Kap›y› zorlad› tavflan; fakat Alice’in dirse¤i kap›ya da-
yal› oldu¤u için açamad›. Yüksek sesle:
– Ben de dolafl›r, pencereden girerim, dedi.
Alice:
– ‹flte bunu yapamazs›n! diyerek tavflan›n pencerenin
önüne gelmesini beklemeye koyuldu.
Alice çok korkuyordu. Seslerden tavflan›n pencerenin
önüne geldi¤ini anlay›nca, kolunu havada sallad›. Bir fley
yakalayamad›; ama bir 盤l›k ve cam flang›rt›s› duyuldu.
Tavflan›n sesi yine yükseldi:
– Bill (Bil)! Neredesin?
Alice’in daha önce hiç iflitmedi¤i bir ses yan›t verdi:
– Buraday›m. Elmalar›n dibini çapal›yorum...
– Buraya gel!... Tam s›ras› flimdi! Bana yard›m et de flu-
radan geçebileyim.
Ard›ndan bir kez daha cam flang›rt›s› duyuldu.
– Söyle bakay›m, bu penceredeki ne?
– Bir kol efendim!...
– Kol mu? Hiç bu kadar büyük kol gördün mü? Bütün
pencereyi kapl›yor!...
– Evet, ama o gerçek bir kol efendim.
– Her neyse... Hem orada ne ifli var, git onu kald›r...
Bu konuflmadan sonra uzun bir sessizlik oldu; yaln›zca
f›s›lt›lar duyuluyordu:
– Sana söyledi¤imi yap, korkak!
Alice elini havada savurdu ve gene cam flang›rt›lar› du-
yuldu...
– Acaba flimdi ne yapacaklar? Keflke beni buradan ç›-
karabilseler! Art›k burada daha fazla kalmak istemiyo-
rum...
Alice, bir süre d›flardaki sessizli¤in sona ermesini bek-
26