KORSANLAR
CEZALANDIRILIYOR
Korsanlar, kendilerine geldi¤i zaman, çoktan sabah olmufltu. Ka-
radan esen kuvvetli rüzgâr, içinde bulundu¤umuz sandal› a盤a do¤ru
sürüklemeye bafllam›flt›. Hemen küreklere as›larak sahile do¤ru gitme-
ye çal›flt›k, ama ne mümkün! Rüzgâr›n fliddetinden, oldu¤umuz yerde
saymaktan baflka ifle yaram›yordu çabalar›m›z.
Bir süre sonra Antony, Dalga’n›n gizli oldu¤u yerden bir baflka san-
dal›n ç›kt›¤›n› gördü. Sahilden bizi görmüfller, yard›m›m›za geliyorlard›.
Herkes, bize do¤ru yaklaflmakta olan sandalla ilgiliyken, bat› yan›m›z-
da beliren yelkenliyi fark etmedim. Rüzgâr, geminin arkas›ndan esti¤in-
den; yelkenli, süratle üstümüze do¤ru geliyordu.
Fakat korsanlar, bunu daha fark etmemifllerdi. Bu, dört köfle yelken-
leri olan kocaman bir tekneydi. Görünüflü savafl gemisini and›r›yordu.
Gördü¤üm yelkenliyi korsanlara haber verdim.
Antony:
– Bu bir Amerikan savafl gemisi... diye ba¤›rd›. Ellerinden kurtul-
mam›z gerek...
Gemidekilere görünmemek için, hepimiz sandal›n dibine uzanm›fl-
t›k. Antony:
– Yakalanacak olursak hepimiz ayn› fleyleri anlatmal›y›z... diye de-
vam etti. Bir ticaret gemisinde çal›fl›yorken, geminin korsanlar taraf›n-
59