raz çitilemek gerekecek... Aya¤a kalk... Yat... Kalk... Yat...
Kalk... Yat...
Sözler Collins’in a¤z›ndan tabancadan ç›kan kurflunlar gi-
bi ç›k›yordu. Sanki bir k›rbaç flaklar gibi ç›nl›yordu Herbert’›n
kula¤›nda.
– ‹ngilizceyi anlad›¤› belli... Bu çok iyi bir fley, dedi Collins.
Acaba geriye do¤ru takla atmas›n› biliyor mu? O zaman ifli-
miz kolaylafl›rd›. Bir deneyelim bakal›m Peter (Pit›r), gel hay-
vana kolan tak...
Söylenen hemen yap›ld›. Collins:
– Haydi, göster kendini, diye emretti.
Herbert flafl›rm›flt›. Tasmas›na ba¤l› duran zincir, onu ge-
riye do¤ru çekerken kolona ba¤l› ip vücudunu arka ayaklar›
üzerinde aya¤a kald›r›yordu. Bu arada çenesine e¤iticinin kü-
çük k›rbac› h›zla dokundu. Herbert, bütün bu hareketlerin ni-
çin yap›ld›¤›n› bilen bir hayvan olsayd›, kesinlikle arkaya do¤-
ru bir takla at›verirdi. Kendini dik tuttu, tüyleri dikildi. ‹pin ve
zincirin ters yönüne kendini çekmeye çal›fl›yordu. Bu arada,
çenesinde flaklayan k›rbaç onu flaflk›na çevirmiflti. Ayaklar›
yerden kesildi. Havada flöyle bir döndükten sonra s›rt üstü
yere düfltü.
Aya¤a kalkt›¤› zaman çok öfkeliydi. Difllerini ç›karm›fl, h›r-
l›yordu. ‹ki kifli tutmasayd›, çoktan Collins’in üstüne atlam›flt›.
‹lerleyemeden, gerileyemeden, sa¤a sola dönemeden oldu¤u
yerde kalm›flt›.
115