299
        
        
          
            Do¤u Cephesi (fiark Cephesi)
          
        
        
          
            Celâlettin Arif Bey, Hüseyin Avni Bey’lerin Erzurum’a
          
        
        
          
            Gidifli ve Orada Ortaya Att›klar› Meseleler
          
        
        
          Sayg›de¤er Efendiler, takibini düflündü¤üm s›raya göre, yüksek he-
        
        
          yetinizi biraz Do¤u Cephemizle meflgul edece¤im. Ancak, üzerinde
        
        
          duraca¤›m durumdan evvelki bir safha vard›r ki, önce onu aç›klamak
        
        
          gerekiyor.
        
        
          Birinci Büyük Millet Meclisi’nde ‹kinci Baflkan olan Erzurum Milletve-
        
        
          kili Celâlettin Arif Bey, 15 A¤ustos 1920 tarihli bir dilekçeyle Mec-
        
        
          lis’ten iki ay süreyle izin ald›. ‹leri sürdü¤ü mazeret, zihin yorgunlu-
        
        
          ¤undan ileri gelen sürekli bafl a¤r›s› idi. Ayn› zamanda, çoktan beri
        
        
          görmedi¤i seçim bölgesinde de incelemeler yapmak istiyordu.
        
        
          Celâlettin Arif Bey, Erzurum milletvekillerinden Hüseyin Avni Bey’in,
        
        
          kendisiyle birlikte gönderilmesini benden özel olarak rica etti. Hüse-
        
        
          yin Avni Bey’in, Meclis’ten izin isteyebilmesi için belirli bir mazereti
        
        
          yoktu. Ben, kendisini özel bir görevle gönderecektim. Bu hususu, 18
        
        
          A¤ustos 1920’de Meclis’ten rica ettim. Kabul edildi.
        
        
          Celâlettin Arif ve Hüseyin Avni Bey’lerin, Erzurum’a var›fllar›ndan
        
        
          sonra, Celâlettin Arif Bey’den 10, 15 / 16 ve 16 Eylül 1920 tarihlerinde
        
        
          üç flifreli telgraf ald›m. Bu telgraflara göre, Erzurum halk›nda gergin-
        
        
          lik ve kaynaflma varm›fl... Fakat, Celâlettin Arif Bey’in Ankara’dan Er-
        
        
          zurum’a hareketini haber al›nca, halk, beklemeyi tercih etmifl... Kay-
        
        
          naflman›n sebebi de, ordu ambarlar›, tüfek ve cephane kayb› ve süt
        
        
          da¤›t›m›yla ilgiliymifl.
        
        
          Celâlettin Arif Bey, baz› memurlar›n de¤ifltirilmesi ve cezaland›r›lma-
        
        
          s› gibi ifllerde çabukluk istiyordu. Söz konusu memurlar›n de¤ifltiril-
        
        
          me ve cezaland›r›lmalar›nda, Erzurum Vali Vekilli¤i’nde bulunan Al-
        
        
          bay Kâz›m Bey (‹zmir Valisi Kâz›m Pafla) baflta bulunuyordu. Celâlet-
        
        
          tin Arif Bey, halkla görüflülerek, eski Adana Valisi Nâz›m Bey’in Erzu-
        
        
          rum valili¤ine atanmas›na karar verildi¤inden, Trabzon yoluyla teb-
        
        
          ligat yap›lmas›ndan ve Nâz›m Bey gelinceye kadar halk oylamas›na
        
        
          baflvurularak bir vali vekili seçilmesinden söz ettikten sonra, verile-
        
        
          cek olumlu cevapla halk›n gittikçe artan kaynaflmas› hemen yat›flt›-
        
        
          r›lmazsa, tehlikeli sonuçlar do¤aca¤›ndan korkulmakta oldu¤unu bil-
        
        
          diriyordu. Sonuncu telgraf›nda: “Ankara, flikâyeti dikkate almad›¤›n-
        
        
          dan, mesele, Ankara’ya güvenin sars›lmas› flekline dönüflebilecektir”
        
        
          denilmekteydi.
        
        
          Efendiler, Do¤udaki kolordumuzda dehfletli bozulma ve yolsuzluklar
        
        
          varm›fl... Bozulman›n derecesi o kadar artm›fl ki, halk›n vatansever-
        
        
          lik duygusuna dokunmufl... fliddetle kaynaflmas›na yol açm›fl... Fakat,
        
        
          bu kadar genel ve yat›flt›r›lmas› mümkün olmayan kaynaflmay› Erzu-
        
        
          rum’da ne vali vekili ne kolordu komutan› anlam›fl!...
        
