– Mendilim cebimden sark›yor mu? diye sordu.
Oliver:
– Evet, efendim, dedi.
– Bakal›m ben anlamadan onu alabilecek misin? Sabah-
leyin onlar›n oyunda yapt›klar› gibi. An›msad›n m›? diye sor-
du Fagin.
Oliver, Düzenbaz’›n yapt›¤› gibi, bir eliyle cebi dibinden
yakalay›p öteki eliyle mendili hafifçe çekiverdi.
Yahudi:
– Mendil gitti mi? diye ba¤›rd›.
Oliver elindeki mendili göstererek:
– ‹flte burada efendim.
Yafll› adam, “aferin” der gibi Oliver’›n bafl›n› okflad›.
– Ak›ll› bir çocuksun sen yavrum. Senden daha zeki bir
çocu¤a rastlamad›m. Al sana bir flilin. Bu yolda devam eder-
sen, büyük adam olursun. fiimdi gel de sana, mendil marka-
lar›n›n nas›l sökülece¤ini göstereyim.
Oliver, oyunda, yafll› adam›n cebinden gizlice mendilini al-
mas›n›n; büyük adam olmas›n› nas›l etkileyece¤ini anlaya-
mam›flt›. Anlamas›na da olanak yoktu; çünkü Oliver daha on
yafl›nda bile de¤ildi. Ama Fagin kendisinden çok büyük oldu-
¤una göre, her fleyin iyisini onun bilece¤ini düflündü. Akl›na
hiçbir kötülük getirmedi.
* * *
46