465
        
        
          lerin ‹stiklâl Madalyas›, tafl›yan›n ölü-
        
        
          münden sonra da yafl s›ras›na göre ço-
        
        
          cuklar›na, yoksa babas›na ya da annesi-
        
        
          ne, onlar da yoksa efline geçer. Madal-
        
        
          yan›n ön yüzünde ilk meclis binas›, 23
        
        
          Nisan 1920 tarihi ve ka¤n›yla cephane
        
        
          tafl›yan bir kifli; arka yüzünde ay-y›ld›z
        
        
          içinde Türkiye haritas› ve defne dallar›
        
        
          aras›nda 1 Kas›m 1338 tarihi yer al›r.
        
        
          TBMM üyelerinin madalyalar›n›n fleridi
        
        
          yeflil, cephede bulunanlar›n k›rm›z›,
        
        
          cephe gerisinde çal›flanlar›n beyaz, cep-
        
        
          hede görev yapan milletvekillerininse
        
        
          k›rm›z›-yeflil renklidir. 1919-1922 aras›
        
        
          ulusal orduda görev alan alay sancakla-
        
        
          r›na da verilen madalya, özel yasas› ge-
        
        
          re¤i sa¤ gö¤üs üstünde tafl›n›r. Sat›lmas›
        
        
          yasak olup ‹stiklâl Madalyas› tafl›yanla-
        
        
          ra fleref maafl› verilir.
        
        
          
            ‹stiklâl Mahkemeleri
          
        
        
          Millî Mücadele döneminde asker kaçak-
        
        
          lar›n› ve TBMM yönetimine karfl› ç›-
        
        
          kanlar›, Cumhuriyet’in ilân›ndan sonra
        
        
          da vatana ihanetle suçlananlar› ve ink›-
        
        
          lâplara karfl› gelenleri yarg›lamak üzere
        
        
          kurulan mahkemeler. 23 Nisan 1920’de
        
        
          TBMM’nin Ankara’da toplanmas›ndan
        
        
          sonra Anadolu’nun çeflitli yerlerinde iç
        
        
          ayaklanmalar ç›km›fl ve giderek yayg›n-
        
        
          laflmaya bafllam›flt›. TBMM, bu ayak-
        
        
          lanmalar› önlemede ilk tedbir olarak 29
        
        
          Nisan 1920’de “H›yanet-i Vataniye Ka-
        
        
          nunu”nu ç›kard›. 14 maddeden oluflan
        
        
          kanun, TBMM’ye karfl› yap›lan her tür
        
        
          ayaklanma ve k›flk›rt›c›l›¤› vatan hainli-
        
        
          ¤i olarak de¤erlendirerek ayaklanmaya
        
        
          kat›lacaklar›n idam edilece¤ini belirtti.
        
        
          Kanuna göre, san›klar yirmi dört saat
        
        
          içinde mahkemeye sevkedilecek, yarg›-
        
        
          lamalar yirmi gün içinde sonuçlanacak
        
        
          ve kararlar TBMM taraf›ndan onaylan-
        
        
          d›ktan sonra hemen yerine getirilecek;
        
        
          yarg›lamalar, Bidayet Mahkemeleri
        
        
          (Tanzimat’tan sonra kurulan Nizamiye
        
        
          Mahkemeleri içinde, asliye mahkemele-
        
        
          ri gibi çal›flan birinci derece mahkeme-
        
        
          ler) ya da Harp Divanlar› taraf›ndan olay
        
        
          yerinde yap›lacakt›. H›yanet-i Vataniye
        
        
          Kanunu ilk olarak Safranbolu’da ortaya
        
        
          ç›kan ayaklanmaya ve daha sonra Yoz-
        
        
          gat Ayaklanmas›’na kat›lanlara karfl›
        
        
          uyguland›. Ancak, mahkeme kararlar›-
        
        
          n›n TBMM’nin onay›ndan geçmesi, ifl-
        
        
          leri aksat›yordu. Ayr›ca düzenli ordu
        
        
          kurma çal›flmalar› s›ras›nda askerlikten
        
        
          firar etme olaylar›n›n artmas›,
        
        
          TBMM’yi yeni tedbirler almak zorunda
        
        
          b›rakt›. Bu amaçla Tevfik Rüfltü (Aras)
        