        
          Hiçbir görevli, hiçbir ilgili, böyle bir kaynaflman›n fark›na varamam›fl,
        
        
          Hükûmeti haberdar eden hiçbir kimse bulunmam›fl... Bununla birlik-
        
        
          te halk, Celâlettin Arif Bey’in zihin yorgunlu¤undan dolay› izinli, Hü-
        
        
          seyin Avni Bey’in de benim taraf›mdan görevlendirilerek Erzurum’a
        
        
          hareket ettiklerini haber ald›klar›ndan, gerginlik ve kaynaflmalar›n›
        
        
          frenlemifller... Milletvekili Beylerin oraya varmalar›yla birlikte a盤a
        
        
          vuruyorlar.
        
        
          Do¤rusu Efendiler, ben bu bilgilere asla inanamad›m. Celâlettin Arif
        
        
          Bey ve Hüseyin Avni Bey’lerin birer bahane bularak Erzurum’a git-
        
        
          melerini anlaml› buldum ve hayret ettim. Hele, halk›n genel oyuna
        
        
          baflvurarak vali atanmas›yla ilgili teklifin, hukuk profesörlü¤ü yap-
        
        
          m›fl, kanun adam› olarak tan›nm›fl, Meclis-i Mebusan Baflkanl›¤›’ndan
        
        
          Türkiye Büyük Millet Meclisi ‹kinci Baflkanl›¤›’na gelmifl, Celâlettin
        
        
          Arif Bey’den geldi¤ini görmek, hayretimi büsbütün art›rd›.
        
        
          Erzurum’daki Büyük Millet Meclisi ‹kinci Baflkan›’na, 16/ 17 Eylül 1920
        
        
          tarihinde: “Telgraflar›n›n Bakanlar Kurulu’nda okundu¤unu, bu konu-
        
        
          da Cephe Komutanl›¤› ile haberleflme yap›lmakta oldu¤unu” bildir-
        
        
          dim. Do¤u Cephesi Komutanl›¤›’ndan da, Celâlettin Arif Bey’in telg-
        
        
          raflar›n› özetledikten sonra, bilgi istedim ve görüflünü sordum.
        
        
          
            Celâlettin Arif Bey’in Genifl Yetkiyle Do¤u ‹lleri
          
        
        
          
            Valili¤ine Atanmas› ‹steniyor
          
        
        
          Do¤u Cephesi Komutan› Kâz›m Karabekir Pafla’n›n da, 14 Eylül
        
        
          1920’de benim telgraf›mdan önce yaz›lm›fl flifreli bir telgraf›n› 19 Ey-
        
        
          lül’de ald›m. Bu telgrafta: “Celâlettin Arif Bey’in Rize, Trabzon, Erzu-
        
        
          rum, Erzincan, Van, Bayaz›t illerini ve yüce Meclis’çe uygun görüle-
        
        
          cek baflka bölgeleri de içine almak üzere Do¤u ‹lleri ve Valili¤i’ne
        
        
          atanmas›n› arz ve teklif ederim” denildikten sonra flu düflünceler ek-
        
        
          leniyordu: “Bu teklifin kabul edilip uygulanmas› hâlinde, askerî ve si-
        
        
          vil, her iki görevin gereken önem ve titizlikle yap›lmas›ndan sa¤lana-
        
        
          cak yarar d›fl›nda, yeri gelince, önemli iflleri görüflmek ve gere¤ini
        
        
          süratle yerine getirmek için milletvekili olarak bir zat daha bulun-
        
        
          mufl olur. Yukar›da arz edilen hususun Büyük Millet Meclisi’nce lây›k
        
        
          oldu¤u önemle dikkate al›narak kabul edilip onaylanaca¤›n› umar,
        
        
          bu konuda yüksek flahsiyetlerinin yard›m ve himmetlerini istirham
        
        
          ederim. Durum, ana çizgileriyle Celâlettin Arif Beyefendi ile görüflül-
        
        
          müfl ve kendilerince de uygun bulunmufl ise de, bu konudaki karar›n
        
        
          Millet Meclisi’nin uygun bulmas›na ve onay›na ba¤l› oldu¤u tabiîdir.”
        
