245
        
        
          oran›nda oy ald›¤›ndan Baykal, genel
        
        
          baflkanl›ktan istifa etmek zorunda kald›.
        
        
          Toplanan Ola¤anüstü Kurultay’da Al-
        
        
          tan Öymen genel baflkan seçildi.
        
        
          2001’de Deniz Baykal yeniden genel
        
        
          baflkanl›¤a getirildi. 3 Kas›m 2002’de
        
        
          yap›lan erken genel seçimde CHP’nin
        
        
          oy oran› %19,6’ya ç›kt›.
        
        
          
            Cumhuriyet’in ‹lân›
          
        
        
          Kurtulufl Savafl›’n›n kazan›lmas›ndan
        
        
          sonra Mustafa Kemal ve arkadafllar›n›n
        
        
          teklifi üzerine TBMM’de, Türkiye Dev-
        
        
          leti’nin yeni yönetim biçiminin belirlen-
        
        
          mesi (29 Ekim 1923). 23 Nisan 1920’de
        
        
          Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aç›l-
        
        
          mas› ile yeni bir Türk devleti kurulmufl-
        
        
          tu. Millet egemenli¤ine dayal› ve de-
        
        
          mokratik bir yap›ya sahip olmas› nede-
        
        
          niyle, bu devletin isminin “Cumhuriyet”
        
        
          olmas› gerekiyordu. Ancak, o günkü ta-
        
        
          rihî ve siyasî ortam›n uygun olmamas›
        
        
          sebebiyle rejimin ad› aç›klanmam›fl; iç
        
        
          ve d›fl düflmanlar›n bunu bölücü amaçla
        
        
          kullanmalar›na meydan verilmek isten-
        
        
          memiflti. Bu nedenle, devletin ismi ol-
        
        
          mad›¤› gibi, hükûmetin ad› da “TBMM
        
        
          Hükûmeti” idi. TBMM baflkan›, elçi ka-
        
        
          bul etme ve tayin etme, yasalar› uygulat-
        
        
          ma, devleti temsil etme yetkilerine sahip
        
        
          oldu¤u halde, kendisine “devlet baflkan›”
        
        
          anlam›na gelecek bir unvan verilmemifl-
        
        
          ti. Bu nedenle devlet baflkanl›¤› bofl gibi
        
        
          görünüyordu. TBMM’de, saltanat›n kal-
        
        
          d›r›lmas›na ra¤men, halifeyi devlet bafl-
        
        
          kan› olarak görmek isteyenler bulunu-
        
        
          yordu. Gerçekte, rejimin de¤iflece¤i ve
        
        
          kiflisel yönetime son verilece¤i, Amasya
        
        
          Genelgesi’nde ilk kez flu flekilde belirtil-
        
        
          miflti: “Milletin istiklâlini, yine milletin
        
        
          azim ve karar› kurtaracakt›r. Milletin hâl
        
        
          ve durumunu gözden geçirmek ve hak
        
        
          isteyen sesini cihana duyurmak için her
        
        
          türlü tesir ve denetimin d›fl›nda bir heyet-
        
        
          i milliyenin varl›¤› lâz›md›r.” Rejimin
        
        
          de¤iflece¤i konusu daha sonra, Erzurum
        
        
          ve Sivas kongrelerinde de ifade edildi.
        
        
          TBMM’nin 24 Nisan 1920 günü kabul
        
        
          etti¤i ilk karar›nda, “TBMM’nin, Türk
        
        
          milletinin gerçek temsilcisi oldu¤u, bu-
        
        
          nun üzerinde baflka bir güç tan›nmad›¤›”
        
        
          belirtilmiflti. Bu, aç›kça, cumhuriyet ida-
        
        
          resinin bafllang›c› demekti. Büyük Za-
        
        
          
            Cumhuriyet’in ‹lân›
          
        
        
          
            9-17 May›s 1935’teki Cumhuriyet Halk Partisi 4. Büyük Kurultay›’nda Mustafa Kemal Ata-
          
        
        
          
            türk, kürsüde konuflurken.
          
        
        
          
            Halk Partisi’ni Kurma Teflebbüsü
          
        
        
          Sayg›de¤er Efendiler, her yerde, siyasî parti kurma konusunda da halkla
        
        
          uzun sohbetler yapt›m. 7 Aral›k 1922 tarihinde, Ankara bas›n› vas›tas›yla,
        
        
          halkç›l›k ilkesine dayanan ve Halk Partisi ad›n› tafl›yan siyasî bir parti kur-
        
        
          mak niyetinde oldu¤umu aç›klayarak, bu partinin nas›l bir program yap-
        
        
          mas› gerekece¤i konusunda, bütün vatanseverlerin, ilim ve fen adamlar›-
        
        
          n›n yard›m ve iflbirli¤ine baflvurmufltum.
        