        
          ve Mustafa Necati’nin, TBMM’ye “Tel-
        
        
          kin ve Tedhifl Kanunu” ad›yla sundu¤u
        
        
          teklife göre, asker-sivil herkesi Meclis
        
        
          ad›na yarg›lay›p gerekti¤inde idam ede-
        
        
          bilecek, yedi milletvekilinden oluflan bir
        
        
          mahkeme kurulmas› önerildiyse de sert
        
        
          tart›flmalara yol açan bu teklif Meclis ta-
        
        
          raf›ndan kabul edilmedi. Buna karfl›n
        
        
          ola¤anüstü mahkemelerin kurulmas›na
        
        
          imkân veren çal›flmalar sürdürüldü ve
        
        
          bu çal›flmalar do¤rultusunda Tevfik
        
        
          Rüfltü (Aras) ve Refik fievket (‹nce),
        
        
          “Firar Ceraimini ‹rtikap Edenler Hak-
        
        
          k›nda Kanun” ad›yla yeni bir kanun tek-
        
        
          lifi haz›rlay›p Meclis’e sundular. Öneri,
        
        
          baz› de¤iflikliklerle 11 Eylül 1920’de
        
        
          “Firariler Hakk›nda Kanun” ad›yla ka-
        
        
          bul edildi. Buna göre, TBMM üyeleri
        
        
          aras›ndan seçilecek üç üyeden oluflan
        
        
          “‹stiklâl Mahkemeleri” kurulmas›, bu
        
        
          mahkemelerin kararlar›n›n kesin olmas›;
        
        
          mahkeme kararlar›n›n uygulanmas›n›
        
        
          önlemeye kalk›flacaklar›n da yarg›lana-
        
        
          bilmesi ve verilen kararlar›n yerine geti-
        
        
          rilebilmesi için hükûmet kuvvetlerinin
        
        
          kullan›labilmesi hükme ba¤land›. Kuru-
        
        
          lacak ‹stiklâl Mahkemeleri’nin say›s› ve
        
        
          nerelerde görev yapaca¤›n›n, Bakanlar
        
        
          Kurulu’nun önerisiyle Meclis taraf›ndan
        
        
          kararlaflt›r›lmas› esas al›nd›. 26 Eylül
        
        
          1920’de kabul edilen kanunun birinci
        
        
          maddesinde yeni bir de¤iflikli¤e gidile-
        
        
          rek ‹stiklâl Mahkemelerinin sadece as-
        
        
          ker kaçaklar›n› de¤il, H›yanet-i Vatani-
        
        
          ye Kanunu’nda belirtilen suçlar›n san›k-
        
        
          lar›n› da yarg›layabilece¤i kabul edildi.
        
        
          Ayn› gün Meclis taraf›ndan Ankara, Es-
        
        
          kiflehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamo-
        
        
          nu, Pozant› ve Diyarbak›r’da ‹stiklâl
        
        
          Mahkemeleri kuruldu ve üyeliklerine
        
        
          K›l›ç Ali Bey, Topçu ‹hsan (Eryavuz),
        
        
          Rasih Hoca (Kaplan), Muhittin Baha
        
        
          (Pars), Hamdi Nam›k (Gör), Hüsrev Sa-
        
        
          mi (K›z›ldo¤an), Mustafa Necati, Ab-
        
        
          dülkadir Kemalî (Ö¤ütçü), fieyh Servet
        
        
          Efendi, Refik fievket (‹nce), Tevfik
        
        
          Rüfltü (Aras) seçildiler. ‹stiklâl Mahke-
        
        
          melerine üye seçilen bu milletvekilleri,
        
        
          haz›rlay›p görev yerlerine gönderdikleri
        
        
          bildiride; vatan›n tehlikede oldu¤u; as-
        
        
          ker kaçaklar›n›n, teslim olmalar› hâlinde
        
        
          ba¤›fllanacaklar›; bu mahkemelerin üze-
        
        
          rinde baflka hiçbir yetkili bulunmad›¤›;
        
        
          en küçü¤ünden en büyü¤üne, devlet gö-
        
        
          revlileri dahil, herkesi yarg›layabilecek
        
        
          yetkiyle donat›lan bu mahkemelerin, ka-
        
        
          nun maddesine ba¤l› kalmaks›z›n vicda-
        
        
          nî kanaate göre ceza verebilecekleri be-
        
        
          lirtiliyordu. ‹stiklâl Mahkemeleri, faali-
        
        
          yete geçtikten sonra görevlerini süratle
        
        
          yerine getirdiler. Askerlikten firar olay-
        
        
          lar›n›n büyük ölçüde azalmas› üzerine
        
        
          s›k›yönetim mahkemeleri kald›r›l›p
        
        
          onlar›n görevi ‹stiklâl Mahkemelerine
        
        
          devredildi. Kararlar› zaman zaman çok
        
        
          sert bulunup yak›nmalara sebep oldu-
        
        
          ¤undan 17 fiubat 1921’de hükûmetin
        
        
          verdi¤i önergeyle, Ankara d›fl›ndaki ‹s-
        
        
          tiklâl Mahkemeleri kald›r›ld›. Bir süre
        
        
          sonra, Sakarya Savafl› öncesi yeniden as-
        
        
          kerlikten kaçma, eflk›yal›k ve ayaklanma
        
        
          gibi olaylarda art›fl görülünce Kastamo-
        
        
          nu, Konya ve Samsun’da üç ‹stiklâl
        
        
          Mahkemesi kuruldu ve üyeliklerine Ha-
        
        
          cim Muhiddin (Çar›kl›), Muhittin Baha
        
        
          (Pars), Ali Saip (Ursavafl), Mustafa Ne-
        
        
          cati, Mahmut Esat (Bozkurt), Refik (Ko-
        
        
          raltan), Ziya Hurflid, Mazhar Müfit
        
        
          (Kansu), Avni (Do¤an) getirildi. Pontus
        
        
          Rum Ayaklanmas›, Konya Ayaklanmas›
        
        
          gibi olaylar›n san›klar› bu mahkemelerde
        
        
          yarg›land›lar. 31 Temmuz 1922’de ka-
        
        
          bul edilen “‹stiklâl Mehakimi Kanunu”
        
        
          ile ‹stiklâl Mahkemeleri’ne görev ve yet-
        
        
          kileri yeniden belirlenerek baz› k›s›tla-
        
        
          malar getirildi ve idam kararlar›n›n Mec-
        
        
          lis’in onay›ndan geçmesi kabul edildi. 1
        
        
          A¤ustos 1922’de bu yeni kanunun ç›k-
        
        
          mas›yla ‹stiklâl Mahkemeleri’nin çal›fl-
        
        
          malar›na Meclis karar›yla son verildi.
        
        
          II.Dönem ‹stiklâl Mahkemeleri, Cumhu-
        
        
          riyet’in ilân›ndan bir ay sonra ‹stan-
        
        
          bul’da kuruldu; bu ilk mahkemeden son-
        
        
          ra fieyh Said Ayaklanmas› dolay›s›yla
        
        
          ç›kar›lan 4 Mart 1925 tarihli Takrir-i Sü-
        
        
          kûn Kanunu’na dayan›larak Ankara ve
        
        
          Do¤u Anadolu’da çal›flmak üzere iki
        
        
          
            ‹stiklâl Mahkemeleri
          
        
        
          
            ‹zmir ‹stiklâl Mahkemesi üyeleri bir duruflma s›ras›nda.
          
        
        
          
            ‹stiklâl Mahkemesindeki yarg›lama sonucu ‹zmir Suikast› san›klar›ndan Dr.Nâz›m Bey idam
          
        
        
          
            edildi (26 A¤ustos 1926).