        
          Efendiler, ordudaki yolsuzluktan, halktaki kaynaflmadan, Erzurum’a
        
        
          halk›n oyu ile vali seçiminden ve acele olarak olumlu cevap veril-
        
        
          mezse Ankara’ya karfl› güvensizlik do¤aca¤›ndan söz eden Celâlettin
        
        
          Arif Bey, ordunun komutan› ile görüflüyor ve kendisini genifl yetkiy-
        
        
          le Do¤u ‹lleri Valili¤i’ne teklif ettiriyor. Ordu Komutan› da, Celâlettin
        
        
          Arif Bey’in, sonuç olarak kendi aleyhindeki flikâyetinden habersiz gö-
        
        
          rünüyor. Durumu, özel maksatla düzenlenmifl bir oyun ve ayn› za-
        
        
          manda bir gaflet manzaras› gibi kabul etmemek mümkün de¤ildi.
        
        
          Kâz›m Karabekir Pafla’n›n 16/17 Eylül tarihli telgraf›ma, 18 Eylül’de
        
        
          verdi¤i cevapta: “Celâlettin Arif Bey’in bildirdikleri, birkaç kiflinin,
        
        
          Vali Vekili Albay Kâz›m Bey’i s›rf Erzurum’dan uzaklaflt›rmak için
        
        
          yapt›klar› dedikoduya dayanmaktad›r. Halktaki kaynaflma ve halk›n
        
        
          oylar› ile vali seçimi hususlar›, ne yaz›k ki, Celâlettin Arif Bey’in yan-
        
        
          l›fl bir yol tutmalar›ndan baflka bir fley de¤ildir san›r›m. Küçü¤ünden
        
        
          büyü¤üne, bütün Do¤u’nun, pek çok sayg› ve güvenini kazanan ben-
        
        
          denize, söz konusu flikâyetlerin yap›lmamas›, ifl çevirmek isteyenle-
        
        
          rin baflar›l› olamayacaklar›n› bilmeleri sonucudur…
        
        
          Celâlettin Arif Bey, Albay Kâz›m Bey’in, Vali Vekilli¤inden ve Kolordu
        
        
          Komutanl›¤› Vekilli¤inden al›narak Erzurum’dan uzaklaflt›r›lmas›n›
        
        
          bendenize teklif etti. Vali Vekilli¤inden al›nmas›n›n ‹çiflleri Bakanl›-
        
        
          ¤›’n›n emriyle ve Vali Vekilli¤ini kendilerinin yani Celâlettin Arif
        
        
          Bey’in üzerine almas›yla mümkün olabilece¤ini bildirdim.
        
        
          Celâlettin Arif Bey’in, Erzurum’daki gayriresmî durumunun, nüfuzu-
        
        
          nu k›rabilece¤ini zannederim. Bafllad›klar› iflin sükûnetle ve baflar›y-
        
        
          la sona erdirilmesi için, derhal Erzurum Vali Vekilli¤ini üzerine alma-
        
        
          s› flartt›r. Uygun görülürse, daha sonra Do¤u ‹lleri Müfettiflli¤i’ne ve-
        
        
          ya valili¤ine atan›r. Herhalde bahis buyurduklar› kaynaflma ve ger-
        
        
          ginli¤in, kendi teflrifleri üzerine flimdilik yat›flt›¤›n› kabul etmiyorum.
        
        
          Böyle bir sözü, kendisine pek önem verildi¤ini gören bir kimsenin
        
        
          cür’etli ifadeleri diye kabul ediyorum…
        
        
          
            Celâlettin Arif Bey Kendi Kendine
          
        
        
          
            Erzurum Vali Vekili Oluyor
          
        
        
          Kâz›m Karabekir Pafla’n›n 14 ve 18 Eylül tarihli telgraflar›na, 20 Ey-
        
        
          lül’de verdi¤im cevapta, “Büyük Millet Meclisi üyeli¤i ile memurluk
        
        
          görevinin bir flah›s üzerinde ayn› zamanda bulunamayaca¤›” ile ilgi-
        
        
          li 8 Eylül 1920 tarihli kanunun ilgili maddesini aynen yazd›ktan son-
        
        
          ▲
        
        
          DO⁄U CEPHES‹
        
        
          
            ATATÜRK’ÜN
          
        
        
          
            ANLATIMIYLA
          
        
        
          
            NUTUK’TA