Yafll› adam, fark›nda olmadan ellerini kald›rarak:
– Tutun onu memur bey, düflecek, dedi.
Fang vahflî bir sesle ba¤›rd›:
– Kâtip geri çekil. ‹sterse düflsün.
Oliver birden yere y›¤›ld›. Mahkeme salonundaki adamlar
birbirlerine bakt›lar, ama hiçbiri yerinden k›m›ldayamad›.
Bay Fang:
– Numara oldu¤unu biliyorum ben. B›rak›n yats›n orada.
Çok sürmez kalkar.
Kâtip alçak bir sesle sordu:
– Nas›l bir karar vereceksiniz efendim?
Bay Fang:
– Üç aya mahkûm edildi. Belki de a¤›r hapis cezas›na
çarpt›r›l›r. Mahkemeyi boflalt›n.
Kap› aç›ld›. Birkaç kifli, bayg›n çocu¤u hücresine tafl›ma-
ya haz›rlan›rken; salona temiz pak, fakat yoksul görünüfllü,
eski, siyah elbise giymifl, yafll›ca bir adam girdi ve kürsüye
do¤ru ilerledi. Telâfltan h›zl› h›zl› soluyordu:
– Durun, durun. Götürmeyin onu. Tanr› aflk›na bir dakika
bekleyin, diye ba¤›rd› yeni gelen.
Bay Fang, davetsiz bir konu¤un böyle sayg›s›z bir flekilde
içeri girmesine içerlemiflti. Ba¤›rd›:
– Bu da ne demek? Kim bu? At›n d›flar›. Mahkemeyi bo-
flalt›n.
Adam:
– Konuflaca¤›m, beni d›flar› atamazlar. Hepsini gördüm.
Kitapç›y›m ben. Yemin ettirilmek istiyorum. Susmayaca¤›m.
55