz yüzeylerinden her
biri:
Basamaklar› ikifler ikifler ç›kt›.
2.
Derece, aflama:
Bu y›l bir basamak daha
atlay›p emekli olmak istiyorum.
3.
mat.
Onlu sisteme göre yaz›lm›fl bir say›n›n
her rakam›n›n bulundu¤u s›ra; hane:
yüzler basama¤›.
4.
mat.
Bir tam denk-
lemde bulunan bilinmeyenin en yüksek
kuvveti.
5.
mec.
Amaca ulaflmak için
f›rsat ç›kt›¤›nda yararlan›lan durum, kifli
ya da yer:
Müdürlü¤ü kapmak için bu
görevi basamak olarak kulland›.
bas bariton
a. Fr. müz.
1.
Bas›n ç›kamad›-
¤› ince tonlara ç›kabilen ve bas›n indi¤i
kal›n tonlara inemeyen erkek sesi.
2.
Sesi bu nitelikte olan sanatç›.
bas bas
be.
“Ba¤›rmak” eylemiyle kullan›l-
d›¤›nda çok yüksek sesle ba¤›r›ld›¤›n›
belirtir:
Bas bas ba¤›rma, rahats›z olu-
yorum.
basbaya¤›
ön a. (ba’sbaya¤›)
Bilinenden
hiçbir fark› olmayan, s›radan:
Basbaya-
¤› bir ev.
basen
a. Fr.
Vücudun kalça ve le¤en kemi-
¤i bölümü:
Terzi, basen ölçümü almay›
unuttu.
bas›
a.
Bas›m.
bas›c›
a.
Kitap, gazete, dergi vb. fleylerin
bas›m›n› yapan kifli.
bas›k
ön a.
1.
Fazla yüksek olmayan, alçak:
Evin bas›k tavanlar› vard›.
2.
Yass›lafl-
m›fl, bas›larak düzlefltirilmifl:
bas›k al›n,
barikat
bas›k
93
Emel-Zuhal Sözlük-Harfler 21/07/2010 20:58 Page 93