        
          
            Dokuz ‹lke ve Partimizin ‹lk Program›
          
        
        
          Gerek baz› kimselerden ald›¤›m yaz›l› düflünce-
        
        
          lerden ve gerek halk ile yapt›¤›m görüflmelerden
        
        
          çok yararland›m. Sonunda 8 Nisan 1923 tarihinde,
        
        
          görüfllerimi dokuz ilke hâlinde tespit ettim. ‹kinci
        
        
          Büyük Millet Meclisi’nin seçimi s›ras›nda yay›mla-
        
        
          yarak ilân etti¤im bu program, partimizin kurulu-
        
        
          fluna temel olmufltur.
        
        
          Bu program, bugüne kadar ele al›p gerçeklefltir-
        
        
          di¤imiz bütün önemli hususlar› içine al›yordu.
        
        
          Bununla birlikte programa girmemifl önemli ve
        
        
          esasl› baz› konular da vard›. Örnek olarak, Cum-
        
        
          huriyet’in ilân›, fier’iye Vekâleti’nin, medrese ve
        
        
          tekkelerin kald›r›lmas›, flapka giyilmesi gibi...
        
        
          Bu konular› programa alarak, cahil ve gericilerin, bütün milleti vaktinden
        
        
          önce zehirlemeye f›rsat bulmalar›n› uygun görmedim. Çünkü, bunlar›n
        
        
          zaman› gelince çözüme ba¤lanaca¤›ndan ve milletin sonuçtan memnun
        
        
          olaca¤›ndan kesinlikle emindim.
        
        
          Yay›mlad›¤›m program›, bir siyasî parti için yetersiz, k›sa bulanlar oldu.
        
        
          “Halk Partisi’nin program› yoktur” dediler. Gerçekten de ilkeler ad› alt›n-
        
        
          da bilinen program›m›z, itiraz edenlerin gördükleri ve bildikleri flekilde
        
        
          bir kitap de¤ildi. Fakat temel ilkeleri içine al›yordu ve pratikti. Biz de uy-
        
        
          gulanmas› imkâns›z düflünceleri, nazarî birtak›m ayr›nt›lar› yald›zlayarak
        
        
          bir kitap yazabilirdik. Öyle yapmad›k.
        
        
          
            Milletin maddî ve manevî alandaki
          
        
        
          
            yenileflmesi ve geliflmesi yolunda, söz ve teori ile ifl ve icraata önem ver-
          
        
        
          
            meyi tercih ettik. Bununla birlikte, “Hâkimiyet milletindir”, “Türkiye
          
        
        
          
            Büyük Millet Meclisi’nin d›fl›nda hiçbir makam, millî mukadderata hâkim
          
        
        
          
            olamaz”, “Bütün kanunlar›n düzenlenmesinde, her türlü teflkilâtta, yö-
          
        
        
          
            netimin bütün ayr›nt›lar›nda, genel e¤itimde, ekonomi konular›nda, mil-
          
        
        
          
            lî hâkimiyet esaslar› çerçevesinde hareket edilecektir”, “Saltanat’›n
          
        
        
          
            kald›r›lmas› ile ilgili karar, de¤iflmez
          
        
        
          
            bir kanun hükmüdür”
          
        
        
          gibi bilinmesi
        
        
          gerekli önemli noktalar, mahkemeler-
        
        
          de reform yap›laca¤›; bütün kanunla-
        
        
          r›m›z›n, hukuk ilminin verilerine göre
        
        
          yeni bafltan düzenlenip tamamlanaca-
        
        
          ¤›, vergide aflar usulünün de¤ifltirile-
        
        
          ce¤i, millî bankalar›n sermayesinin ar-
        
        
          t›r›laca¤›, muhtaç oldu¤umuz demir-
        
        
          yollar›n›n yap›m›na, ö¤retim birli¤inin
        
        
          sa¤lanmas›na derhal teflebbüs edile-
        
        
          ce¤i, fuzulî askerlik süresinin indirile-
        
        
          ce¤i, memleketin limanlar›na çal›fl›la-
        
        
          ca¤› vb. önemli ve âcil ihtiyaçlar, ilke-
        
        
          ler d›fl›nda b›rak›lmam›flt›. Bar›fl konusundaki görüflümüzün de : “malî, ik-
        
        
          tisadî ve idarî alandaki ba¤›ms›zl›¤›m›z› mutlaka sa¤lamak flart›yla, bar›-
        
        
          fl›n gelmesine çal›flmak oldu¤unu” söyledik. Hilâfet makam›n›n, bütün ‹s-
        
        
          lâm dünyas›na ait bir makam olabilece¤ine de iflaret ettik.
        
        
          ‹lkeler, “Halk Partisi”nin kuruluflu ve faaliyet göstermesi için yeterli oldu.
        
        
          Partinin ad›na, daha sonra “Cumhuriyet” kelimesi de eklenerek, bilindi¤i
        
        
          gibi, “Cumhuriyet Halk Partisi” ad› verildi.
        
        
          
            Nutuk : s.485.
          
        
        
          CUMHUR‹YET HALK PART‹S‹
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA